Şirketin ağırlığını kim yüklenir ?
Problem Önleyiciler ,diğerlerinin üzgünlük ve yorgunluklarını omuzlar ,onları dinler ,rahatlatıcı fikirler önerir , ortamı daha iyi hale getirir .
Onların güvenilir ,rahatlatıcı ,insanları yargılamayan kişiler olduğundan şüpheniz olmasın.
Bu kahramanlar firmanın zor zamanlarında , rekabet körlüğünde ,yönetemeyen patronlar gibi firmanın desteğe ihtiyacı olduğu durumlarda görünmez kurtarıcılarıdır ve teşekkürü hak ederler.
Şirket organizasyonundaki havanın sıcak veya donuk olmasının , alt bölümlerde çalışanlardan başlayarak finansal sonuçlar üzerinde büyük etkileri vardır.
Çalışanların duygularını yönetmek yorucu ve zor bir iştir.
Onların e-maillerini saklayın , yaptıklarını onaylayın ve destekleyin.
Problem Önleyiciler nasıl desteklenir ?
Varlıklarından ve önemlerinden haberdar olduğunuz hakkında geri bildirimler verin.
Tecrübelerinizi paylaşın
Onlar büyük baskı altında çalışırlar.Stres eğitimlerine gönderin.
Özel hayatlarında kendilerine ayırabilecekleri zamanlar yaratarak stres içinde sakin kalmalarını sağlayın.
Bazen kızdırmak ,bazen güldürmek ,amaç düşündürmek '' Yaşanmış olaylar , gerçeklere yorumlar '' Sitede yer alan bilgiler yalnızca görüş niteliğindedir.
5 Ekim 2008 Pazar
25 Eylül 2008 Perşembe
Kız Arkadaşım Çok Şanslı
Geçen gün arabayla yolda giderken ani bir patlama sesi duydum ve araba biraz sarsıldı.Herhalde birisi çarptı diye düşünürken motordan dumanlar çıkmaya başladı .
Yoldayken bazen görülen ,buharlar çıkan araba sendromu başıma gelmişti.Böyle bir durumdaki başkasını gördüğümde durmadan geçerdim.
Ne yapacağımı düşünme fırsatı dahi bulamadan çevremde birkaç kişi belirdi.
Böyle hikayeleri hepimiz duymuşuzdur.Önce biraz temkinli yaklaştım.
Motorun kapağını açınca ‘’ Başıma son gelmesini istediğim şeylerden biri ‘’ diye düşündüm bir hortum çıkmış ve bir parça kopmuştu.
Beş – altı kişi konuyla ilgili fikir belirtti.Bazıları giderken ‘’teşekkür ederim ‘’ dediğimde bir tanesi ‘’ Ne olacak ki bu gün sana , yarın bana ‘’ diyordu.
Yardıma gelenler çok ilgiliydi.
Birisi ‘’ Git berberden bidonla su al ‘’ derken diğeri tornavida istiyordu.
Yardım edenlerden birisi o mahalledeki çiçekçiydi. Bir yandan tamire çalışırken ‘’köyde traktörümüzü çok tamir ettim ‘’ diyordu.
Diğer arkadaş ise berberdi.Dükkanından beş bidon su aldığım berber.
O da ‘’ Böyle bir şey geçenlerde benim de başıma geldi ‘’ dedi.
Bir saatten fazla uğraştılar ve araba en azından eve götürebilecek kadar çalışır hale gelmişti.
Davranışıma pek bir anlam veremeseler de onlara çok teşekkür ettim ve ellerini sıkarken ‘’İşte yeni çiçekçim ve berberim ‘’ dedim.
Sanırım teşekkürü biraz abartmamdan dolayı şaşırmışlardı ki çiçekçi hızla gelen otobüsü fark etmeden yürümeye başladı.Durumu fark ettim ve kolundan tutarak geri çektim. Bir kaza olabilirdi.
Bir an göz göze geldik ,gülümsedi ,bakışlarıyla bana teşekkür ettiğini hissettim.
Yeni berberimden çok memnun kalacaktım.Kendisi ve kalfası güleryüzlüydü.
Böyle insanların olması ne kadar güzel diye aklımdan bir şeyler geçerken ‘’Kız arkadaşım çok şanslı ‘’ diye düşündüm.
Çünkü benden çok fazla çiçek alacaktı.Artık karşılık beklemeden iyilik yapan çiçekçiye çok fazla uğrayacaktım.
Ayrıca yolda kalmış bir araba görürsem ,pek anlamasam da ‘’ Yapabileceğim bir şey var mı ? ‘’ diye soracaktım.
Çünkü ‘’ Bu gün sana yarın bana ‘’
Yoldayken bazen görülen ,buharlar çıkan araba sendromu başıma gelmişti.Böyle bir durumdaki başkasını gördüğümde durmadan geçerdim.
Ne yapacağımı düşünme fırsatı dahi bulamadan çevremde birkaç kişi belirdi.
Böyle hikayeleri hepimiz duymuşuzdur.Önce biraz temkinli yaklaştım.
Motorun kapağını açınca ‘’ Başıma son gelmesini istediğim şeylerden biri ‘’ diye düşündüm bir hortum çıkmış ve bir parça kopmuştu.
Beş – altı kişi konuyla ilgili fikir belirtti.Bazıları giderken ‘’teşekkür ederim ‘’ dediğimde bir tanesi ‘’ Ne olacak ki bu gün sana , yarın bana ‘’ diyordu.
Yardıma gelenler çok ilgiliydi.
Birisi ‘’ Git berberden bidonla su al ‘’ derken diğeri tornavida istiyordu.
Yardım edenlerden birisi o mahalledeki çiçekçiydi. Bir yandan tamire çalışırken ‘’köyde traktörümüzü çok tamir ettim ‘’ diyordu.
Diğer arkadaş ise berberdi.Dükkanından beş bidon su aldığım berber.
O da ‘’ Böyle bir şey geçenlerde benim de başıma geldi ‘’ dedi.
Bir saatten fazla uğraştılar ve araba en azından eve götürebilecek kadar çalışır hale gelmişti.
Davranışıma pek bir anlam veremeseler de onlara çok teşekkür ettim ve ellerini sıkarken ‘’İşte yeni çiçekçim ve berberim ‘’ dedim.
Sanırım teşekkürü biraz abartmamdan dolayı şaşırmışlardı ki çiçekçi hızla gelen otobüsü fark etmeden yürümeye başladı.Durumu fark ettim ve kolundan tutarak geri çektim. Bir kaza olabilirdi.
Bir an göz göze geldik ,gülümsedi ,bakışlarıyla bana teşekkür ettiğini hissettim.
Yeni berberimden çok memnun kalacaktım.Kendisi ve kalfası güleryüzlüydü.
Böyle insanların olması ne kadar güzel diye aklımdan bir şeyler geçerken ‘’Kız arkadaşım çok şanslı ‘’ diye düşündüm.
Çünkü benden çok fazla çiçek alacaktı.Artık karşılık beklemeden iyilik yapan çiçekçiye çok fazla uğrayacaktım.
Ayrıca yolda kalmış bir araba görürsem ,pek anlamasam da ‘’ Yapabileceğim bir şey var mı ? ‘’ diye soracaktım.
Çünkü ‘’ Bu gün sana yarın bana ‘’
21 Eylül 2008 Pazar
Bırakınız Yapsınlar , Bırakınız Batsınlar
İskoçyalı ekonomist Adam Smith 1700 ‘ lü yıllarda ;
‘’Bırakınız Yapsınlar , Bırakınız Geçsinler ‘’ demişti.
Vahşi kapitalizm ‘in Uygulayıcıları az gelişmiş ülkelere ;
‘’ Bırakınız Biz yapalım , Bırakınız Biz geçelim ‘’ dedi.
Adam Smith ‘’ Bırakınız gerekirse batsınlar ‘’ demişti.
Uygulayıcılar ;
‘’ Biz batarsak dünya etkilenir ‘’ ve ‘’ Size de Yazık Olur ‘’ dedi.
Az gelişmişlerin , her şeyi onlara bıraktıkları için kayda değer öngörüleri yoktu.
Onlar ''Bu güne kadar biz ne yarar gördük ''demedi
Ne yapılmak istenildiğini ülkelerde yaşayanlar pek anlayamamıştı.
Borçlanmaları sayesinde refah düzeyleri biraz artmış ,ücretlerinin alım gücü ise azalmıştı.
Ve önerilerinin yanlış olma ihtimali göz ardı edilen batmayıp ayakta kalan Uygulayıcılar ‘dan gelen haber ise geçmiş bir filmin tekrarı gibiydi.
‘’ Krizden az gelişmiş ülkeler yüksek faizleri sayesinde karlı çıkacak ‘’
Bu sözde akıl var ,yalnız mantık yoktu.
Tercümesi ise şöyleydi ;
Siz yüksek faiz vererek sıcak para çekeceksiniz ,ülkenizin kaynaklarını bize aktarmaya devam edeceksiniz.Yatırım ,üretim gibi zor işlere kafanızı yormayın ,sizin adınıza düşünüp ne istiyorsanız biz karar veririz.
Adam Smith gelişmekte olan sanayilerin devlet tarafından korunması konusuna da değinmişti.
Uygulayıcılar ise bunun bir çok ülkede gözardı edilmesini başarmışlardı.
Son dönemde bazı az gelişmiş ülkeler ise bunu tamamen gözardı etmeyerek serbest piyasa ekonomisini kullanarak yıldız olmuşlardı.
Diğer yandan her şeyi iyi bildiği varsayılan bazı gelişmiş olarak adlandırılan ülkeler , kriz süresince yapılan devletleştirmelerle eski doğu bloku ülkelerini anımsatan bir yapıya gelmişti.
Az gelişmişlerin uyguladıkları yöntemlerle ekonomide tam rekabete uyum sağlayarak gelişme ihtimalleri yüksek mi ?
Aynı hikaye devam edecek mi ?
Yaşayarak göreceğiz.
‘’Bırakınız Yapsınlar , Bırakınız Geçsinler ‘’ demişti.
Vahşi kapitalizm ‘in Uygulayıcıları az gelişmiş ülkelere ;
‘’ Bırakınız Biz yapalım , Bırakınız Biz geçelim ‘’ dedi.
Adam Smith ‘’ Bırakınız gerekirse batsınlar ‘’ demişti.
Uygulayıcılar ;
‘’ Biz batarsak dünya etkilenir ‘’ ve ‘’ Size de Yazık Olur ‘’ dedi.
Az gelişmişlerin , her şeyi onlara bıraktıkları için kayda değer öngörüleri yoktu.
Onlar ''Bu güne kadar biz ne yarar gördük ''demedi
Ne yapılmak istenildiğini ülkelerde yaşayanlar pek anlayamamıştı.
Borçlanmaları sayesinde refah düzeyleri biraz artmış ,ücretlerinin alım gücü ise azalmıştı.
Ve önerilerinin yanlış olma ihtimali göz ardı edilen batmayıp ayakta kalan Uygulayıcılar ‘dan gelen haber ise geçmiş bir filmin tekrarı gibiydi.
‘’ Krizden az gelişmiş ülkeler yüksek faizleri sayesinde karlı çıkacak ‘’
Bu sözde akıl var ,yalnız mantık yoktu.
Tercümesi ise şöyleydi ;
Siz yüksek faiz vererek sıcak para çekeceksiniz ,ülkenizin kaynaklarını bize aktarmaya devam edeceksiniz.Yatırım ,üretim gibi zor işlere kafanızı yormayın ,sizin adınıza düşünüp ne istiyorsanız biz karar veririz.
Adam Smith gelişmekte olan sanayilerin devlet tarafından korunması konusuna da değinmişti.
Uygulayıcılar ise bunun bir çok ülkede gözardı edilmesini başarmışlardı.
Son dönemde bazı az gelişmiş ülkeler ise bunu tamamen gözardı etmeyerek serbest piyasa ekonomisini kullanarak yıldız olmuşlardı.
Diğer yandan her şeyi iyi bildiği varsayılan bazı gelişmiş olarak adlandırılan ülkeler , kriz süresince yapılan devletleştirmelerle eski doğu bloku ülkelerini anımsatan bir yapıya gelmişti.
Az gelişmişlerin uyguladıkları yöntemlerle ekonomide tam rekabete uyum sağlayarak gelişme ihtimalleri yüksek mi ?
Aynı hikaye devam edecek mi ?
Yaşayarak göreceğiz.
17 Eylül 2008 Çarşamba
CEO Hatasını Farketti
Şirketin alacaklı olduğu bir firma batmıştı.
Sorunun kaynağı araştırılmaya başlandı.
Pazarlama ekibi mi işine ilgisizdi ?
Yöneticiler mi işten uzaktı ?
Sistemde mi sorun vardı ?
Konu sorgulandığında ;
Problemin daha önceden farkedildiği ,fakat ‘’ belki düzeltebiliriz ‘’ düşüncesiyle üst yönetimin bilgilendirilmediği anlaşıldı.
Yönetici ,pazarlamacının kendisini zaten dinlemediğini ,hatta batan firmaya satış yapıldığından dahi haberi olmadığını belirtti.
Bu açıklaması pazarlamacısıyla birlikte kendisinin de işini kaybetmesine neden oldu.
Şirket pazarlama bölümünün sorumluluğunu ona vermişti. Ama sonuç hayal kırıklığına dönüşmüştü.
Oysa yaptığı işe ve ekibine sahip olamayan yöneticinin iş hayatında önemli sayılabilecek artıları da vardı
Üstleriyle çok iyi geçiniyor ve ekibinin yaptığı basit bir işi bile şirkette kendisi büyük bir iş yapmış gibi algılatıyor her şeyi kendi başarmış hissini verebiliyordu.
İyi sonuçlara sahip çıkıp kötü sonuçlardan kaçınmak , iş ve yöneticilik konularındaki yetersizliği eninde sonunda kaçınılmaz sonucu getirmişti.
Yaşanan olay sonucunda CEO asıl hatanın kendisinde olduğunu fark etti ve firmanın detaylı sorgulanmasına karar verdi.
Ulaşılan sonuçlar şöyleydi ;
Şirket içi denetimde risk oluşturan eksikler ortaya çıkarıldı.
Yetki verilen insanların sorumluluklarını, rakamsal sonuçların dışında da ne şekilde yerine getirdikleri takip edilmeye başlandı.
Birimlerin birbirini denetlemesi sağlandı.
Performans değerlendirmesi 360 derece olarak uygulanmaya başlandı.Bu performans sisteminde yöneticiler çalışanlarını değerlendirirken ,çalışanlar da yöneticilerini değerlendiriyordu.
Kurumsallaşmayı kaçınılmaz bir gerçek olarak düşünen firmalar problemler yaşasalarda, gerekli yönetim tekniklerini kullanıp doğru teşhislere ulaşarak daha başarılı bir geleceğe yelken açmayı başarırlar.
Sorunun kaynağı araştırılmaya başlandı.
Pazarlama ekibi mi işine ilgisizdi ?
Yöneticiler mi işten uzaktı ?
Sistemde mi sorun vardı ?
Konu sorgulandığında ;
Problemin daha önceden farkedildiği ,fakat ‘’ belki düzeltebiliriz ‘’ düşüncesiyle üst yönetimin bilgilendirilmediği anlaşıldı.
Yönetici ,pazarlamacının kendisini zaten dinlemediğini ,hatta batan firmaya satış yapıldığından dahi haberi olmadığını belirtti.
Bu açıklaması pazarlamacısıyla birlikte kendisinin de işini kaybetmesine neden oldu.
Şirket pazarlama bölümünün sorumluluğunu ona vermişti. Ama sonuç hayal kırıklığına dönüşmüştü.
Oysa yaptığı işe ve ekibine sahip olamayan yöneticinin iş hayatında önemli sayılabilecek artıları da vardı
Üstleriyle çok iyi geçiniyor ve ekibinin yaptığı basit bir işi bile şirkette kendisi büyük bir iş yapmış gibi algılatıyor her şeyi kendi başarmış hissini verebiliyordu.
İyi sonuçlara sahip çıkıp kötü sonuçlardan kaçınmak , iş ve yöneticilik konularındaki yetersizliği eninde sonunda kaçınılmaz sonucu getirmişti.
Yaşanan olay sonucunda CEO asıl hatanın kendisinde olduğunu fark etti ve firmanın detaylı sorgulanmasına karar verdi.
Ulaşılan sonuçlar şöyleydi ;
Şirket içi denetimde risk oluşturan eksikler ortaya çıkarıldı.
Yetki verilen insanların sorumluluklarını, rakamsal sonuçların dışında da ne şekilde yerine getirdikleri takip edilmeye başlandı.
Birimlerin birbirini denetlemesi sağlandı.
Performans değerlendirmesi 360 derece olarak uygulanmaya başlandı.Bu performans sisteminde yöneticiler çalışanlarını değerlendirirken ,çalışanlar da yöneticilerini değerlendiriyordu.
Kurumsallaşmayı kaçınılmaz bir gerçek olarak düşünen firmalar problemler yaşasalarda, gerekli yönetim tekniklerini kullanıp doğru teşhislere ulaşarak daha başarılı bir geleceğe yelken açmayı başarırlar.
Etiketler:
Calışana Özel,
CEO 'lara Özel,
Kurumsallık,
Yönetim Becerileri
14 Eylül 2008 Pazar
Gelişen Ülkenin Küresel Firması
Gelişme oyununda bazıları sınıfta kalırken ,Brezilya dünyaya yalnızca futbolcu ihraç etmiyor.
Klimasan'ın yüzde 61'ine sahip olan Şenocak Holding'in yüzde 71 hissesi, 32.6 milyon euro bedelle Brezilyalı Metalfrio Solutions'a satıldı.
Metalfrio 'da bir dünya firması
45 yıl önce kurulan kurulmuş , Brezilya'da Coco-Cola, Nestle ve Unilever gibi dünya devi şirketlerle iş yapıyor. Şirket yüksek teknoloji ile yılda 180 bin parça ürün üretiyor.
Latin Amerika, Batı ve Orta Avrupa, Rusya ve İskandinavya'da faaliyet gösteren şirketin toplam 450 çalışanı bulunuyor.
Güney Amerika da ise % 50 üzeri pazar payıyla lider bir konumda.
En önemli özelliklerinden birisi ise yenilikçi olması . Bunu dünya ile işbirliği yaparak başarıyor.
2005 yılından bu yana Türkiye'de de faaliyet gösteren Metalfrio, bu yılın ikinci çeyreğinde Türkiye'de 3 bin 100 parça ürün sattı ve 4.2 milyon real tutarında gelir elde etti.
kaynak:metalfrio ,referans.
Klimasan'ın yüzde 61'ine sahip olan Şenocak Holding'in yüzde 71 hissesi, 32.6 milyon euro bedelle Brezilyalı Metalfrio Solutions'a satıldı.
Metalfrio 'da bir dünya firması
45 yıl önce kurulan kurulmuş , Brezilya'da Coco-Cola, Nestle ve Unilever gibi dünya devi şirketlerle iş yapıyor. Şirket yüksek teknoloji ile yılda 180 bin parça ürün üretiyor.
Latin Amerika, Batı ve Orta Avrupa, Rusya ve İskandinavya'da faaliyet gösteren şirketin toplam 450 çalışanı bulunuyor.
Güney Amerika da ise % 50 üzeri pazar payıyla lider bir konumda.
En önemli özelliklerinden birisi ise yenilikçi olması . Bunu dünya ile işbirliği yaparak başarıyor.
2005 yılından bu yana Türkiye'de de faaliyet gösteren Metalfrio, bu yılın ikinci çeyreğinde Türkiye'de 3 bin 100 parça ürün sattı ve 4.2 milyon real tutarında gelir elde etti.
kaynak:metalfrio ,referans.
10 Eylül 2008 Çarşamba
Geleceğin Müşteri Alışkanlıkları Tahmin Edilebilir mi ?
İş dünyasının kafasındaki değerler ve önemi artan Pazar savaşları .
Yalnız değerler gerçekten anlaşılabiliyor mu ? Nereden geliyor ,neden önemli ?
Çünkü Amerikada farklı yeni bir nesilin olduğu bir çağa giriyoruz.
Farklı gruplara göre ürün ve hizmetleri pazara yerleştirme konusunda değerleri anlayabilmek bu günkü kadar hiç önemli olmamıştı .
Geleceğin satınalma alışkanlıklarında değerlerin güçlü bir gösterge olacağı tahmin edilmekte.
Ulusal basketbol birliği ,değer temelli profilleri pazarlama etkilerini arttırmak için kullanmaktadır.
Peki siz pazarlama konusunda aynı sistemi nasıl kullanabilirsiniz ?
- Yenilikçi ürün ve servisler yaratın.
- Ürünlerinizi tüketici değerlerine göre sıraya koyun.
- Büyük potansiyelli alıcılarınızla güçlü satış ilişkileri sağlayın .
- Yeni pazarlara girerken risk – ödül oranının değerini biçin .
- Büyüyen bir trend olan karlı pazarlama fırsatlarını değerlendirin.
- Hızlı ve kalıcı karlılık için müşterilerin satın alma kararlarını etkileyin .
kaynak:club of amsterdam
Yalnız değerler gerçekten anlaşılabiliyor mu ? Nereden geliyor ,neden önemli ?
Çünkü Amerikada farklı yeni bir nesilin olduğu bir çağa giriyoruz.
Farklı gruplara göre ürün ve hizmetleri pazara yerleştirme konusunda değerleri anlayabilmek bu günkü kadar hiç önemli olmamıştı .
Geleceğin satınalma alışkanlıklarında değerlerin güçlü bir gösterge olacağı tahmin edilmekte.
Ulusal basketbol birliği ,değer temelli profilleri pazarlama etkilerini arttırmak için kullanmaktadır.
Peki siz pazarlama konusunda aynı sistemi nasıl kullanabilirsiniz ?
- Yenilikçi ürün ve servisler yaratın.
- Ürünlerinizi tüketici değerlerine göre sıraya koyun.
- Büyük potansiyelli alıcılarınızla güçlü satış ilişkileri sağlayın .
- Yeni pazarlara girerken risk – ödül oranının değerini biçin .
- Büyüyen bir trend olan karlı pazarlama fırsatlarını değerlendirin.
- Hızlı ve kalıcı karlılık için müşterilerin satın alma kararlarını etkileyin .
kaynak:club of amsterdam
7 Eylül 2008 Pazar
3.Dünya Ülkelerinde İş Yaparken
Gelişmiş bir ülkedeki bir danışmanlık firmasının yeterince gelişememiş ülkelerde iş yapacaklara yapmış olduğu bazı öneriler şöyle ;
Burokratik işlerin yapılması için gerekli masrafların yanı sıra ‘’ masa altı ödeme ‘’ bir çok gelişmekte olan ülkede kural haline gelmiştir.
Bu durum iş kültürünün bir parçasıdır.
Böyle ülkelerde aşağıdaki durumlarda örneklerle karşılaşabilirsiniz.
- İzin ,lisans gibi belgeler almak istediğinizde ,
- Vize ve çalışma izni gibi evraklarda
- Ülkede mal taşıtmak istediğinizde
- Telefon ,elektrik ,çöp hizmetlerinde
- Benzer diğer işlerde
Bu ödemeler yasalmıdır ?Uluslar arası kuruluşların raporlarında bu konu yer almaz.
Diğer taraftan yönetim ekibinizi bu konularda açıkça bilgilendirmeniz gerekir.
kaynak:wral
Burokratik işlerin yapılması için gerekli masrafların yanı sıra ‘’ masa altı ödeme ‘’ bir çok gelişmekte olan ülkede kural haline gelmiştir.
Bu durum iş kültürünün bir parçasıdır.
Böyle ülkelerde aşağıdaki durumlarda örneklerle karşılaşabilirsiniz.
- İzin ,lisans gibi belgeler almak istediğinizde ,
- Vize ve çalışma izni gibi evraklarda
- Ülkede mal taşıtmak istediğinizde
- Telefon ,elektrik ,çöp hizmetlerinde
- Benzer diğer işlerde
Bu ödemeler yasalmıdır ?Uluslar arası kuruluşların raporlarında bu konu yer almaz.
Diğer taraftan yönetim ekibinizi bu konularda açıkça bilgilendirmeniz gerekir.
kaynak:wral
Etiketler:
Gelişen Ülkeler Neden Gelişmez ?,
Gelişmiş Ülke Bakışı
3 Eylül 2008 Çarşamba
Limoncu Geldi
Yıllar önceydi.
İstanbul Gayrettepe ‘de anneannemle birlikte yaşıyorduk.Bizim sokaktan geçen bir kör limoncu vardı.
Onu ne zaman görsem‘’ Limoncu geldi hanım ,kör limoncu geldi '' diye bağırıyordu.
Anneannem bana hep şunu söylerdi ;
‘’ Ne zaman kör limoncu bizim sokaktan geçse , mutlaka limon alacaksın ,
Evde limon olsa bile !
Unutma ki o çalışıyor ve bakmak zorunda olduğu bir ailesi var ''
Ne zaman kör limoncunun sesini duysam hemen anneanneme gider, para alır ve limoncuya koşardım.
O da beni tanırdı ,elinden tutar sokakta karşıdan karşıya geçirirdim.
Daha sonra o mahalleden uzak bir yere taşındık.Kör limoncudan ayrıldığım için üzgündüm.
Bir gün sokakta oynarken bir ses duydum.
'' Limoncu geldi hanım ,kör limoncu geldi ''
Ve o yeniden karşımdaydı.
Bu bir konserde izlediğim Anadolu Rock Grubu Baba Zula ‘nın solistinin hikayesi.
Hikaye örneklerle iş hayatına da bağlanabilirdi.
Ama böyle kalsın , daha anlamlı ve güzel.
Yoksa , böyle Kör Limoncular ,Çocuklar ve Anneanneler hala çoğunluktamı ?
Öyle bir dünya herkes için ne güzel olurdu.
Baba Zula ,adını ilk defa Efsane Grup Moğollar ' ında sahne aldığı , İzmir - Karaburun Festivali kapsamında ki konserinde duyduğum ,Türk müzik aletlerini elektronikle birleştiren ,bir çok ülkede festivallere katılarak müziğimizi tanıtan , geçmişi 1996 'lara dayanan bir grup.
Beni en çok etkileyen yanıysa şarkı sözleriydi.
Geçmişte Moğollar 'da yer alan Cem Karaca 'nın oğlu Emrah Karaca 'da artık babasının eski grubunun solisti.
Karaburun ise öyle bir yer ki ;
Tüm güzel yerleri gezdiğinizi düşünüyorsanız , Karaburun ve çevresine uğramadıysanız emin olun yanılıyorsunuz.
İstanbul Gayrettepe ‘de anneannemle birlikte yaşıyorduk.Bizim sokaktan geçen bir kör limoncu vardı.
Onu ne zaman görsem‘’ Limoncu geldi hanım ,kör limoncu geldi '' diye bağırıyordu.
Anneannem bana hep şunu söylerdi ;
‘’ Ne zaman kör limoncu bizim sokaktan geçse , mutlaka limon alacaksın ,
Evde limon olsa bile !
Unutma ki o çalışıyor ve bakmak zorunda olduğu bir ailesi var ''
Ne zaman kör limoncunun sesini duysam hemen anneanneme gider, para alır ve limoncuya koşardım.
O da beni tanırdı ,elinden tutar sokakta karşıdan karşıya geçirirdim.
Daha sonra o mahalleden uzak bir yere taşındık.Kör limoncudan ayrıldığım için üzgündüm.
Bir gün sokakta oynarken bir ses duydum.
'' Limoncu geldi hanım ,kör limoncu geldi ''
Ve o yeniden karşımdaydı.
Bu bir konserde izlediğim Anadolu Rock Grubu Baba Zula ‘nın solistinin hikayesi.
Hikaye örneklerle iş hayatına da bağlanabilirdi.
Ama böyle kalsın , daha anlamlı ve güzel.
Yoksa , böyle Kör Limoncular ,Çocuklar ve Anneanneler hala çoğunluktamı ?
Öyle bir dünya herkes için ne güzel olurdu.
Baba Zula ,adını ilk defa Efsane Grup Moğollar ' ında sahne aldığı , İzmir - Karaburun Festivali kapsamında ki konserinde duyduğum ,Türk müzik aletlerini elektronikle birleştiren ,bir çok ülkede festivallere katılarak müziğimizi tanıtan , geçmişi 1996 'lara dayanan bir grup.
Beni en çok etkileyen yanıysa şarkı sözleriydi.
Geçmişte Moğollar 'da yer alan Cem Karaca 'nın oğlu Emrah Karaca 'da artık babasının eski grubunun solisti.
Karaburun ise öyle bir yer ki ;
Tüm güzel yerleri gezdiğinizi düşünüyorsanız , Karaburun ve çevresine uğramadıysanız emin olun yanılıyorsunuz.
1 Eylül 2008 Pazartesi
Girişimde Israrcı Ol
Başarılı Girişimcinin Yapacağı Üç Şey Vardır.
Daha Fazlasını Öğren ;
Dünya sürekli değişiyor.Bu yüzden sürekli öğrenmeye devam etmelisin.Bu çok basit.
Dışarıdaki başarılı insanlara bak ;
- Hiç biri şartlanmayı kabul etmez.
- Boşa vakit harcamaz.
- Yaptığı şeyi her zaman aynı şekilde yapmaya çalışmaz.
Daha Fazlasını Dene ;
Başarılı insanlar daha fazla öğrenmenin yanı sıra daha fazlasını denerler.
Roket bilimi artık uzakta değil .Geçmişte de biliniyordu , yalnızca şu an uygulandı.
Başarı ile ilgili bir çok kitap okuduğumuzda hiç birinin gerçekte yeni olmadığının farkına varırız.
Temel bilgilere ulaştırsa da eski konuların tartışılıp bu güne uyarlanmasından fazlası değildir.
Israrcı Ol
Bir çok girişimci ilk iki konuyu yapsa da ısrarcılıkta vazgeçer. Nereye gitmek istediğini biliyorsan öğrenmeye devam et ,yeni yöntemler dene ,
Daha uzun süre alabilir , daha zor olabilir. Ama sonuçta amacına ulaşırsın. İnsanlar hep vazgeçmek ister.Çünkü girişimcilik gerçekten zordur.
Lunaparktaki korku trenlerine benzer. Başlangıçta heyacanlanırsınız. İniş çıkışlarda mideniz kötü olur ve zorlanırsınız.Tekrarladığınızda ise sonuca tahmininizden daha hızlı yaklaşırsınız.
kaynak:blog mindvalleylabs
Daha Fazlasını Öğren ;
Dünya sürekli değişiyor.Bu yüzden sürekli öğrenmeye devam etmelisin.Bu çok basit.
Dışarıdaki başarılı insanlara bak ;
- Hiç biri şartlanmayı kabul etmez.
- Boşa vakit harcamaz.
- Yaptığı şeyi her zaman aynı şekilde yapmaya çalışmaz.
Daha Fazlasını Dene ;
Başarılı insanlar daha fazla öğrenmenin yanı sıra daha fazlasını denerler.
Roket bilimi artık uzakta değil .Geçmişte de biliniyordu , yalnızca şu an uygulandı.
Başarı ile ilgili bir çok kitap okuduğumuzda hiç birinin gerçekte yeni olmadığının farkına varırız.
Temel bilgilere ulaştırsa da eski konuların tartışılıp bu güne uyarlanmasından fazlası değildir.
Israrcı Ol
Bir çok girişimci ilk iki konuyu yapsa da ısrarcılıkta vazgeçer. Nereye gitmek istediğini biliyorsan öğrenmeye devam et ,yeni yöntemler dene ,
Daha uzun süre alabilir , daha zor olabilir. Ama sonuçta amacına ulaşırsın. İnsanlar hep vazgeçmek ister.Çünkü girişimcilik gerçekten zordur.
Lunaparktaki korku trenlerine benzer. Başlangıçta heyacanlanırsınız. İniş çıkışlarda mideniz kötü olur ve zorlanırsınız.Tekrarladığınızda ise sonuca tahmininizden daha hızlı yaklaşırsınız.
kaynak:blog mindvalleylabs
28 Ağustos 2008 Perşembe
En Başarılı Kadın Girişimcilerden Biriydi
İspanyol kökenli olan Cheryl 11 çocuklu bir aileden geliyor.Babası bir camyünü fabrikasında günde 18 saat çalışıyordu.
Cheryl Womack ‘ın yaptıkları bir çok insana örnek olabilecek nitelikte.
33 yaşında Amerika için düşük bir ücret olan yılda yalnızca 17.000 dolar kazandığı bir işe sahipken hayatını değiştirme kararını verdi.
20 yıl sonra ise Amerika ‘daki en başarılı ,yenilikçi ,iş lideri kadınlarından birisi olarak gösteriliyor.
1983 yılında kamyoncuların ihtiyaçlarına göre dizayn edilmiş sigortacılık konusunda ilk şirketi olan VCW ‘yi kurdu.
2002 yılında şirketini sattığında Amerika ve Kanada da 100 milyon dolarlık iş hacmine erişmiş ,12.000 ‘den fazla müşteriye sahip olmuştu.
Asıl ünü yenilikçiliğinden ve sektöre liderlik etmesinden geliyor.O birbiriyle bağlantılı sigortacılık konusunda öncüydü. Sektör için yeni bir model ortaya çıkarmıştı.
‘’Diğer örnekleri değerlendir ama hiçbir zaman aynısını yapma ‘’ düşüncesi yeni ürün geliştirme ve risk yönetimi konularında ona büyük katkı yapmıştı.
Başarısındaki anahtarlar şöyleydi ;
Kurumsal kültürü , yeniliği ,yaratıcılığı ,çalışmaya paralel ödülü destekliyor , toplumsal bağlılığa katkı sağlıyordu.
2002 yılında firmasını satana kadar bir çok saygın kuruluştan çok sayıda ödüller kazandı.
kaynak:leadingwomen
Cheryl Womack ‘ın yaptıkları bir çok insana örnek olabilecek nitelikte.
33 yaşında Amerika için düşük bir ücret olan yılda yalnızca 17.000 dolar kazandığı bir işe sahipken hayatını değiştirme kararını verdi.
20 yıl sonra ise Amerika ‘daki en başarılı ,yenilikçi ,iş lideri kadınlarından birisi olarak gösteriliyor.
1983 yılında kamyoncuların ihtiyaçlarına göre dizayn edilmiş sigortacılık konusunda ilk şirketi olan VCW ‘yi kurdu.
2002 yılında şirketini sattığında Amerika ve Kanada da 100 milyon dolarlık iş hacmine erişmiş ,12.000 ‘den fazla müşteriye sahip olmuştu.
Asıl ünü yenilikçiliğinden ve sektöre liderlik etmesinden geliyor.O birbiriyle bağlantılı sigortacılık konusunda öncüydü. Sektör için yeni bir model ortaya çıkarmıştı.
‘’Diğer örnekleri değerlendir ama hiçbir zaman aynısını yapma ‘’ düşüncesi yeni ürün geliştirme ve risk yönetimi konularında ona büyük katkı yapmıştı.
Başarısındaki anahtarlar şöyleydi ;
Kurumsal kültürü , yeniliği ,yaratıcılığı ,çalışmaya paralel ödülü destekliyor , toplumsal bağlılığa katkı sağlıyordu.
2002 yılında firmasını satana kadar bir çok saygın kuruluştan çok sayıda ödüller kazandı.
kaynak:leadingwomen
24 Ağustos 2008 Pazar
Dünyanın En Hızlı Büyüyen Firması Kimdir ?
Rakiplerine göre çok küçük yerel bir firma yedi yılda uluslar arası bir oyuncu olabilir mi ?
Hayır , tahmin ettiğiniz gibi değil.
O İzlanda ‘ dan bir ilaç firması , adı Actavis
1999 yılında ülkesinde 100 çalışanı ile faaliyet gösteren şirket şu an 11.000 çalışanı ile 40 ülkede dünya liderliğine oynuyor.
Başarıyı yöneten CEO 'su ise 39 yaşında.
Bu dönem içinde 26 adet firma satın alınmış ve birbirlerine kapsamlı bir şekilde entegre edilmiş.
İnanılması güç başarılarındaki kritik noktalar ;
Tedarik zincirlerini ,pazarlarını ,Ar – Ge ‘lerini ,en önemlisi ise yönetim tarzlarıyla birlikte kendilerini eş zamanlı olarak değiştirmeleri.
Bu değişimde alınan kararların % 80 ‘inde grup çalışması yönteminden yararlanarak sonuca ulaşılmış , ayrıca bir çok üniversite ile işbirliğine gidilerek zaman sınırlamalı grup tartışmalarından yararlanılmış.
Ve karşınızda yedi yılda oluşan bir dünya devi
kaynak:reuter
Hayır , tahmin ettiğiniz gibi değil.
O İzlanda ‘ dan bir ilaç firması , adı Actavis
1999 yılında ülkesinde 100 çalışanı ile faaliyet gösteren şirket şu an 11.000 çalışanı ile 40 ülkede dünya liderliğine oynuyor.
Başarıyı yöneten CEO 'su ise 39 yaşında.
Bu dönem içinde 26 adet firma satın alınmış ve birbirlerine kapsamlı bir şekilde entegre edilmiş.
İnanılması güç başarılarındaki kritik noktalar ;
Tedarik zincirlerini ,pazarlarını ,Ar – Ge ‘lerini ,en önemlisi ise yönetim tarzlarıyla birlikte kendilerini eş zamanlı olarak değiştirmeleri.
Bu değişimde alınan kararların % 80 ‘inde grup çalışması yönteminden yararlanarak sonuca ulaşılmış , ayrıca bir çok üniversite ile işbirliğine gidilerek zaman sınırlamalı grup tartışmalarından yararlanılmış.
Ve karşınızda yedi yılda oluşan bir dünya devi
kaynak:reuter
21 Ağustos 2008 Perşembe
Firmalarda Strateji Haritası İşe Yarar mı ?
Şirketler kendilerini geliştirmek için bu gün yaptıklarından daha iyisini nasıl yaparlar ?
Firmalarda İnsan Kaynağının Değeri , Bilgi , Kültür gibi gözle görülemeyen varlıklar 1990 ‘lardan bu yana Dengeli Skor Kartı Sistemi ile rakamlara dökülerek daha somut olarak ölçülebilmektedir.
Sistem dört tane bakış açısını içerir ;
1 – Finansal ölçütler
2 – Müşteriler
3 – Firma İçi Süreçler
4 – Öğrenme ve Büyüme
Bu harita resmin nasıl göründüğünün bin kelime ile anlatılmasına göre daha gerçekçidir.
Finansal ve Müşteri ile ilgili amaçları tanımlayan ve çıkan sonuçlara göre şirketin başarmak istediklerini ortaya koyan ,
Şirket içi amaçlar ,öğrenme ve büyüme ile ilgili bakış açılarını tanımlayan ,
Organizasyonun bu sonuçlara nasıl ulaşabileceğini gösteren bir yol göstericidir.
Önemli bir yararı tüm çalışanların güçlü iletişime sahip olarak stratejileri anlaması ve şirketin başarısı için kendi yapabileceklerini sorgulamasıdır.
Strateji haritası yöneticilerin de işlerin yolunda gidip gitmediğini kolaylıkla görmelerini sağlar.
Haritanın 25 kişiye kadar çalışanı olan şirketlerde çok yüksek verim sağladığı görülmüştür.
Bir çok bölümü olan şirketlerde işlerin sıraya konulmasındaki katkıları önemlidir.
Binlerce çalışanı olan yerlerde de uygulanmaktadır.
Bir çok şirket bir kişiyi Strateji Haritasının sorumlusu olarak tanımlar.Bu kişi bilgileri sağlar ve düzenli olarak haritaya işler.Raporların aylık dağıtımını organize eder.
Bu harita sayesinde aylık yönetim toplantılarında performansın stratejinin neresinde olduğu daha gerçekçi olarak tartışılabilir.
kaynak:hbs
Firmalarda İnsan Kaynağının Değeri , Bilgi , Kültür gibi gözle görülemeyen varlıklar 1990 ‘lardan bu yana Dengeli Skor Kartı Sistemi ile rakamlara dökülerek daha somut olarak ölçülebilmektedir.
Sistem dört tane bakış açısını içerir ;
1 – Finansal ölçütler
2 – Müşteriler
3 – Firma İçi Süreçler
4 – Öğrenme ve Büyüme
Bu harita resmin nasıl göründüğünün bin kelime ile anlatılmasına göre daha gerçekçidir.
Finansal ve Müşteri ile ilgili amaçları tanımlayan ve çıkan sonuçlara göre şirketin başarmak istediklerini ortaya koyan ,
Şirket içi amaçlar ,öğrenme ve büyüme ile ilgili bakış açılarını tanımlayan ,
Organizasyonun bu sonuçlara nasıl ulaşabileceğini gösteren bir yol göstericidir.
Önemli bir yararı tüm çalışanların güçlü iletişime sahip olarak stratejileri anlaması ve şirketin başarısı için kendi yapabileceklerini sorgulamasıdır.
Strateji haritası yöneticilerin de işlerin yolunda gidip gitmediğini kolaylıkla görmelerini sağlar.
Haritanın 25 kişiye kadar çalışanı olan şirketlerde çok yüksek verim sağladığı görülmüştür.
Bir çok bölümü olan şirketlerde işlerin sıraya konulmasındaki katkıları önemlidir.
Binlerce çalışanı olan yerlerde de uygulanmaktadır.
Bir çok şirket bir kişiyi Strateji Haritasının sorumlusu olarak tanımlar.Bu kişi bilgileri sağlar ve düzenli olarak haritaya işler.Raporların aylık dağıtımını organize eder.
Bu harita sayesinde aylık yönetim toplantılarında performansın stratejinin neresinde olduğu daha gerçekçi olarak tartışılabilir.
kaynak:hbs
19 Ağustos 2008 Salı
İnsanlar Bir Ürüne Sosyal Katkı İçin Fazlasını Öder mi ?
'' İnsanlar aynı kalitedeki bir ürüne , fiyat farkı bir sosyal sorumluluk projesine gidiyorsa daha fazlasını öder mi ? ''
sorulu ankete 7 kişi katıldı.
Sonuçlar Şöyle ;
Ödemem : 0
Öderim : 7
sorulu ankete 7 kişi katıldı.
Sonuçlar Şöyle ;
Ödemem : 0
Öderim : 7
17 Ağustos 2008 Pazar
Oysa Doğrular Yanlıştı
Okul sonrası ilk işyerimdeki bir eğitimde sınıfa girdiğimizde hoca ayaklarını masanın üstünde bacak bacak üstüne atmıştı.Hepimiz yadırgamış ve kızmıştık. Hatta bazılarımız dersi protestoyu düşünmüştü.
Oysa bir haftalık eğitimin sonunda , okuldayken bir yıl okuyup sınıfı nasıl geçtiğimi anlayamadığım bu konuyu anlatabilecek düzeye gelmiştim.
İlk işyerimde yöneticim , odasına kapıyı çalmadan girme , ceketin düğmesini iliklememe ,biraz bilmiş bir şekilde elim cebimde konuşma gibi nedenlerle bana takmıştı.
Oysa bir süre sonra performans düşüklüğünden işten o atılmıştı, ben hala oradaydım.
Küçükken ‘’ çok çalış ,adam ol ‘’ tavsiyeleri almıştım.
Oysa iş hayatına başlayınca haftada 4 gün çalışıp dünyada yüz ülkede pazar lideri olan firmalar ve buralarda az çalışan çok başarılı yöneticiler görmüştüm.
Eski model arabamla benzin alırken pompacı yüzüme bile bakmıyordu.
Oysa yeni model aldığımda camını silip birkaç kez selam veriyordu.
Ülke yönetiminde ağzı laf yapan insanlara umut bağlamıştım.
Oysa ülkem hala gelişememişti.
Yabancı ürünleri taklit eden firmalar kısa sürede iyi paralar kazanabiliyordu.
Oysa yıllar sonra orijinali üretenler ayaktayken diğerleri kaybolup gitmişti.
Spor basını korosuna göre Feldkamp başarısızdı.
Oysa Galatasaray o yıl şampiyon olurken , kazandırdığı futbolcular milli takımın Avrupa 4. lüğüne katkı yapmıştı.
Toplumsal algılamalar önemliydi. Yanlışa götürse de , çoğunluk açısından doğru gibi algılanıyorsa yanlışlar doğru anlamına geliyordu.
Oysa doğrular bazen de yanlıştı .
Diğer bir çok yanlışın doğru kabul edilmesinin yanı sıra şekilcilik , duyarsızlık , plansızlık da toplumların görüntüselliğin dışında gerçek anlamda gelişmesine engel oluyordu.
Oysa bir haftalık eğitimin sonunda , okuldayken bir yıl okuyup sınıfı nasıl geçtiğimi anlayamadığım bu konuyu anlatabilecek düzeye gelmiştim.
İlk işyerimde yöneticim , odasına kapıyı çalmadan girme , ceketin düğmesini iliklememe ,biraz bilmiş bir şekilde elim cebimde konuşma gibi nedenlerle bana takmıştı.
Oysa bir süre sonra performans düşüklüğünden işten o atılmıştı, ben hala oradaydım.
Küçükken ‘’ çok çalış ,adam ol ‘’ tavsiyeleri almıştım.
Oysa iş hayatına başlayınca haftada 4 gün çalışıp dünyada yüz ülkede pazar lideri olan firmalar ve buralarda az çalışan çok başarılı yöneticiler görmüştüm.
Eski model arabamla benzin alırken pompacı yüzüme bile bakmıyordu.
Oysa yeni model aldığımda camını silip birkaç kez selam veriyordu.
Ülke yönetiminde ağzı laf yapan insanlara umut bağlamıştım.
Oysa ülkem hala gelişememişti.
Yabancı ürünleri taklit eden firmalar kısa sürede iyi paralar kazanabiliyordu.
Oysa yıllar sonra orijinali üretenler ayaktayken diğerleri kaybolup gitmişti.
Spor basını korosuna göre Feldkamp başarısızdı.
Oysa Galatasaray o yıl şampiyon olurken , kazandırdığı futbolcular milli takımın Avrupa 4. lüğüne katkı yapmıştı.
Toplumsal algılamalar önemliydi. Yanlışa götürse de , çoğunluk açısından doğru gibi algılanıyorsa yanlışlar doğru anlamına geliyordu.
Oysa doğrular bazen de yanlıştı .
Diğer bir çok yanlışın doğru kabul edilmesinin yanı sıra şekilcilik , duyarsızlık , plansızlık da toplumların görüntüselliğin dışında gerçek anlamda gelişmesine engel oluyordu.
6 Ağustos 2008 Çarşamba
Para Mutluluğu Satın Alır
Para mutluluğu satın alır mı ?
Sorunun cevabı ise gerçekte ‘’ evet ‘’
Günümüzde yapılan araştırmalara göre bir başkası için para harcamak , harcayanın mutluluğunu yükseltiyor.
Bilimsel çalışmaların gösterdiği ;
İnsanlar para kazanmak için çok fazla çaba harcar yalnız daha fazlası onları daha mutlu yapmaz.
Bu haliyle mutluluğu satın almaz .
İnsanlar yalnızca kendilerini mutlu etmek için para harcamazlar .
Eğer onları farklı nedenlerle harcamaya yönlendirirseniz bu yollar mutluluğa da neden olabilir.
Örnek olay çalışmalarında ;
Şirketlerde prim verilmesinin , çalışanların uzun dönemde mutluluğunu etkilediğini ,diğer taraftan arkadaşlarına hediye almak ,hayır kurumlarına yardım etmek gibi sosyalleşme içeren davranışların mutluluğu satın aldığını gördük.
Çok fakir kesimlerde etkileri farklı olabilir.Yalnız yılda 100.000 dolar kazandığınızı düşünün .Bu rakamın gelecek yıl 110.000 ‘e çıkması sizi ne kadar mutlu eder ?
İnsanlar her ne kadar daha fazla paranın mutluluk getirdiğini düşünse de en fazla başkalarıyla paylaştıklarında mutlu olurlar.
Bu konuda sizler hangi düşüncedesiniz ?
kaynak:hbs
Sorunun cevabı ise gerçekte ‘’ evet ‘’
Günümüzde yapılan araştırmalara göre bir başkası için para harcamak , harcayanın mutluluğunu yükseltiyor.
Bilimsel çalışmaların gösterdiği ;
İnsanlar para kazanmak için çok fazla çaba harcar yalnız daha fazlası onları daha mutlu yapmaz.
Bu haliyle mutluluğu satın almaz .
İnsanlar yalnızca kendilerini mutlu etmek için para harcamazlar .
Eğer onları farklı nedenlerle harcamaya yönlendirirseniz bu yollar mutluluğa da neden olabilir.
Örnek olay çalışmalarında ;
Şirketlerde prim verilmesinin , çalışanların uzun dönemde mutluluğunu etkilediğini ,diğer taraftan arkadaşlarına hediye almak ,hayır kurumlarına yardım etmek gibi sosyalleşme içeren davranışların mutluluğu satın aldığını gördük.
Çok fakir kesimlerde etkileri farklı olabilir.Yalnız yılda 100.000 dolar kazandığınızı düşünün .Bu rakamın gelecek yıl 110.000 ‘e çıkması sizi ne kadar mutlu eder ?
İnsanlar her ne kadar daha fazla paranın mutluluk getirdiğini düşünse de en fazla başkalarıyla paylaştıklarında mutlu olurlar.
Bu konuda sizler hangi düşüncedesiniz ?
kaynak:hbs
3 Ağustos 2008 Pazar
Farklı Pazarlarda Zincir Mağazacılığın Yapılandırılması Ve Franchising
Zincir organizasyonlar , pazarın farklı bölümlerine yayılmış olan mağazalarla işleyerek önemli farklılıklara sahip müşteri gruplarına hizmet verirler.
Bu yayılmada genel merkez tarafından beklenen uzlaşı 2 nedenle mağazaları kontrol yeteneğidir.
- Farklı bölgesel özellikler ,mağaza yöneticilerinin davranışlarının izlenme şeklini zorlaştırır.
- Farklı sınıflarda müşteri temelindeki zincir ,müşteriye hizmette zorluklar yaratır ve yerel ihtiyaçlara uyum sağlayabilmiş yöneticiler gerektirir.
Bu çalışma ,pazara yayılma şekli açısından şirketin organizasyonel yapılanmasında sistemin önemini ortaya çıkarır.
Sonuçlar yönetici ve danışmanlara , farklı pazarlardaki rekabeti kontrol altına alarak zincirin coğrafi olarak büyütülebilmesine şans verir.
Anahtar kavramlar ;
Farklı bölgelerdeki zincir tecrübeleri yetkilerin arttırılabilmesi satışların teşvik edilebilmesi için franchising ‘in bir seçenek olduğunu gösterir.
Özellikleri farklı bölgelerde geniş bir alana yayılmış mağazalar franchising ile bir bütün olarak görülebilir.
Franchising olmayan zincirlerin pazara yayılması , işletmelerde operasyonların uzamasına neden olur.Bu durum harcamaların da artması demektir.
kaynak:hbs
Bu yayılmada genel merkez tarafından beklenen uzlaşı 2 nedenle mağazaları kontrol yeteneğidir.
- Farklı bölgesel özellikler ,mağaza yöneticilerinin davranışlarının izlenme şeklini zorlaştırır.
- Farklı sınıflarda müşteri temelindeki zincir ,müşteriye hizmette zorluklar yaratır ve yerel ihtiyaçlara uyum sağlayabilmiş yöneticiler gerektirir.
Bu çalışma ,pazara yayılma şekli açısından şirketin organizasyonel yapılanmasında sistemin önemini ortaya çıkarır.
Sonuçlar yönetici ve danışmanlara , farklı pazarlardaki rekabeti kontrol altına alarak zincirin coğrafi olarak büyütülebilmesine şans verir.
Anahtar kavramlar ;
Farklı bölgelerdeki zincir tecrübeleri yetkilerin arttırılabilmesi satışların teşvik edilebilmesi için franchising ‘in bir seçenek olduğunu gösterir.
Özellikleri farklı bölgelerde geniş bir alana yayılmış mağazalar franchising ile bir bütün olarak görülebilir.
Franchising olmayan zincirlerin pazara yayılması , işletmelerde operasyonların uzamasına neden olur.Bu durum harcamaların da artması demektir.
kaynak:hbs
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)