28 Aralık 2008 Pazar

Henüz Net Değil

Roubini pazarlar ve ekonomiler için en kötünün henüz görülmediği konusunda uyarı yaptı.

23 Ekim günü finansal pazarların potansiyel kapanma ihtimalini öngörmüş ,bir gün sonra amerikan hisse senedi fiyatları % 6 ‘nın üzerinde düşüş göstermişti.

Bununla birlikte o , bir diğer büyük durgunluk beklemesede yöneticilerin hızlı ve akılcı harekete geçmeleri gerektiğini belirtmişti.

Burada onun bakış açısından başlıca konular şunlardı ;

- Şirketlerin taahhütlerini yerine getirememesi ,

- Amerikadaki durgunluk grafiği U şekli yerine ,L şekline dönerse yöneticilerin yeniden kontrolü sağlayamayacakları ,

- Mal ,işçilik ,emtea piyasalarında , finansal piyasalarda ,şirket ve ailelerin kazançlarında fiyatların ve toplam talebin düşmesi ,

- Hisse senedi piyasalarında fiyatların 2009 sonbaharında en düşük seviyelere gelmesi ve sonra Japonyada 90 ‘lı yıllardaki gayrimenkul ve hisse senedi krizi gibi yıllarca sürebilecek bir durgunluk dönemine girilmesi.

Ona göre Amerikada varlıklar ,ticari ürünler , menkul değerler ,konut ,ve dolar oldukça riskli.Güvenli olmak için nakit ve benzeri ürünler daha iyi.On yıllardır süren doların rezerv para olması gittikçe aşınacak.

kaynak:moneybob

24 Aralık 2008 Çarşamba

Varlıklarınızı Koruyun

Mortgage kaynaklı çöküşün gelişini tahmin eden Newyork üniversitesi ekonomi profesörlerinden Roubini ‘’ Varlıklarınızı koruyun ‘’ diyor.

Güncel düşünceleri ise şöyle ;


2009 yılı boyunca devam edecek ağır bir durgunluğun ortalarındayız , Amerikada ise son elli yılın en kötüsü.

Büyük bir kredi balonu patladı.Geriye dönüş yok ve dipte değil.

İpotekli kredilerden kredi kartlarına ,öğrenci kredilerinden şirket bonolarına kadar.

Ağır bir şekilde her şey geriye gidiyor.Bu nokta yalnızca amerikanın durgunluğu değil , tüm gelişmiş ekonomiler güçlü bir inişe başladı. Ve Çinle başlayan gelişen pazarlar .Daha kötü olmaya başlayan küresel bir durgunluğa sahibiz.

Bir şeyler sokaktaki insan için daha kötü olacak. 2009 boyunca Amerikada büyüme negatif olacak. İyileşme ise 2010 ve 2011 ‘de % 1 - % 1,5 arası düşük oranlarda .2010 ile birlikte işsizlik % 9 ile tepe yapacak görünüyor.Ev fiyatları zaten % 25 düşmüş durumda. Tahminlerime göre % 15 daha düşebilir.

Gelecek oniki ay için riskli varlıklardan uzak kalacağım . Borsadanda , emteadanda , kredidende . Likit ve nakit benzeri enstrumanlarda duracağım.

Düşük gelir elde etmek , varlığın yarısını kaybetmekten daha iyidir.

Keşke daha neşeli olabilseydim.Fakat bir yıl önce haklı çıktım ve tahminimce bu yılda haklı çıkacağım.

kaynak:moneybob

21 Aralık 2008 Pazar

Krizler Küçük İşletmeler İçin Şansa Dönüşebilir mi ?

Küçük işletmeler ve bireysel iş yapanlar bu krizde kendilerine yararlar sağlayabilecek fırsatlar yaratabilirler.

Küçük işletmelerin avantajı değişen ortamlara kolay uyum sağlayabilmeleridir. Daha düşük giderler ve krediye daha az bağımlılık.

Onlar müşteri ilişkilerine daha fazla ağırlık vererek ,fırtınada boşlukta kalan müşterileri toplayarak fırsatlar yaratabilirler.

Örneğin ben firmam Envescent ‘i bilgisayar tamiri , veri kurtarma ve benzeri diğer tüketici ve küçük işletmeleri ilgilendiren konulara yönlendirdim.

Web saklama ve e-ticaret konularından ise uzakta kalmayı tercih ettim.

Değişimdeki nedenim küçük işletmelere bu ortamda daha kaliteli bir hizmet sunabilecek olmamdı.

Diğer hizmetlerden ise pazarda talebin düşeceğini düşündüğüm için uzaklaştım.

Benim şansım ,krizin e-ticarette ve web saklamada talebin düşeceğini öngörmemdi.Çünkü onlar direkt olarak tüketim sektörleriyle ilgiliydi ve tüketim harcamaları düşmekteydi.

Bu yüzden her tüketici ve küçük işletme için gerekli olabilecek servislere ağırlık verdim.

Sende krizde şanslar yaratabilirsin.Tecrübelerinide göz önüne alarak hangi sektörlerin bu ortamda daha iyi veya kötü olabileceğini anlamaya çalış ve sakın panik olma . Çünkü bir çoğu panik içinde.

Sakinliğini koru ve ileriki günlerin daha iyi olabileceğini düşün.

kaynak:chamandy

17 Aralık 2008 Çarşamba

Bugünün Hataları Geleceğin Liderlerine Bir Şeyler Öğretebilir

Böyle bir krizin içindeyken çevrenizle normalin üzerinde bir iletişim içinde olmalısınız.

Neler olduğunun ve ne yaptığınızın farkında değilseniz iletişiminiz çok düşük demektir.

Liderlik rolü dışarı çıkmak ve neler olduğu konusunda konuşmaktır.


Bilmediğin şeyler varsa yalnızca ‘’ Biz bir şey bilmiyoruz ‘’ şeklinde açıklanabilir.Bu ,geleceğin ne olacağını bilmiyoruz anlamına da gelir.

Gençler geleceğe dikkatle bakmalı .

Ne olursa olsun öncelikle yeteneklerini geliştirmelisin. Seni geliştirmeyecek bir iş teklifi alırsan dikkatli olmalısın.Çok kazançlı görünse bile.

Bana göre bir iş sahibi olmak kendine değer katmanı sağlamalıdır. Öğretici ve yol gösterici olmalı ,yöneticilik yeteneklerini arttırmalı ,öncelikleri belirlemeyi öğretmelidir.

Emin olki ,iş hayatının ilk aşamalarında öğrenerek kapsamlı uygulanabilir yeteneklere ulaşabilirsin.

Krizin etkilerine gelirsek ,Amerikan orta sınıfı büyük bir baskı altındadır. Tüketici ve konut kredisi borçları tarihi yüksek seviyelerindedir. Sorunlar onaltı aydan bu yana kendisini göstermeye başlamıştır.

Yönetim finansal şirketlere sermaye koyarak kendilerini toparlamalarına destek olmaktadır.Ancak henüz sona ermemiştir.

Tüketimin motoru olan orta sınıf ise zayıflamaya devam ediyor.

Dünyanın kalanı ise amarikan orta sınıfı ile aynı durumda.

Bu yalnızca bir finans krizi değil , orta sınıfı koruyacak ve yeniden inşa edecek politikalara ihtiyaç var.

kaynak:theglobeandmai

14 Aralık 2008 Pazar

Belki de En Güzel Tatildi

Bu kez tatile çıkarken gezip görmekten fazlasını yapmayı düşündüm.

Bunun için bütçeme 100 YTL ilave yapmam gerekiyordu.

Planımsa şöyleydi ;

İsteyen veya istemeyen ,görebildiğim her çocuğa bu rakam bitene kadar harçlık verecektim.

100 YTL ‘yi 5 ‘er YTL ‘den 20 çocuğa dağıtacaktım.

İlk gün sabah dışarı çıktığımızda iki çocuk yanımıza geldi ,bayramımızı kutladı ve harçlıklarını aldı.

Bir kaç saat sonra ise bir diğeri geldi ve ‘’ eve çay ve şeker almam gerek ‘’ dedi. 8- 9 yaşlarındaydı ve hava çok soğuk olmasına rağmen üstünde bir paltosu yoktu.Neden istediği ise hiç önemli değildi , ona biraz fazla verdim.

Ertesi günse yine paltosuz bir çocuğu promosyon bir oyuncakla oynarken gördüm.Yanına gittim ve harçlığını verdim ve bu şekilde bir süre sonra planladığım rakamı bitirdim.

Akşam üstü bir marketin önünde durduk. Park yerinin arkasında yaşlı bir teyze çöplerin yanında bir şeyler yapıyordu , dikkatimi çekti.

Yanına gittim ,60 – 70 yaşlarındaydı ,eski ama temiz giyimliydi.

Ne yaptığını sordum ;

Gözlerimin içine bakarak doğal bir şekilde ‘’Evladım ,markette kullanmadıkları yiyecekleri buraya koymuşlar ,bende içlerinde işe yarar bir şey var mı diye bakıyordum ‘’ dedi ve çöpleri karıştırmaya devam etti.

Bu an çok zordu , ihtiyacı olduğu açıktı , karşımda dik bir şekilde durarak ne yaptığını anlatmıştı.Bendende çok büyüktü ve ona harçlık vermem söz konusu olamazdı.

Seyrederken onu kırmadan nasıl küçük bir rakam verebileceğimi düşündüm ,cesaretimi topladım ve ‘’teyze şunu alırsan beni çok mutlu edeceksin ‘’ dedim.Böyle bir durumla daha önce karşılaşmadığı belliydi.Önce tereddüt etti ,göz göze geldik ve ‘’lütfen ‘’ dedim.Aldı ,teşekkür etti ve çürük sebzeleri karıştırmaya devam etti.

Marketten çıktığımızda ise ayakları havada çöp konteynırına eğilmiş hala bir şeyler arıyordu.

Bir gün sonra oradaki bir çok çocuğun arkadaşımız olduğunu farkettik. Dolaşırken yanımıza geliyorlar ve ‘’ Nasılsınız ‘’ diyerek selam veriyorlardı.Hepsi de yörenin ilkokulunda öğrenciydi.

Hepsinin ailelerince onurlu bir şekilde yetiştirilmiş olduğunu düşündüm .Hiçbiri ikinci kez harçlık istememişti.

Gezdiğimiz yerler güzeldi , bu tatilde bizi en çok etkileyen ise teyze ve çocuklar olmuştu.

3 Aralık 2008 Çarşamba

Bill Gates 'e Göre Yaratıcı Kapitalizm

Kapitalizm dünyada bir çok insanın hayatını iyileştirir ,

Milyarlarca insan ise bunun dışında kalır.Onlar pazarların anladığı dilden kendilerini anlatamazlar , bu yüzden yoksulluğun içine sıkışıp kalırlar ,önlenemez hastalıklarla karşılaşırlar , bir çoğu hayatlarını değiştirmek için bir şansa sahip olamazlar.

Ülkeler ve kar amacı gütmeyen bazı dürüst kuruluşlar onlara yardım konusunda büyük roller oynarlar.Fakat tek başına kalırlarsa onların çabalarının olumlu sonuçlar vermesi uzun süreler alır.

Bizlerin daha yaratıcı bir kapitalizme ihtiyacı var.Bunun anlamı , teknolojik yenilikleri kullanarak dünyanın fakir insanları için çaba harcanması.

Daha iyi bir dünya için daha fazla şirket daha fazla insanın hayat şartlarının iyileştirilebilmesi için çalışabilir.


Birkaç yıl önce U2 grubunun solisti Bonoyla barda otururken bir proje ortaya attı.Gecenin geç saatlerinde ondan duyduklarım beni çok fazla etkilemişti.Çok geçmeden Bono ‘nun kırmızı kampanyası gerçeğe dönüştü.Bugünse Gap , Hallmark , Dell , Microsoft gibi firmalar kırmızı işaretli ürünler satmakta ve karlarının bir kısmını aids ile savaş için harcamakta

Bu büyük bir olay . Güzel amaçları destekliyor ve hayat kurtarıyor.Yaklaşık 1,5 yılda kampanya tüberkuloz ve malarya ile savaşmak için 100 milyon dolar civarı bir rakam yarattı.Fakir ülkelerde yaşayan .80.000 insana hayat kurtarıcı ilaç sağlarken 1,6 milyon insana HIV virüsü testi yapılmasını sağladı.

Bu örnek yaratıcı kapitalizmin çalışabileceğini gösterir.

Yaratıcı kapitalizm büyük bir yeni ekonomi teorisi değil ,insanların hayat standartlarını biraz olsun düzeltebilmek için hayati sorulara cevap verebilen bir araçtır.

Dünyadaki problem hayat şartlarının olabildiğince hızla daha iyi olmasının ötesinde herkes için iyileştirilmesidir.

Gözden kaçırılmaması gereken bir diğer gerçek ise az gelişmiş ülkelerin , yalnızca destek ve yardımlarla istenen gelişmeyi sağlayamayacakları ,bu yüzden kendi gerçeklerine uygun politikaları üretmeleri gerekliliğidir.


2000 yılında kurulan ,16.3 milyar doların bağlı olduğu Melinda - Bill Gates Vakfının kurucularından Melinda ‘nın görüşleriyse şöyle ;

Paramızı akıllıca harcamalıyız ,bununla birlikte riskler de almalıyız ,büyük iddialarımızda olmalı.

Örneğin malarya hastalığını tek bir ilaçla yenemeyebilirsiniz fakat on tane ilacınız varsa bu konuda şanslı olursunuz.

kaynak:motortrend,hbs

30 Kasım 2008 Pazar

Onlar Hep Kaybediyor

Afrikaya finansal krizin etkileri ile ilgili bir ayna tuttuğumuzda ilginç görüntüler ortaya çıkıyor.

Onların bir çoğunun banka hesapları ,hisse senetleri ,morgage kredileri olmamakla birlikte karşılaşacakları sonuçlar konusunda çok endişeliler.

Nijerya eski ekonomi bakanı Ngozi ;


Açık bir gerçek ,Afrika ve diğer gelişmekte olan ülkelerin bu krizin dışında olamayacakları.

Bu ülkelerdeki özellikle fakir insanların bir çeşit tehlikeli bölgede yer aldığı göz önüne alınmalı.

Onlar için tehlike , petrol krizi ,gıda krizi ,suni gübre krizi sonrası finansal krizle devam ediyor.

Küresel dalgalanma kıta üzerinde bir zincir etkisi yapabilir.

Senegalli sokak satıcısı Sow gibi farklı hayatları ele alalım.

Onun için öncelikli sağlanması gereken yemekte masasının üzerine yiyeceklerini koyabilmesidir.


Gelişmiş ülkeler krizin kendi üzerlerindeki etkilerini azaltmaya çalışırken gelişmekte olanlar da düşünülmelidir.

Çünkü büyümelerindeki % 1 ‘lik düşüş kıtadaki yirmi milyon insanın daha yoksulluğa sürüklenmesine neden olabilir.


kaynak:npr

26 Kasım 2008 Çarşamba

Brezilya Nereye Gidiyor

Gelişmekte olan ülkeler kategorisinde görülen Brezilya güçlü firmalarıyla gelişme konusunda önemli adımlar atıyor.

İstikrarsız ekonomik ortama rağmen Portekiz yürüttüğü ekonomik diplomatik çalışmalar sonrası iki yeni yatırımı ülkesine çekmeyi sağladı.

Dünyanın üçüncü büyük ticari jet üreticisi olan Embraer (Brezilya ) , iki parça fabrikasını Portekiz de inşa etmeye karar verdi.

Altı yıl içinde yapılacak 148 milyon euro ‘luk yatırım sonucu 3,500 kişiye iş imkanı sağlanacak.

Firma ticari jet yanısıra özel yönetici jetleri ve savunma sistemleri konusunda faaliyet gösteriyor.

Brezilya firması Embraer ‘in Ceo ‘su Curado ,Avrupa ‘nın kendileri için en önemli pazarlardan birisi olduğunu belirtti.

Brezilya Devlet Başkanı Silva ise ‘’Teknolojik avantaja sahip olan şirketin genişlemesi , Brezilya ‘nın ekonomik gelişmişliği konusunda önemli bir işarettir ‘’ dedi.

Embraer 1999 – 2001 yılları arası ülkesinin en büyük ,2002 – 2004 arası ise ikinci sıradaki ihracatçısı olup % 88 ‘i ülke içinde olmak üzere 23.800 kişiye istihdam sağlamaktadır.


kaynak:euroweeklynews

23 Kasım 2008 Pazar

Çin Ve Hindistan Artık Teknoloji Satıyor

Dünyadaki bir çok insan Çin ve Hindistan ‘ı ucuz ürünler üreten ülkeler olarak bilirler.Az sayıda insan bu ve bazı diğer gelişmekte olan ülkenin yenilik ve beceri konusunda ilerlemelerinin farkındadır.

Verilere baktığımızda Çin ,Hindistan ve Rusya ‘daki bilim adamı ve mühendislerin yılda yüzellibin sayfa bilimsel yazı ürettiğini ve bu sayının bir çok batılı ülkeden fazla olduğunu görürüz.

Dünyada baktığımızda toplam bilimsel yazıların ;

% 25 ‘i Amerikalı , her biri % 6 civarı Japonya ve Almanya ,Fransa, İngiltere , Çin ve toplamda % 10 ‘dan fazla bir payla Brezilya ,Rusya ,Hindistanlı bilim adamlarının olduğunu görürüz.

Böyle devam ederse yukarıdaki gelişen ülkeler on yıldan kısa bir sürede Amerika seviyesine erişecekler.

Hızlı büyüyen ekonomiler artık toplam mühendislerin 2/3 ‘ünü talep eder durumdadır.

Çin ve Hindistan üniversiteleri bilim ve araştırma konularında dünyada sözü edilir hale gelmiştir.


Yedi kampusu bulunan Hindistan Teknoloji ve Pekin Tsinghua üniversiteleri yalnızca silikon vadisine giden 2.400 ‘den fazla mezun vermiştir.

Bu durum Çinli ve Hintli firmalarında yetenekli işgücü bulmasına katkı sağlamakta yeniliklere önemli etkiler yapmaktadır.


Örneğin Tata Motor firması neredeyse % 100 Hintlilerce 2.500 dolarlık Nano araba yapmıştır.Firma 21.yüzyılın otomotiv sektörünün öncüsü olmayı hedeflemektedir.

Bazı batılı firmalar bu ülkelerin yenilik yeteneklerinin farkındadır.GE ‘nin Banglore Küresel Araştırma Merkezinde çalışanların % 70 ‘i mastırlıdır.Burası 2000 ‘den bu yana firmaya 680 adet patent kazandırmıştır.

kaynak:bw

20 Kasım 2008 Perşembe

CEO 'lar Krizde Ne Yapmalı

Bu krizde insanlar sonuçlardan pozitif etkilenebilmek için çaba harcamalı.Bazı şeylere dışarıdan bakabilmek daha iyi liderlik konusunda katkı sağlayabilir.

Acil durumlar için kafa ve psikolojik olarak hazır değilseniz ,meydana gelecek sonuçlardan performansınız zarar görecektir.Bu durum uçak pilotundan okul yöneticisine kadar herkes için geçerlidir.

Hazırlıklı olsanız dahi kriz sizi güçlü bir şekilde test edecektir.

O zaman neler yapılabileceğini değerlendirelim.

Kendini tanı ;

Kulağa basit gibi gelsede çoğu lider güçlü ve zayıf yönlerinin tam olarak farkında değildir.

Kriz süresince güçlü yönler sizi taşıyacak ,zayıf yönler ise zorlayacaktır.Nasıl algılandığınızı yakın bulduğunuz meslektaşlarınıza sorun. Böylece kendinizi tanımanız hızlanacaktır.

Eğer A.Mulcahy'nin kendisiyle ilgili farkındalığı kilitlenseydi , Xerox ‘u sıkıntıdan kurtaramayacaktı.Kendisiyle ilgili yeterli bilgiye sahip olduğunda bir dizi şık hareketler yapmıştı.Onun yetenekleri mükemmel bir ekip oluşturması ve işleriyle ilgili güvenmesi olarak ortaya çıktı.Sonuç ise büyüleyici ve sürekli bir karlılıktı.

Kendin ol ;

Kriz uzlaşmayı gerektirir.Çalışanlar ,ortaklar ,medya ve kariyer ‘e dengeli bir şekilde tutunmak önemlidir.Kestirme yollar bulmak ve bazı şeylerden vazgeçmek

Örneğin Lincoln krizlerde tam bir liderlik gösterirdi.Bu günse ülkenin en büyük lideri olarak anılıyor .

Neden ?

Çünkü gerçek bir liderdi.Kendisine karşı her zaman dürüsttü , ev ödevlerine çalışırdı,alçakgönüllü ve güvenilirdi. Birliği korumayı her şeyin üzerinde bir görev edinmişti.

Kaosu tahmin et ;

Krizi zaman çizelgene yerleştir.Acil destek ekibinin hazır olması ve esneklik önemli.Yalnızca geçmiş tecrübelerine güvenme ,geçmiş öngörülerine takılıp kalma .

Egonu kontrol et ;

Liderler krizden bunaldığında her şeyi kendileri yapmayı seçerler.Böyle dönemlerde güçlü bireysel liderlik önemli olsada yeterli değildir.Ortak cevap önemlidir.Liderler krizin tesbitinde çoğu zaman yukarıdan aşağıya yaklaşımını benimserler.Oysa böyle dönemlerde aşağıda neler olup bittiğinin iyi anlaşılması gerekir.Yapılmazsa bir çok bilgi uçar gider.

Duygusal yan etkilere hazırlıklı ol ;

Liderler çoğu zaman kriz döneminde çok meşguldür.Önderlik ettikleri insanların duygusal ihtiyaçlarını unuturlar .Bu durum zayıf sonuçlar elde edilmesine ve duygusal kaos yaşanmasına yol açabilir.

kaynak:bw

18 Kasım 2008 Salı

Avustralyada Neler Oluyor

Gelişmiş ülkelerdeki finansal kriz ,gelişmekte olan ülkelerin de sorunu olmaya başladı.

Onların Finansal sistemindeki önemli şok dünya ekonomilerini önemli ölçüde aşağıya çekecektir.

İstikrar önlemleri ve önceliklerin yeniden yapılandırılması konularındaki önlemlerinin başarısı krizin etkilerini azaltabilir.

Avustralya bölgesindeki gelişmekte olan ülkeler finansal krizin direkt etkilerine karşı diğer gelişen ekonomilerden daha dayanıklıdır.Özellikle Orta ve Batı Avrupa ,Asya ve Pasifikte yaşanan finansal krizler daha az etki edecektir.

İhracat bölge ülkeleri için anahtar olabilecek bir araçtır.Turizm gelirlerinin azalması bazı ülkeler için risk oluşturabilir.

Beklenen işsizlik ve gelir düşüşleri karşısında yönetimler fakirler için vergi indirimleri gibi konuları gözden geçirebilirler.

kaynak:ausaid

16 Kasım 2008 Pazar

Güney Amerikanın Çözümleri

Latin Amerikada ,Rio grup adı verilen ülkeler uygun bir şekilde bölgesel cevaplar vermeye ve kontrol yanı sıra krizin gelecekteki etkilerini önlemeye hazırdır.

İyi koordine edilmiş makro ekonomik politikalar , ölçümlemeler , bölgesel ticari alt yapı yatırımları , yatırımlar ve finans kaynakları etkili bir tampon görevi görebilecektir.

Ülkeler Ekvatorun teklif ettiği ve Arjantin , Brezilya , Paraguay , Uruguay ve Venezuela ‘nın görüş birliğine vardığı Bölgesel Para Anlaşmasını (RMA)yapılandırmaktadır.

Brezilya güçlü ,koordineli ,derinlemesine gerçekleştirdiği yönetimsel reformlarla ve kurduğu konjonktürel politikalarla Birleşmiş Milletlerde oynadığı rolle çözümün bir parçası olarak göz önüne alınabilir.

kaynak:globalresearch

12 Kasım 2008 Çarşamba

Ne Yapıldığını Kimse Bilmiyordu

Krizin yayılmasıyla birlikte profesörler nedenlerini araştırmaya başladı.

Dean ‘a göre ;

Krizin kalbinde Şeffaflık ,Likidite ve Finansal Kaldıraçlar olmak üzere üç unsur bulunuyor ;

Çok yüksek risk alınmasına karşın ,riski anlamak için çok düşük yetenekler.

Bankalar bir dolar kendi paraları varsa otuz dolarlık borç alınan parayla işler yapıyordu.

İpotekli Krediler çeşitli şekillerde sınıflandırılarak şekle sokulup finansal ürünler haline getirilerek üzerinde kumar oynanıyordu.

Karmaşık hale getirilmiş bu finansal ürünleri uzmanlar zoraki olarak anlıyor gibiydi.Çünkü muhasebe sistemleri bu resmi net gösteremiyordu.

Bunun sonucunda iflas eden kurumlar ,likiditenin yok olması ,kaybolan güven gibi geleceğe yönelik bir çok korkuyla karşılaştık.

İleriye yönelik yapılması gerekenler ise ;

Hastalığı anlamak ,problemleri tespit etmek ve tedavi ederek hastayı ayağa kaldırmak.

Merton ise ;

Yalnızca geçen yılki muhtemel kaybın üç dört trilyon dolar olduğunu belirtiyor ve finansal yeniliklerle krizler arasındaki yapısal ilişkiye dikkat çekiyor.

Önemli yenilikler her zaman düzenlemeleri geride bırakır.Yeni düzenlemeler bencede yapılmalı ancak yorumlar yapmadan önce umarım üzerinde dikkatlice tartışırız.

Yanlış yorumlar teknik insanları yeniliklerden uzaklaştırır ve ileriye yönelik finansın gelişimi hakkında olumsuz etkiler yapar. Düzenleyiciler ve yöneticiler daha anlayışlı olmalı .


kaynak:hbs

9 Kasım 2008 Pazar

Yeni Dünya Nasıl Şekilleniyor ?

Yarım yüzyıl önce zenginlik avantajına sahip deniyordu.

Günümüzde ise Çin ‘ in yabancı para rezervleri 1,7 trilyon ,Rusya’ nın 500 milyar ,Hindistan ‘ın 400 milyar ,amerikanınsa yalnızca 72 milyar dolar.

Bu gün ise Amerikanın kullanabileceği tek şey teknoloji ve yenilikçilik.

Yalnızca geçen yıl 800 milyar dolar borçlanan ve ülke borcu 10 trilyon dolara çıkan bir ülke problemleri kabul etmemek için nedenler bulamaz.

Öğrencilerin artık Avrupada olduğu kadar Asyada da çalışmasına gerek var.Çünkü denizaşırı dünya artık eskisi gibi değil.

Diğer yandan GE bu üç bölüme ayrılmış dünyanın farkında.

Brezilya ,Avustralya ,Ortadoğu gibi doğal kaynaklara sahip ülkeler ,

Hindistan ,Çin ,Güneydoğu Asya gibi insan kaynağı olarak zengin ülkeler ,

Ve teknoloji ve eğitim olarak zengin ülkeler.

Bu bağlamda bakıldığında her ülke rekabet avantajlarına göre kendi yolunu çizmeli.

Bu sayede eğitim ,sağlık ,enerji politikalarına ve yenilikleri destekleyebilecek finansal sistem yeteneklerine sahip olanlar , gelecek için daha net bir bakış açısına sahip olacaklar.

kaynak:harvardmag.

4 Kasım 2008 Salı

Bir Sonraki Adımda Aynı Şeyleri Tekrarlamayalım

Birileri gelişmiş ülkeler için finansal krizin dibi diyebilir.Ancak gelişmekte olan pazarlar için başlıyor ve daha kötü olabilir.

Bu pazarlardan bazıları düşen mal fiyatlarından yara alacak ,diğerleri cari açıktan .

Eğer Çin gibi bu tür problemleriniz yoksa gelişmiş ülkelere ihracata bağımlı olduğunuz için sesiniz biraz kısılacak.

Gelişmiş ülkeler finansal sistemin sorunlu bölümlerini para desteği veya garantilerle destekliyor.

İkinci kategorideki gelişen pazarlarda güvenli ve riskli varlıklarla ilgili sınırlar daha belirgin çizilecek .

Bütün bunların anlamı amerika ve avrupa gibi baskı altında kalan diğer ekonomiler garanti ve kurtarmalar yoluna gidecek.

Fakat burada gelişmiş ülkelerle arada büyük farklar var.Büyük bir bölümü zayıf ve kırılgan vergi sistemlerine sahip.

Dış destek kesinlikle gerekecek.Panik ortamı oluşmadan gerektiğinde kredi olanakları sağlanmalı.

Gelişmekte olan pazarlarla ilgili şu an göz önüne koyduğumuz durumu bir sonraki adımda tekrar etmeyelim.

kaynak:rodrik

2 Kasım 2008 Pazar

İş Liderleri Ne Düşünüyor

1600 mezun ,profesör ve öğrencinin katıldığı Küresel İş Dünyası zirvesi ekim ayında gerçekleşti.

Harvard ‘ın 100. yılındaki toplantıda konuşan ;

JP Morgan yöneticisi Dimon ,

İpotekli kredi verilmesinin doğru dürüst bir düzenlemeden uzak olduğunu ve mantıklı düzenlemelere ihtiyaç bulunduğunu , politikacıların halka ekonomiyle ilgili gerçekleri söylemeleri gerektiğini ,

Şu an ülkenin sağlıklı bir hale gelebilmesi için karar verebilecek bilgilere sahip değiliz.Aksine bazı şeyler önemsizmiş gibi gösteriliyor.

Düşüncem ,firmalar ortalama kongre üyelerinden daha yardımsever belki de daha güvenilir olmalı dedi.

Gates ise ;

Önemli bir durgunluk olabileceğine işaret etti ve tüketim tahminlerinin hiç bu kadar düşük olmadığını ekledi.

GE ‘den Immelt ;

Finansal sistem dengelenene kadar amerikanın iki çeyrek negatif büyüme gösterecek gibi göründüğünü ,ancak zamanlamasını bilemediğini belirtti.

İş liderlerinden Hindistanlı Mahindra ;

Dünyada güven krizi bulunduğunu ve amerikanın bu durumundan dolayı diğer ülkelerden liderliği ele alacak firmaların çıkabileceğini ve dünyanın bir çok yerinde insanların artık önümüzdeki dönemin lider firmaları bize ait olabilir düşüncesinde olduğunu söyledi.

kaynak:bw

30 Ekim 2008 Perşembe

Dünyada Ekonomistler Neyi Konuşuyor

Bu durum bir ülkedeki finansal çöküşün ne kadar hızlı olabileceğine bir örnektir.

Devlet bankalara el koyar ,talihsiz ortaklar ayrılır ,müşteriler hesaplarındaki paralara dokunamazlar.

Ülke parası serbest düşüşe geçmişken ,yabancı parayla borçlananların ödemeleri gereken iki katına çıkar.İthal malların fiyatları yükselişe geçer.

Bu İzlanda ‘ nın karşılaştığı durumdur.Bankalarının batışını önlemek için Rusyadan da yardım ister.

Londra Ekonomi Okulundan Jon ,

‘’Bu güne kadar barış dönemlerinde hiçbir batılı ekonomi bu kadar hızlı ve kötü çökmemişti. Bu durum bize küresel finansal sistemin yüzyüze olduğu problemlerin seviyesini ve yönetimlerin durumu dengelemek için ne yapması gerektiğini gösterir ‘’diyor.

Bir çok finansal analistde diğer ülkelerinde durumu önemsemesi gerektiğini , söylüyor.

Küresel açıdan bakıldığında Macaristan ve Ukrayna bankacılık sisteminin finansal açıdan yeterliliğinin öncelikli olarak incelenmesi gerekiyor.

Küresel Analist Toby , bu ülkelerin bankacılık sektörlerinin kırılganlığı ,yüksek dış borçları , yüksek yabancı para borçları İzlanda ile benzerlikler taşıdığını belirtiyor.

kaynak:ustoday

22 Ekim 2008 Çarşamba

Yardımlar Karşılıksız mıdır ?

90 ‘lı yılların ortalarından itibaren finans piyasalarında oluşmaya başlayan balonlar ülkenin hoşuna gitti.Bankalarla ilgili düzenlemelerin serbestleştirilmesi hızlı büyümeyi teşvik etti.

İnşaat sektörü dışındaki ekonominin geri kalan unsurlarını unutmaya başladılar.
Muz cumhuriyetleri bile bu şekilde bir tahribata gitmezdi.

Oluşan balonlar İzlanda ‘ya dünyanın en yüksek kişi başı milli gelirinden birisini sağladı.Geçen yıl için Amerika’da yıllık 45,800 dolar iken orada 40,400 dolardı.

Avrupa ile de çok yakın kültürel bağları vardı.

İzlanda vatandaşı Danielson ‘a göre krize kadar bankalar oldukça sağlamdı.Devlet bankalara garanti verseydi problemler bu seviyelere ulaşmayacaktı.

Analist Kliment ‘e göre Rusya yardım edeceğini açıklamasıyla dünyadaki itibarını arttırdı.

Onlar İzlandanın gelecek yıl petrol ve gaz araştırmalarıyla ilgili vereceği lisanslarla da ilgiliydi.

Bazı İzlandalılar ise Rusya ‘nın yardımlara karşılık uzun dönemde bir şeyler isteyebileceği konusunda endişeliydi.

kaynak:ustoday

19 Ekim 2008 Pazar

Bir Çöküş Hikayesi

Yıkılışından iki ay sonra Harvard ‘dan iki profesör nedenlerini araştırmaya başladı.

Üzerinde çalışılan konu Bear Stearns ,

2007 yılının ağustos ayında subprime mortage (Riski yüksek konut kredileri )pazarında riske giren yurt içinde faaliyet gösteren iki firma ,onun tarafından verilen 3,2 milyar dolarlık kefalete rağmen battı ve Bear sonbahar ve kış ayları boyunca para kaybetmeye başladı.

Mart ayında kötümser bir düşünceye giren finansörler 85 yıllık firmaya sermaye aktarmayı durdurdu.

Kendisini kurtarmak kısa süreli finansmanının döndürülmesine bağlıydı.

Piyasadaki algılamalar firmanın problem içine gireceği düşüncesine döndüğünde kendini doğrulayan kehanet ortaya çıktı ve kısa süreli borçlarla uzun süre gidilemeyeceği düşünülmeye başlandı.

İlginç olansa yeterli likidite olmadan böyle bir işe nasıl girişildiğiydi.

Finansman kaynakları kurumaya başladığında likidite oranını tutturabilmek için varlıklarını satmaya başladı.

Fed gözetiminde yapılan pazarlıklar sonucu JP Morgan firmayı 30 milyar dolara satın aldı.

Anlaşmanın sonunda Morgan 395 milyar dolarlık varlığı bulunan firmada riskler ve potansiyel kazançlarla yüzleşti.

Alan ve satılan firmalar arasında büyük kültürel farklar vardı.

Bu satış aynı zamanda riskleri öngörebilmenin önemini de ortaya koymakta.


kaynak:thecrimson

17 Ekim 2008 Cuma

Diğerleri Korkakken İstekli Ol

Diğerleri çok istekliyken korkak ,diğerleri korkakken istekli ol.

Bu Buffet ‘in alım yaparken uyguladığı temel kurallarından birisi.

Diğer bazı görüşleriyse şöyle ;

Ekonomik haberleri okuduğumda hepsi kötü. Finansal dünya bir karışıklık içinde ,işsizlik artıyor , iş yapma isteği azalıyor.

Halbuki bir gün pazarlar olumluya dönecek

Geç hareket edenler içinse ,bahar yine geçmiş olacak.

kaynak:abcnews

15 Ekim 2008 Çarşamba

Orada Neler Oluyor ?

İçinde bulunduğumuz dönemde yöneticilerin finansal kriz ortamlarındaki liderliği konusunda yapılan araştırmalar iyi örneklere ulaşmaya yol açmıyor.

Yöneticiler bunu daha önceden görebilmeli ve durdurmalıydı.

Liderlerin işi insanları sakin ,konuya konsantre tutmak ,neler olduğu konusunda gerçekçi olmak ,aşırı tepkiler ve oyalamalara izin vermemektir.

İş liderleri riskin seviyesini anlamada başarılı olamadılar.

Onlar için çıkartılabilecek en önemli ders ise herhangi bir ders almadıklarını anlamaları olabilir.

Amerika ‘da yayılan krizle ilgili bazı görüşler böyle.

kaynak:blomber

12 Ekim 2008 Pazar

İlginç Bir Tatildi

Uzun bir yolculuktan sonra gece 03.30 gibi kalacağımız otele ulaştık.Otel o gece için kaldığımız otel olamadı. Odalar başka müşterilere satılmıştı. Resepsiyon görevlisiyle tartıştığımızda gülmeye başladı ve ‘’ Ne yapalım bir yanlış anlama olmuş ‘’ dedi.

Saat 04.30 olmuştu ,apar topar bir otel bulup gecenin kalanını orada geçirdik.

Ertesi gün ise kalacağımız otele geçtik.Kahvaltısı çok zayıf yemekleri ise kötüydü.Yabancılar ise memnundu. Çünkü otele bizim ödediğimizin beşte biri fiyat ödüyorlardı.

Bir gün akşam yemeği için şehirde balık restoranına gitmek istedik.8-10 restoranın bulunduğu caddede tüm restoranlar doluydu.20 – 30 kişi ise yer bulmak için restoranlar arası ring seferi yapıyordu.Bizde sefere katıldık ve bir yer bulduk.

Yaklaşık yarım saat sonra garsonların gelmediğini görünce biz onlara gittik ve siparişlerimizi verdik.Bir saat içinde ise masamızda henüz örtü dışında herhangi bir şey yoktu.

Mutfağa bir sefer daha yaparak ekmek ve mezeleri aldık , o sırada ise garsonlar harekete geçmiş ve çatal bıçakları getiriyordu.

Oldukça şanslıydık , Sipariş verdiğimiz balıklarımız bir buçuk saat sonra gelmişti.

Masayı toplamaya gelen garsona ise ‘’zahmet etmeyin biz boşları getirirdik ‘’ dedikten sonra ;

Yan masadaki turistler dikkatimizi çekti.Bizden önce gelmişlerdi ve masalarında hala örtü dışında bir şey yoktu. Onlara da sistemi öğrettik .Yalnız balıklarının gelmesi için bir buçuk saat daha beklemeleri gerekecekti.

Ertesi gün otelde resepsiyon görevlisi çıkış işlemlerimizi yapabileceğini belirtti. Şaşırdık . Çünkü biz o gün çıkmayacaktık.Daha sonra görevli anlaşmalı oldukları yabancı acentenin ilave oda istediğini itiraf etti. Sinir katsayımızı test ettiğini düşündüğümüz görevliye odayı boşaltmayacağımızı belirttik ve bir sonraki gün otelden ayrıldık.

Bu hikayede bizce ilginç olan otel ve restoranda müşteri memnuniyetinin önemsenmemesi değildi .Onlar çok açık gerçeklerdi.

Otel ve restorana bir daha uğramamayı düşünsekte bu tatilden memnun kalmıştık.Çünkü karşılaştığımız beklenmedik durumlarla tahminimizin ötesinde bir macera yaşamış ve eğlenmiştik.

Sonra hatırladık ;

Böylesi olmasa da ,macera yaşama isteği 21.yüzyılda dünyada yükselen bir megatrenddi.

8 Ekim 2008 Çarşamba

Yardım Edecek Kimse Yok mu ?

Bir ülkede yaşananlardan başka ülkeler de dersler çıkartabilir mi ?

Enflasyon ve faiz oranları yükselişe geçmiş , ülke parası serbest düşüşte. Bankaları kamulaştırılmakta ,uluslar arası bankalar artık para göndermiyor.

İzlanda çöken bir tuğla görüntüsünde.

Cuma günü bankaların önünde uzun kuyruklar oluşmuştu.Dünse süpermarketlerin döviz bulamadıkları için gıda maddeleri ithalatı yapamadıklarını açıklaması sonrası insanlar yağ ve makarna alabilmek için marketlere yönelmişti.

Ülke 1990 ‘ların sonlarından itibaren yurt dışından çok fazla borçlandı.Bu gün ise borç dağı içinde ülke parası dibe vurdu.

Üretimden uzaklaşan bir ülke,parasının değer kaybını ihracatını arttırarak fırsatlara dönüştürebilir mi ?

Keşke üretimden bu kadar uzaklaşmasaydı.

Önümüzdeki birkaç yıl zor geçeceğe benziyor.Etkiler firmalara da zor günler geçirtecek.

Ulusal ekonomisinde sanayiden uzaklaşarak bankacılık ,sigortacılık ,finansman gibi hizmet sektörlerine yönelen ülke büyük bir borç içinde.

Sanayiden kaçışın etkileri süpermarketlerde gezinti yapıldığında açık bir şekilde görülmekte.

Önümüzdeki yıllar ise yaraları sarmakla geçeceğe benziyor.

kaynak:d-day

5 Ekim 2008 Pazar

Şirketlerin Ağırlığını Kim Yüklenir ?

Şirketin ağırlığını kim yüklenir ?

Problem Önleyiciler ,diğerlerinin üzgünlük ve yorgunluklarını omuzlar ,onları dinler ,rahatlatıcı fikirler önerir , ortamı daha iyi hale getirir .

Onların güvenilir ,rahatlatıcı ,insanları yargılamayan kişiler olduğundan şüpheniz olmasın.

Bu kahramanlar firmanın zor zamanlarında , rekabet körlüğünde ,yönetemeyen patronlar gibi firmanın desteğe ihtiyacı olduğu durumlarda görünmez kurtarıcılarıdır ve teşekkürü hak ederler.

Şirket organizasyonundaki havanın sıcak veya donuk olmasının , alt bölümlerde çalışanlardan başlayarak finansal sonuçlar üzerinde büyük etkileri vardır.

Çalışanların duygularını yönetmek yorucu ve zor bir iştir.

Onların e-maillerini saklayın , yaptıklarını onaylayın ve destekleyin.

Problem Önleyiciler nasıl desteklenir ?

Varlıklarından ve önemlerinden haberdar olduğunuz hakkında geri bildirimler verin.

Tecrübelerinizi paylaşın

Onlar büyük baskı altında çalışırlar.Stres eğitimlerine gönderin.

Özel hayatlarında kendilerine ayırabilecekleri zamanlar yaratarak stres içinde sakin kalmalarını sağlayın.

25 Eylül 2008 Perşembe

Kız Arkadaşım Çok Şanslı

Geçen gün arabayla yolda giderken ani bir patlama sesi duydum ve araba biraz sarsıldı.Herhalde birisi çarptı diye düşünürken motordan dumanlar çıkmaya başladı .

Yoldayken bazen görülen ,buharlar çıkan araba sendromu başıma gelmişti.Böyle bir durumdaki başkasını gördüğümde durmadan geçerdim.

Ne yapacağımı düşünme fırsatı dahi bulamadan çevremde birkaç kişi belirdi.

Böyle hikayeleri hepimiz duymuşuzdur.Önce biraz temkinli yaklaştım.

Motorun kapağını açınca ‘’ Başıma son gelmesini istediğim şeylerden biri ‘’ diye düşündüm bir hortum çıkmış ve bir parça kopmuştu.

Beş – altı kişi konuyla ilgili fikir belirtti.Bazıları giderken ‘’teşekkür ederim ‘’ dediğimde bir tanesi ‘’ Ne olacak ki bu gün sana , yarın bana ‘’ diyordu.

Yardıma gelenler çok ilgiliydi.

Birisi ‘’ Git berberden bidonla su al ‘’ derken diğeri tornavida istiyordu.

Yardım edenlerden birisi o mahalledeki çiçekçiydi. Bir yandan tamire çalışırken ‘’köyde traktörümüzü çok tamir ettim ‘’ diyordu.

Diğer arkadaş ise berberdi.Dükkanından beş bidon su aldığım berber.

O da ‘’ Böyle bir şey geçenlerde benim de başıma geldi ‘’ dedi.

Bir saatten fazla uğraştılar ve araba en azından eve götürebilecek kadar çalışır hale gelmişti.

Davranışıma pek bir anlam veremeseler de onlara çok teşekkür ettim ve ellerini sıkarken ‘’İşte yeni çiçekçim ve berberim ‘’ dedim.

Sanırım teşekkürü biraz abartmamdan dolayı şaşırmışlardı ki çiçekçi hızla gelen otobüsü fark etmeden yürümeye başladı.Durumu fark ettim ve kolundan tutarak geri çektim. Bir kaza olabilirdi.

Bir an göz göze geldik ,gülümsedi ,bakışlarıyla bana teşekkür ettiğini hissettim.

Yeni berberimden çok memnun kalacaktım.Kendisi ve kalfası güleryüzlüydü.

Böyle insanların olması ne kadar güzel diye aklımdan bir şeyler geçerken ‘’Kız arkadaşım çok şanslı ‘’ diye düşündüm.

Çünkü benden çok fazla çiçek alacaktı.Artık karşılık beklemeden iyilik yapan çiçekçiye çok fazla uğrayacaktım.

Ayrıca yolda kalmış bir araba görürsem ,pek anlamasam da ‘’ Yapabileceğim bir şey var mı ? ‘’ diye soracaktım.

Çünkü ‘’ Bu gün sana yarın bana ‘’

21 Eylül 2008 Pazar

Bırakınız Yapsınlar , Bırakınız Batsınlar

İskoçyalı ekonomist Adam Smith 1700 ‘ lü yıllarda ;

‘’Bırakınız Yapsınlar , Bırakınız Geçsinler ‘’ demişti.

Vahşi kapitalizm ‘in Uygulayıcıları az gelişmiş ülkelere ;

‘’ Bırakınız Biz yapalım , Bırakınız Biz geçelim ‘’ dedi.

Adam Smith ‘’ Bırakınız gerekirse batsınlar ‘’ demişti.

Uygulayıcılar ;

‘’ Biz batarsak dünya etkilenir ‘’ ve ‘’ Size de Yazık Olur ‘’ dedi.

Az gelişmişlerin , her şeyi onlara bıraktıkları için kayda değer öngörüleri yoktu.

Onlar ''Bu güne kadar biz ne yarar gördük ''demedi

Ne yapılmak istenildiğini ülkelerde yaşayanlar pek anlayamamıştı.

Borçlanmaları sayesinde refah düzeyleri biraz artmış ,ücretlerinin alım gücü ise azalmıştı.

Ve önerilerinin yanlış olma ihtimali göz ardı edilen batmayıp ayakta kalan Uygulayıcılar ‘dan gelen haber ise geçmiş bir filmin tekrarı gibiydi.

‘’ Krizden az gelişmiş ülkeler yüksek faizleri sayesinde karlı çıkacak ‘’

Bu sözde akıl var ,yalnız mantık yoktu.

Tercümesi ise şöyleydi ;

Siz yüksek faiz vererek sıcak para çekeceksiniz ,ülkenizin kaynaklarını bize aktarmaya devam edeceksiniz.Yatırım ,üretim gibi zor işlere kafanızı yormayın ,sizin adınıza düşünüp ne istiyorsanız biz karar veririz.

Adam Smith gelişmekte olan sanayilerin devlet tarafından korunması konusuna da değinmişti.

Uygulayıcılar ise bunun bir çok ülkede gözardı edilmesini başarmışlardı.

Son dönemde bazı az gelişmiş ülkeler ise bunu tamamen gözardı etmeyerek serbest piyasa ekonomisini kullanarak yıldız olmuşlardı.

Diğer yandan her şeyi iyi bildiği varsayılan bazı gelişmiş olarak adlandırılan ülkeler , kriz süresince yapılan devletleştirmelerle eski doğu bloku ülkelerini anımsatan bir yapıya gelmişti.

Az gelişmişlerin uyguladıkları yöntemlerle ekonomide tam rekabete uyum sağlayarak gelişme ihtimalleri yüksek mi ?

Aynı hikaye devam edecek mi ?

Yaşayarak göreceğiz.

17 Eylül 2008 Çarşamba

CEO Hatasını Farketti

Şirketin alacaklı olduğu bir firma batmıştı.

Sorunun kaynağı araştırılmaya başlandı.

Pazarlama ekibi mi işine ilgisizdi ?

Yöneticiler mi işten uzaktı ?

Sistemde mi sorun vardı ?

Konu sorgulandığında ;

Problemin daha önceden farkedildiği ,fakat ‘’ belki düzeltebiliriz ‘’ düşüncesiyle üst yönetimin bilgilendirilmediği anlaşıldı.

Yönetici ,pazarlamacının kendisini zaten dinlemediğini ,hatta batan firmaya satış yapıldığından dahi haberi olmadığını belirtti.

Bu açıklaması pazarlamacısıyla birlikte kendisinin de işini kaybetmesine neden oldu.

Şirket pazarlama bölümünün sorumluluğunu ona vermişti. Ama sonuç hayal kırıklığına dönüşmüştü.

Oysa yaptığı işe ve ekibine sahip olamayan yöneticinin iş hayatında önemli sayılabilecek artıları da vardı

Üstleriyle çok iyi geçiniyor ve ekibinin yaptığı basit bir işi bile şirkette kendisi büyük bir iş yapmış gibi algılatıyor her şeyi kendi başarmış hissini verebiliyordu.

İyi sonuçlara sahip çıkıp kötü sonuçlardan kaçınmak , iş ve yöneticilik konularındaki yetersizliği eninde sonunda kaçınılmaz sonucu getirmişti.

Yaşanan olay sonucunda CEO asıl hatanın kendisinde olduğunu fark etti ve firmanın detaylı sorgulanmasına karar verdi.

Ulaşılan sonuçlar şöyleydi ;

Şirket içi denetimde risk oluşturan eksikler ortaya çıkarıldı.

Yetki verilen insanların sorumluluklarını, rakamsal sonuçların dışında da ne şekilde yerine getirdikleri takip edilmeye başlandı.

Birimlerin birbirini denetlemesi sağlandı.

Performans değerlendirmesi 360 derece olarak uygulanmaya başlandı.Bu performans sisteminde yöneticiler çalışanlarını değerlendirirken ,çalışanlar da yöneticilerini değerlendiriyordu.

Kurumsallaşmayı kaçınılmaz bir gerçek olarak düşünen firmalar problemler yaşasalarda, gerekli yönetim tekniklerini kullanıp doğru teşhislere ulaşarak daha başarılı bir geleceğe yelken açmayı başarırlar.

14 Eylül 2008 Pazar

Gelişen Ülkenin Küresel Firması

Gelişme oyununda bazıları sınıfta kalırken ,Brezilya dünyaya yalnızca futbolcu ihraç etmiyor.

Klimasan'ın yüzde 61'ine sahip olan Şenocak Holding'in yüzde 71 hissesi, 32.6 milyon euro bedelle Brezilyalı Metalfrio Solutions'a satıldı.

Metalfrio 'da bir dünya firması

45 yıl önce kurulan kurulmuş , Brezilya'da Coco-Cola, Nestle ve Unilever gibi dünya devi şirketlerle iş yapıyor. Şirket yüksek teknoloji ile yılda 180 bin parça ürün üretiyor.

Latin Amerika, Batı ve Orta Avrupa, Rusya ve İskandinavya'da faaliyet gösteren şirketin toplam 450 çalışanı bulunuyor.

Güney Amerika da ise % 50 üzeri pazar payıyla lider bir konumda.

En önemli özelliklerinden birisi ise yenilikçi olması . Bunu dünya ile işbirliği yaparak başarıyor.

2005 yılından bu yana Türkiye'de de faaliyet gösteren Metalfrio, bu yılın ikinci çeyreğinde Türkiye'de 3 bin 100 parça ürün sattı ve 4.2 milyon real tutarında gelir elde etti.

kaynak:metalfrio ,referans.

10 Eylül 2008 Çarşamba

Geleceğin Müşteri Alışkanlıkları Tahmin Edilebilir mi ?

İş dünyasının kafasındaki değerler ve önemi artan Pazar savaşları .

Yalnız değerler gerçekten anlaşılabiliyor mu ? Nereden geliyor ,neden önemli ?

Çünkü Amerikada farklı yeni bir nesilin olduğu bir çağa giriyoruz.

Farklı gruplara göre ürün ve hizmetleri pazara yerleştirme konusunda değerleri anlayabilmek bu günkü kadar hiç önemli olmamıştı .

Geleceğin satınalma alışkanlıklarında değerlerin güçlü bir gösterge olacağı tahmin edilmekte.

Ulusal basketbol birliği ,değer temelli profilleri pazarlama etkilerini arttırmak için kullanmaktadır.

Peki siz pazarlama konusunda aynı sistemi nasıl kullanabilirsiniz ?

- Yenilikçi ürün ve servisler yaratın.

- Ürünlerinizi tüketici değerlerine göre sıraya koyun.

- Büyük potansiyelli alıcılarınızla güçlü satış ilişkileri sağlayın .

- Yeni pazarlara girerken risk – ödül oranının değerini biçin .

- Büyüyen bir trend olan karlı pazarlama fırsatlarını değerlendirin.

- Hızlı ve kalıcı karlılık için müşterilerin satın alma kararlarını etkileyin .

kaynak:club of amsterdam

7 Eylül 2008 Pazar

3.Dünya Ülkelerinde İş Yaparken

Gelişmiş bir ülkedeki bir danışmanlık firmasının yeterince gelişememiş ülkelerde iş yapacaklara yapmış olduğu bazı öneriler şöyle ;

Burokratik işlerin yapılması için gerekli masrafların yanı sıra ‘’ masa altı ödeme ‘’ bir çok gelişmekte olan ülkede kural haline gelmiştir.

Bu durum iş kültürünün bir parçasıdır.

Böyle ülkelerde aşağıdaki durumlarda örneklerle karşılaşabilirsiniz.

- İzin ,lisans gibi belgeler almak istediğinizde ,

- Vize ve çalışma izni gibi evraklarda

- Ülkede mal taşıtmak istediğinizde

- Telefon ,elektrik ,çöp hizmetlerinde

- Benzer diğer işlerde

Bu ödemeler yasalmıdır ?Uluslar arası kuruluşların raporlarında bu konu yer almaz.

Diğer taraftan yönetim ekibinizi bu konularda açıkça bilgilendirmeniz gerekir.

kaynak:wral

3 Eylül 2008 Çarşamba

Limoncu Geldi

Yıllar önceydi.

İstanbul Gayrettepe ‘de anneannemle birlikte yaşıyorduk.Bizim sokaktan geçen bir kör limoncu vardı.


Onu ne zaman görsem‘’ Limoncu geldi hanım ,kör limoncu geldi '' diye bağırıyordu.

Anneannem bana hep şunu söylerdi ;

‘’ Ne zaman kör limoncu bizim sokaktan geçse , mutlaka limon alacaksın ,

Evde limon olsa bile !

Unutma ki o çalışıyor ve bakmak zorunda olduğu bir ailesi var ''

Ne zaman kör limoncunun sesini duysam hemen anneanneme gider, para alır ve limoncuya koşardım.

O da beni tanırdı ,elinden tutar sokakta karşıdan karşıya geçirirdim.

Daha sonra o mahalleden uzak bir yere taşındık.Kör limoncudan ayrıldığım için üzgündüm.


Bir gün sokakta oynarken bir ses duydum.

'' Limoncu geldi hanım ,kör limoncu geldi ''

Ve o yeniden karşımdaydı.

Bu bir konserde izlediğim Anadolu Rock Grubu Baba Zula ‘nın solistinin hikayesi.

Hikaye örneklerle iş hayatına da bağlanabilirdi.

Ama böyle kalsın , daha anlamlı ve güzel.

Yoksa , böyle Kör Limoncular ,Çocuklar ve Anneanneler hala çoğunluktamı ?

Öyle bir dünya herkes için ne güzel olurdu.

Baba Zula ,adını ilk defa Efsane Grup Moğollar ' ında sahne aldığı , İzmir - Karaburun Festivali kapsamında ki konserinde duyduğum ,Türk müzik aletlerini elektronikle birleştiren ,bir çok ülkede festivallere katılarak müziğimizi tanıtan , geçmişi 1996 'lara dayanan bir grup.

Beni en çok etkileyen yanıysa şarkı sözleriydi.

Geçmişte Moğollar 'da yer alan Cem Karaca 'nın oğlu Emrah Karaca 'da artık babasının eski grubunun solisti.

Karaburun ise öyle bir yer ki ;


Tüm güzel yerleri gezdiğinizi düşünüyorsanız , Karaburun ve çevresine uğramadıysanız emin olun yanılıyorsunuz.

1 Eylül 2008 Pazartesi

Girişimde Israrcı Ol

Başarılı Girişimcinin Yapacağı Üç Şey Vardır.

Daha Fazlasını Öğren ;

Dünya sürekli değişiyor.Bu yüzden sürekli öğrenmeye devam etmelisin.Bu çok basit.

Dışarıdaki başarılı insanlara bak ;

- Hiç biri şartlanmayı kabul etmez.

- Boşa vakit harcamaz.

- Yaptığı şeyi her zaman aynı şekilde yapmaya çalışmaz.

Daha Fazlasını Dene ;

Başarılı insanlar daha fazla öğrenmenin yanı sıra daha fazlasını denerler.

Roket bilimi artık uzakta değil .Geçmişte de biliniyordu , yalnızca şu an uygulandı.

Başarı ile ilgili bir çok kitap okuduğumuzda hiç birinin gerçekte yeni olmadığının farkına varırız.

Temel bilgilere ulaştırsa da eski konuların tartışılıp bu güne uyarlanmasından fazlası değildir.

Israrcı Ol

Bir çok girişimci ilk iki konuyu yapsa da ısrarcılıkta vazgeçer. Nereye gitmek istediğini biliyorsan öğrenmeye devam et ,yeni yöntemler dene ,

Daha uzun süre alabilir , daha zor olabilir. Ama sonuçta amacına ulaşırsın. İnsanlar hep vazgeçmek ister.Çünkü girişimcilik gerçekten zordur.

Lunaparktaki korku trenlerine benzer. Başlangıçta heyacanlanırsınız. İniş çıkışlarda mideniz kötü olur ve zorlanırsınız.Tekrarladığınızda ise sonuca tahmininizden daha hızlı yaklaşırsınız.

kaynak:blog mindvalleylabs

28 Ağustos 2008 Perşembe

En Başarılı Kadın Girişimcilerden Biriydi

İspanyol kökenli olan Cheryl 11 çocuklu bir aileden geliyor.Babası bir camyünü fabrikasında günde 18 saat çalışıyordu.

Cheryl Womack ‘ın yaptıkları bir çok insana örnek olabilecek nitelikte.

33 yaşında Amerika için düşük bir ücret olan yılda yalnızca 17.000 dolar kazandığı bir işe sahipken hayatını değiştirme kararını verdi.

20 yıl sonra ise Amerika ‘daki en başarılı ,yenilikçi ,iş lideri kadınlarından birisi olarak gösteriliyor.

1983 yılında kamyoncuların ihtiyaçlarına göre dizayn edilmiş sigortacılık konusunda ilk şirketi olan VCW ‘yi kurdu.

2002 yılında şirketini sattığında Amerika ve Kanada da 100 milyon dolarlık iş hacmine erişmiş ,12.000 ‘den fazla müşteriye sahip olmuştu.

Asıl ünü yenilikçiliğinden ve sektöre liderlik etmesinden geliyor.O birbiriyle bağlantılı sigortacılık konusunda öncüydü. Sektör için yeni bir model ortaya çıkarmıştı.

‘’Diğer örnekleri değerlendir ama hiçbir zaman aynısını yapma ‘’ düşüncesi yeni ürün geliştirme ve risk yönetimi konularında ona büyük katkı yapmıştı.

Başarısındaki anahtarlar şöyleydi ;

Kurumsal kültürü , yeniliği ,yaratıcılığı ,çalışmaya paralel ödülü destekliyor , toplumsal bağlılığa katkı sağlıyordu.

2002 yılında firmasını satana kadar bir çok saygın kuruluştan çok sayıda ödüller kazandı.

kaynak:leadingwomen

24 Ağustos 2008 Pazar

Dünyanın En Hızlı Büyüyen Firması Kimdir ?

Rakiplerine göre çok küçük yerel bir firma yedi yılda uluslar arası bir oyuncu olabilir mi ?

Hayır , tahmin ettiğiniz gibi değil.

O İzlanda ‘ dan bir ilaç firması , adı Actavis

1999 yılında ülkesinde 100 çalışanı ile faaliyet gösteren şirket şu an 11.000 çalışanı ile 40 ülkede dünya liderliğine oynuyor.

Başarıyı yöneten CEO 'su ise 39 yaşında.

Bu dönem içinde 26 adet firma satın alınmış ve birbirlerine kapsamlı bir şekilde entegre edilmiş.

İnanılması güç başarılarındaki kritik noktalar ;

Tedarik zincirlerini ,pazarlarını ,Ar – Ge ‘lerini ,en önemlisi ise yönetim tarzlarıyla birlikte kendilerini eş zamanlı olarak değiştirmeleri.

Bu değişimde alınan kararların % 80 ‘inde grup çalışması yönteminden yararlanarak sonuca ulaşılmış , ayrıca bir çok üniversite ile işbirliğine gidilerek zaman sınırlamalı grup tartışmalarından yararlanılmış.

Ve karşınızda yedi yılda oluşan bir dünya devi

kaynak:reuter

21 Ağustos 2008 Perşembe

Firmalarda Strateji Haritası İşe Yarar mı ?

Şirketler kendilerini geliştirmek için bu gün yaptıklarından daha iyisini nasıl yaparlar ?

Firmalarda İnsan Kaynağının Değeri , Bilgi , Kültür gibi gözle görülemeyen varlıklar 1990 ‘lardan bu yana Dengeli Skor Kartı Sistemi ile rakamlara dökülerek daha somut olarak ölçülebilmektedir.

Sistem dört tane bakış açısını içerir ;


1 – Finansal ölçütler

2 – Müşteriler

3 – Firma İçi Süreçler

4 – Öğrenme ve Büyüme

Bu harita resmin nasıl göründüğünün bin kelime ile anlatılmasına göre daha gerçekçidir.

Finansal ve Müşteri ile ilgili amaçları tanımlayan ve çıkan sonuçlara göre şirketin başarmak istediklerini ortaya koyan ,

Şirket içi amaçlar ,öğrenme ve büyüme ile ilgili bakış açılarını tanımlayan ,

Organizasyonun bu sonuçlara nasıl ulaşabileceğini gösteren bir yol göstericidir.

Önemli bir yararı tüm çalışanların güçlü iletişime sahip olarak stratejileri anlaması ve şirketin başarısı için kendi yapabileceklerini sorgulamasıdır.

Strateji haritası yöneticilerin de işlerin yolunda gidip gitmediğini kolaylıkla görmelerini sağlar.

Haritanın 25 kişiye kadar çalışanı olan şirketlerde çok yüksek verim sağladığı görülmüştür.

Bir çok bölümü olan şirketlerde işlerin sıraya konulmasındaki katkıları önemlidir.


Binlerce çalışanı olan yerlerde de uygulanmaktadır.

Bir çok şirket bir kişiyi Strateji Haritasının sorumlusu olarak tanımlar.Bu kişi bilgileri sağlar ve düzenli olarak haritaya işler.Raporların aylık dağıtımını organize eder.

Bu harita sayesinde aylık yönetim toplantılarında performansın stratejinin neresinde olduğu daha gerçekçi olarak tartışılabilir.


kaynak:hbs

19 Ağustos 2008 Salı

İnsanlar Bir Ürüne Sosyal Katkı İçin Fazlasını Öder mi ?

'' İnsanlar aynı kalitedeki bir ürüne , fiyat farkı bir sosyal sorumluluk projesine gidiyorsa daha fazlasını öder mi ? ''

sorulu ankete 7 kişi katıldı.

Sonuçlar Şöyle ;

Ödemem : 0

Öderim : 7

17 Ağustos 2008 Pazar

Oysa Doğrular Yanlıştı

Okul sonrası ilk işyerimdeki bir eğitimde sınıfa girdiğimizde hoca ayaklarını masanın üstünde bacak bacak üstüne atmıştı.Hepimiz yadırgamış ve kızmıştık. Hatta bazılarımız dersi protestoyu düşünmüştü.

Oysa bir haftalık eğitimin sonunda , okuldayken bir yıl okuyup sınıfı nasıl geçtiğimi anlayamadığım bu konuyu anlatabilecek düzeye gelmiştim.

İlk işyerimde yöneticim , odasına kapıyı çalmadan girme , ceketin düğmesini iliklememe ,biraz bilmiş bir şekilde elim cebimde konuşma gibi nedenlerle bana takmıştı.

Oysa bir süre sonra performans düşüklüğünden işten o atılmıştı, ben hala oradaydım.

Küçükken ‘’ çok çalış ,adam ol ‘’ tavsiyeleri almıştım.

Oysa iş hayatına başlayınca haftada 4 gün çalışıp dünyada yüz ülkede pazar lideri olan firmalar ve buralarda az çalışan çok başarılı yöneticiler görmüştüm.

Eski model arabamla benzin alırken pompacı yüzüme bile bakmıyordu.

Oysa yeni model aldığımda camını silip birkaç kez selam veriyordu.

Ülke yönetiminde ağzı laf yapan insanlara umut bağlamıştım.

Oysa ülkem hala gelişememişti.

Yabancı ürünleri taklit eden firmalar kısa sürede iyi paralar kazanabiliyordu.

Oysa yıllar sonra orijinali üretenler ayaktayken diğerleri kaybolup gitmişti.

Spor basını korosuna göre Feldkamp başarısızdı.

Oysa Galatasaray o yıl şampiyon olurken , kazandırdığı futbolcular milli takımın Avrupa 4. lüğüne katkı yapmıştı.

Toplumsal algılamalar önemliydi. Yanlışa götürse de , çoğunluk açısından doğru gibi algılanıyorsa yanlışlar doğru anlamına geliyordu.

Oysa doğrular bazen de yanlıştı .

Diğer bir çok yanlışın doğru kabul edilmesinin yanı sıra şekilcilik , duyarsızlık , plansızlık da toplumların görüntüselliğin dışında gerçek anlamda gelişmesine engel oluyordu.

6 Ağustos 2008 Çarşamba

Para Mutluluğu Satın Alır

Para mutluluğu satın alır mı ?

Sorunun cevabı ise gerçekte ‘’ evet ‘’

Günümüzde yapılan araştırmalara göre bir başkası için para harcamak , harcayanın mutluluğunu yükseltiyor.

Bilimsel çalışmaların gösterdiği ;

İnsanlar para kazanmak için çok fazla çaba harcar yalnız daha fazlası onları daha mutlu yapmaz.

Bu haliyle mutluluğu satın almaz .

İnsanlar yalnızca kendilerini mutlu etmek için para harcamazlar .

Eğer onları farklı nedenlerle harcamaya yönlendirirseniz bu yollar mutluluğa da neden olabilir.

Örnek olay çalışmalarında ;

Şirketlerde prim verilmesinin , çalışanların uzun dönemde mutluluğunu etkilediğini ,diğer taraftan arkadaşlarına hediye almak ,hayır kurumlarına yardım etmek gibi sosyalleşme içeren davranışların mutluluğu satın aldığını gördük.

Çok fakir kesimlerde etkileri farklı olabilir.Yalnız yılda 100.000 dolar kazandığınızı düşünün .Bu rakamın gelecek yıl 110.000 ‘e çıkması sizi ne kadar mutlu eder ?

İnsanlar her ne kadar daha fazla paranın mutluluk getirdiğini düşünse de en fazla başkalarıyla paylaştıklarında mutlu olurlar.

Bu konuda sizler hangi düşüncedesiniz ?

kaynak:hbs

3 Ağustos 2008 Pazar

Farklı Pazarlarda Zincir Mağazacılığın Yapılandırılması Ve Franchising

Zincir organizasyonlar , pazarın farklı bölümlerine yayılmış olan mağazalarla işleyerek önemli farklılıklara sahip müşteri gruplarına hizmet verirler.

Bu yayılmada genel merkez tarafından beklenen uzlaşı 2 nedenle mağazaları kontrol yeteneğidir.

- Farklı bölgesel özellikler ,mağaza yöneticilerinin davranışlarının izlenme şeklini zorlaştırır.

- Farklı sınıflarda müşteri temelindeki zincir ,müşteriye hizmette zorluklar yaratır ve yerel ihtiyaçlara uyum sağlayabilmiş yöneticiler gerektirir.

Bu çalışma ,pazara yayılma şekli açısından şirketin organizasyonel yapılanmasında sistemin önemini ortaya çıkarır.

Sonuçlar yönetici ve danışmanlara , farklı pazarlardaki rekabeti kontrol altına alarak zincirin coğrafi olarak büyütülebilmesine şans verir.

Anahtar kavramlar ;

Farklı bölgelerdeki zincir tecrübeleri yetkilerin arttırılabilmesi satışların teşvik edilebilmesi için franchising ‘in bir seçenek olduğunu gösterir.

Özellikleri farklı bölgelerde geniş bir alana yayılmış mağazalar franchising ile bir bütün olarak görülebilir.

Franchising olmayan zincirlerin pazara yayılması , işletmelerde operasyonların uzamasına neden olur.Bu durum harcamaların da artması demektir.

kaynak:hbs

30 Temmuz 2008 Çarşamba

Küreselleşme Ne Değildir ?

4.000 yıllık bir geçmişe sahip olan Küreselleşme gelişmiş ülkelerin mutfaklarında 1980 ‘ ler sonrası daha büyük bir özen ve tecrübe ile hazırlanmış ve dünya sofralarına sunulmuş bir ziyafettir .

Menüsü zengindir. Her müşterinin zevkine göre hazırlanmış yemekler orada bulunmaktadır.

Yalnız bazı zorluklar da vardır.Masa yuvarlak ve yiyeceklerin bulunduğu tepsi tam ortada olduğu söylense de bazılarına biraz daha yakındır.

Ziyafet , yemekten öncelikle hazırlayanların tok kalkması üzerine tasarlanmıştır.

Yemeğin kuralı çatal kaşık kullanarak yenilmesidir .

Herşeyin ayrıntılı düşünüldüğü bu ziyafette tek eksik sofrada çatal kaşığın bulunmamasıdır. Bunları müşterilerin kendilerinin geliştirmesi zorunludur .

Herşey hazır istenirse , daha yüksek bedel ödemek kaçınılmazdır .

Artık ziyafet vakti gelmiş ve herkes sofraya oturmuştur. Bazı müşteriler çatal kaşıklarını yapmaya çalışmakta , bazıları elle yemeğe uğraşmaktadır.

Sonuçta ;

Elle yemeğe çalışanlar üstlerine başlarına bulaştırdıkları yemeklerin tadını anlayamadan sofradan kalkarlar.

Çatal kaşıklarını geliştirenler yemeğin keyfini çıkarırlar.

Herkesi memnun etmeyi hedefleyen bu yemekte her şeyin önlerine hazır gelmesini bekleyen müşteriler de düşünülmüştür.

Bu müşteriler kendilerine yapılan kusursuz hizmetler nedeniyle hiçbir şeyin farkına varmaz ve bitene kadar yemeğin tadını çıkarırlar.

Fakat her restoran ‘da olduğu gibi burada da hesap sofradan kalkarken ödenir.

Kendilerini yormayan müşteriler yemek sırasında mutlu olsalar da ceplerindeki paralarla çıkartılan yüksek hesabı ödeyemezler ve paralarını kaybettikleri gibi uzunca bir süre mutfakta dünyanın bulaşıklarını yıkamak zorunda kalırlar.

Çünkü Küreselleşme basit bir oyun değildir.

Gerçekten istenirse kazanmak imkansız da değildir.

Kuralları iyi anlaşılıp ve kafa yorup çaba harcandığı taktirde başarıyı getiren bir rekabettir.

27 Temmuz 2008 Pazar

Bill Gates Hakkında Bir Şeyler Söylememe İzin Verin

O bir teknoloji dehası ,ancak çokta iyi olmayan bir yönetici ,

Dünyanın en zengin insanı ,ancak bir çalışanının sorduğu soru karşısında savunmaya geçebilecek kadar alçak gönüllü ve zeki ,

Hayallerdeki bir hayatı yaşayabilir ancak fakir ülkelerdeki insanlara yardım için bir şeyler yapmak istiyor.

İnsanlık adına hiç bir işe yaramayan ancak dünyaya mükemmel olarak algılatılan bir çok liderden veya şişirilmiş insandan çok farklı.

O mükemmel değil ama gerçek biri

Açık olarak ortaya konan özellikleriyle oldukça sıradan birisi , beni ise dünyada en çok etkileyebilen ikinci kişi.

Bill Gates hakkında bir şeyler söylememe izin verin.


O benden ve belki de sizden farklı biri.

Onunla ilgili bir çok şey hayallerde gizli. En zorlu problemleri çözebilecek zekaya sahip bir dolar milyarderi.

İmrenilecek bir bilgiye sahip. O ise hala Harvard ‘ı bıraktığından beri önemli bir vaktini bilimsel yazıları okumaya , DVD ‘den üniversite kurslarını izlemeye ayırıyor.

Bazıları için zenginliği geçmiş zamanların hırsız baronlarını hatırlatsa da o adam malarya hastalığını dünyadan defetmeyi amaçlıyor.

Artık kolay ulaşılamıyor.Çünkü arandığında ‘’ Şimdi gelişmekte olan bir ülkedeyim ‘’ diyor.

Şu anda önemli bir işi şirketler ve yönetimlerle işbirliği yaparak dünya fakirleri için çaba harcamak.


''Büyük firmalara ulaşmak için gücüm var . Yeniliğin gücünü kullanarak onlara neler yapabileceklerini düşündürmek istiyorum ‘’

‘’Önemli bir zamanımı ayırarak ilaç firmalarıyla ,telefon şirketleriyle , bankalarla , teknoloji şirketleriyle görüşerek topluma katkı konusunda ne kadar şanslı olduklarını anlatıyorum ‘’ diyor.


kaynak:money cnn

23 Temmuz 2008 Çarşamba

Güç Kullanımı Kapitalizm İçin Önemli mi ?

Dünyada tartışılan bir konu da çıkar için güç kullanımı anlamına gelen emperyalizmin kapitalizm için gerekli olup olmadığıdır.

Bir görüşe göre ;

Batı sermayesinin yatırımlarını 3.Dünya ülkeleri yerine batılı ülkelere yapması bu duruma örnek gösterilmektedir.

Şirketler 3.Dünya ülkelerindeki tüm yatırımlarını kaybetseler de bir çoğu Avrupa ve Amerika pazarlarında yaşayacaktır.O yüzden kapitalizm emperyalizm olmadan da ayakta kalabilir.

Çok büyük karlar getiren 3.Dünyadaki girişimlerle ilgili istek olmadığı belirtilmektedir.Fakat sonuçlar bu yönde bir eğilimi göstermemektedir.

Yatırımcıların ayakta kalıp kalmaması açısından emperyalizm gerekli bir unsur değildir.Fakat onun yaradılışnda var olan bir eğilim olarak görünmekte ve bunun doğal bir sonucu olarak '' gelişmiş kapitalizm '' ortaya çıkmaktadır.

Gücü kabul ettirmeye yönelik ilişkiler yalnızca kar amaçlı değildir.Ama karlılığı üst düzeye çıkaran en önemli yoldur.

Acaba emperyalizmin kapitalizm açısından önemi göz ardı edilebilir mi ?

Denizaşırı yatırımcılar 3.Dünya ülkelerinin ucuz işçiliğinin ,hayati önemdeki doğal kaynaklarının , yüksek karlı ortamlarının zorlayıcı çekiciliğini keşfetmişlerdir.Normalden fazla kar etmek kapitalizmin ayakta kalması için zorunlu değildir.Fakat ayakta kalmak kapitalistlerin ilgilendikleri tek konu değildir.

Sosyal hayattan örnekler verirsek ;

Zenginlik lüks bir hayat için zorunlu değildir.Bazı zenginler servetlerinin küçük bir kısmını kişisel tüketimlerinde kullanır mütevazi bir yaşam sürerler.Bu durum ise çoğunun böyle yaşayacağı anlamına gelmez.

Tarihe bakıldığında refah içindeki kesimler genelde her şeyin en iyisine sahip olmak isterler.

Savurgan hayat tarzı , sağlık , eğitim , seyahat , eğlence , güvenlik , prestij ve güç için fırsatlar.

Bunlar gibi önemli kazançlara sahipken üzerlerindeki eşitlik veya demokratik güçlerin etkisi karşısındaki endişeyi bir düşünün.

kaynak:michael parenti

20 Temmuz 2008 Pazar

Gelişmekte Olanlar Globalleşmenin Lehlerine Olan Fırsatlarının Farkında mı ?

İlk kez Amerika ‘da yaşayan insanların tedavi için Hintli ve Çinli doktorlara gittiğini duyduğumda çok şaşırmıştım.

Fakat bu gün sağlık turizminin daha ucuz olması ,bazen daha iyi bir uzmanlığa dayanması nedenleriyle yükselişte olduğu net olarak söylenebilir.

Özellikle Hindistan daki sağlık merkezleri bu konudaki hizmetlerini agresif olarak pazarlamakta ve iyi sonuçlar almaktadır.

Bazı sağlık sigortası şirketleri de yurt dışı tedavilerde ödeme yapmaya başlamıştır.

Geçenlerde Harvard B.S. ‘nin dünyanın bu türdeki ilk sağlık kurumu olan Hindistandaki Apollo Hastanesiyle ilgili yaptığı bir örnek olay çalışmasında bu kavram ele alınmış ve şu sonuçlara ulaşılmıştır.

- Uluslar arası seyahatler artık hiç olmadığı kadar kolaydır.

- Yabancı doktorlar batıda eğitim almakta ve çalışmak için ülkelerine dönmektedir.

- Hindistan gibi ülkelerde tıp eğitimi yüksek standartlarda ve tıbbi olanaklar 1.sınıftır.

Meksika ,Brezilya ,Polonya ,Türkiye ve Singapur ‘da tıp turizminin yükselişte olduğu diğer ülkelerdir.


Bu konuda talep arzı yaratmış ve ‘’ Her şey dahil ‘’ paketlerle bu iş bir sektör haline gelmiştir.

Ne ilginç bir rekabet. Gelişen ülkeler için fırsatlar var.

Yabancı doktorların batılı hastaları kendi ülkelerinden ayrılıp başka bir ülkede tedavi olmaları için ikna edebilmesi.


Dünyadaki bu rekabette kendinizi nerede görüp payınızı arttırmak için neler yapıyorsunuz ?

Farklı bir şeyler düşünürsek ,

Bu konsept dikkate alınarak farklı sektörlerde de gelişmekte olan ülkelerin avantajlı olduğu ve gelişmesine katkıda bulunacak benzer veya etkileşimli uygulamalar aklınıza gelir mi ?

Bunu başarabilirseniz belkide siz , dünyada bir ilke imza atıp bir öncü de olabilirsiniz.


kaynak:blogs.bnet

16 Temmuz 2008 Çarşamba

21.Yüzyıldaki İlk Treni Kimler Kaçırıyor ?

Her ne kadar gelişmekte olan ülkelerin kendilerini geliştirme ihtimali olsada ,global seviyedeki ekonomik aktivitelerin güçlü bir şekilde yeniden gözden geçirilmesi bir gerekliliktir.

Gelişmekte olan ülkelerin gelişebilmek için rekabete uyum gösterebilmeleri gerekmektedir.

Rekabete uyumun merkezinde , gelişme stratejileri ve politikalarına uygun olarak dünya pazarlarındaki üretim kapasiteleri ve rekabeti geliştirme yetenekleri önem kazanmaktadır.

90 ‘lı yıllar gelişme fırsatlarını değerlendirebilen ülkelerin neler yapabildiğini göstermiştir.

Bu dönemde 25 ülke ekonomisi yıllık olarak % 5 ve daha fazla büyümüştür.% 60 ‘ ı ise bu dönemdeki fırsatları değerlendirememiştir.

Globalleşmede başarılı olabilmek imkansız bir süreç değildir.

Yalnız ;

Her ülkenin kendi gerçekleri ve doğruları ışığında süreci değerlendirmesi kaydıyla


kaynak:commerce.nic.in ,hindistan 2004

13 Temmuz 2008 Pazar

Firmanız Güç Kaybediyor mu ?

Şirketiniz serbest düşüşe geçmiş olabilir.

Böyle bir durumla karşılaşırsanız nedenlerini anlama konusunda aşağıdaki unsurlar sizin için önemli olacaktır.

- Pazarla ilgili varsayımlarınız yanlış olabilir.

- Kapasiteniz ,yetenekleriniz , stratejinizi destekleme konusunda düşündüğünüz gibi olmayabilir.

- Yıllardır pazara girmekte olan rakiplerinizi izlemede yetersiz kalmış olabilirsiniz.

- Pazar payınızla , pazarı anlama konusundaki bilgilerinizi yenilememiş olabilirsiniz.

- Ürün ve servislerinizin müşteri gözündeki değerini test etme konusunu uzun süredir göz ardı etmiş olabilirsiniz.

- Yeni ürün ve servisler konusunda verimsiz veya geride kalmış olabilirsiniz.

- Sadık müşterileriniz sizin markanız için artık daha fazla ödemek istemeyebilir.


kaynak:hbs

9 Temmuz 2008 Çarşamba

Bilgisayarda Güvenlik Önemli

Paddy Tan Lek Han 32 yaşında .Avustralya ‘da mühendislik okumuş , daha sonra iş yönetimi ile ilgili Amerika’dan , mühendislik materyalleri konusunda ise Singapur ‘dan diploma almış.

Asya 'da Business Week dergisi tarafından düzenlenen En İyi Genç Girişimci adaylarından birisi.Bu yarışmada en iyi girişimci okuyucu oylarıyla seçiliyor.

Daha önce Hong Kong ‘da bir firmada iş geliştirme konusunda çalışmış.

Firması BAK2U , bilgisayar yazılımları ile ilgili hırsızlıklara karşı hizmet veriyor.

Şöyle diyor ;

Beni en çok motive eden , sokak satıcısı olan ailemin pişirilmiş yiyecekler satarken ne kadar zor bir hayatı olduğuydu .Onlara daha iyi bir hayat sağlayabilmek için kendi işimi yapma gerekliliğini düşündüm.

Güçlü destek olan ailem ve arkadaşlarım bana işimde daha fazla yol almamı sağladı.

Onlara bir bakışım ,kendime karşı güç ve güvenimin artması için yeterliydi.

6 Temmuz 2008 Pazar

Firma Başarısı Açısından Hangisi Daha Yaratıcı ?

Yeni teknolojileri ticarileştirme konusunda Yöneticiler ve Yaratıcıların sahip olduğu roller nelerdir. ?

Bu iki aktör rol , yenilikte zorlukları açıklamaya yardım eder.

Yöneticiler ( Üst Düzey ) firma kaynaklarının verimli kullanılmasına büyük önem verirler.

Yaratıcılar ( Genellikle uzman ve yüksek yetenekli çalışanlardır ) parlak görüşlere ilgilidirler. İşlerini yaratıcılık olarak benimserler.

Bunun sonucunda İnternet fikirleri tarihinde bu iki rol arasındaki anlaşmazlık ve amaçların uyuşmaması , yeniliklerde önemli gecikmelere yol açar mı ?

Çalışmaları izleyen Yöneticiler , Yaratıcıların bir araya getirdiği bilgilerden yenilikçi işler çıkarabilir mi ?


kaynak:hbs

2 Temmuz 2008 Çarşamba

Bin Yılın Gelişme Hedefleri İle İlgili Yanlış Olan Nedir ?

Bin yılın gelişme hedefleri ile ilgili uluslar arası gelişme çabalarına bakıldığında ;

Dünya ,hedefleri konusunda 2015 ‘e doğru hızla güç kaybederken ,cinsiyet eşitliği ,eğitim ,sağlık ,çevre sağlığı konusunda teşviklerin bir etkisi olur mu ? sorusuna ;

CGD Araştırma şirketinden T .Moss ‘un verdiği cevap ‘’ hayır ‘’

Sezilen başarısızlığın ileride geniş kapsamlı olumsuz etkileri olabileceğini düşünüyor.

Şöyle diyor ;

Önce ekonomik büyümeyi analiz edelim. Gelişen ülkelerin ,şu anda gelişmiş ülkelerin bu güne gelirkenki tarihi performanslarından daha hızlı büyüme göstermeleri gerekiyor .Bu ise son derece hızlı olmaları demek ama sonuçlar bunu doğrulamıyor.

Bunun sonucu ,Gelişmekte olan ülkelerin büyük bir çoğunluğu 2015 hedeflerini yakalayamayacak ,Afrika ülkelerinin neredeyse tamamı hedeflerden uzak kalacak.


- Yalnız bu durum fakir ülkelerin tamamen başarısız olduğu veya

- Yardımların boşa gittiği ;

- Yardım edenlerin gerekli miktardaki parayı harcamadığı sonucunu göstermiyor.

Yine de insanların hayat standartlarında geçmişe göre bir artış olması olası.

kaynak:cgdev

29 Haziran 2008 Pazar

Microsoft 'un Altın Kuralları

Bill , 1 Temmuzda şirketten ayrılıyor.

Geriye bıraktığı kuralları ise şöyle ;

Yazılımı bir hayal dünyası aracı gibi düşün

Otuziki yıl önce firmayı kurduğumuzda yazılımın önemli olacağını düşünmüştük.Geçen on yıllara bakınca yazılımın yarattığı değer ve popüler yazılım platformları hiç olmadığı kadar daha büyük

Gates okuldayken yazılımları incelediğinde hayal dünyası olarak adlandırıyor ,bir şeyler olacağına inanıyordu.Bu ise devrim ‘in başlangıcıydı.

Mühendislerin işlerini yönetmesine izin verin.

Microsoft ‘da çalışan 90.000 kişiden 30.000 ‘i mühendis.Başlıca her kararda gruplar halinde toplanıp tartışıyorlar.Onlar yalnızca maaşlarını alan iş insanları değil.

Bilgisayar delilerinin bir çok da oyuncağı var.8 milyar dolarlık Ar – Ge ile dünyada en büyükler.

Gates ‘e göre belli bir pozisyondaki her yönetici en az beş mühendisle yakın arkadaş olmalı.

Paranoyaları kurumsallaştırmak

Birkaç yıl önce çalışanlar Linux ve açık yazılımların Microsoft ‘ u yok edebileceği endişesine kapılmıştı . Bu günse Açık yazılımlar Microsoft ‘un yanı sıra kullanılıyor. Sonuçta o Linux karşısında pazar payını arttırdı.

Yazılım şefi Ray ,

Belki bu bir paranoya ama etrafımızda her zaman bizi aşağıya çekmeye çalışan rakipler oluyor. Paranoya ise bizim çabuk toparlanmamızı sağlıyor.

diyor.

Uzun dönemli Yatırım

Şu an başarılı bir ürünümüz Share Point .Bu ürün şirketlerin işbirliğiyle dahili ve genel web sitesi yapmalarına imkan veriyor. Bu yıl 1 milyar dolar kazandıracak.Fakat 10 yıl içinde de geliştirilecek.

Firmadan Robbie ,

‘’Biz bir döneme yatırım yapıyoruz .Çünkü dönemin diğer zamanı geldiğinde fırsatlar ortaya çıkacak .Bu firmanın kendini düşünebilmesinin bir yolu ‘’ diyor.

kaynak:money cnn

26 Haziran 2008 Perşembe

Yalnız Ülkeler Sporda Başarılı Olabilir

Ne zaman bir ülke için ‘’ gelişmemiş ‘’ dense beceriksizlik şeklinde anlaşılır.

Oradaki insanların başarmak ve gelişmek için yeterli kapasiteye sahip olmadığını çağrıştırır.

‘’Gelişmemiş ‘’ kelimesinin olumsuz etkilerini azaltmak için çeşitli politik inandırma kuruluşları ve medya Üçüncü Dünya Ülkelerine ‘’Gelişmekte Olan Ülkeler ‘’ derler.

Üçüncü dünya demek daha doğrudur. Çünkü ‘’ Gelişmekte ‘’kelimesi bir şeyleri yapmak için geç kalmak söyleminin üstü kapalı yoludur.

Bu kelime bu ülkelerin ekonomik olarak kötüye gittiği göz önüne alındığında da anlamsızdır.

Geçen yüzyılın ikinci yarısından itibaren batı , geride kalan ülkelerde onlara teknoloji getirdiği ,iş alışkanlıklarının nasıl olması gerektiğini öğrettiği gibi yardım ettiği kanısını uyandıran bir izlenim bırakmıştır.

Bu durum ise emperyalizm hayallerinin son versiyonudur.

Gelişme senaryosuna göre batılı yatırımlar üçüncü dünya ülkelerine serbest olarak girer ve ülkelerindeki yüksek işçilik maliyetlerinden kurtulurlar.

Böylece sermayelerini daha da güçlendirerek daha fazla üretim ,iş imkanı ,satınalma gücü ve Pazar yaratabilirler.

Böyle bir ‘’ Gelişme Teorisi ‘’ ise Üçüncü Dünya Ülkelerini iliğine kadar sömüren bağımlı kapitalizm anlamına gelmektedir.

Bu ülkelerdeki insanların tarımın nasıl yapıldığını , balığın nasıl tutulduğunu bilmelerine gerek yoktur.

Güce dayanan hakimiyetin sonuçları yalnızca yoksulluk ve çatışma değildir.

Ekonomik yapının hakimiyeti çok uluslu şirketlerin Kuzey Amerika ,Avrupa ve Japonya ‘daki merkezlerine bağlanır.

Üçüncü dünya ülkelerinin ekonomileri kendi içlerinde ve birbirleri arasında teknoloji ,organizasyon ,sermaye akışı konularında bölünmüş ve bütünleşmemiş şekilde kalırlar.

Özet olarak dünya ekonomilerinin daha iyiye giderek dünya insanlarının ihtiyaçlarının karşılanması için neye sahip olduğunuz önemlidir.

Sporda ise henüz emperyalizm yoktur.Bu ülkeler antrenörlerini , oyuncularını , taktiklerini kendileri eşit şartlarda belirleyebilir.

Böylece başarı şanslarıda ortaya çıkar.


kaynak:michael parenti

23 Haziran 2008 Pazartesi

Uluslararası Pazarlarda Farklı Stratejiler

1990 ‘ların sonlarında globalleşmenin artışıyla iş analistleri diğer ülkelerdeki farklı iş yapma stratejilerinin başarılarını araştırmaya başladılar.

Bu araştırmalar uluslar arası stratejilerin birkaç farklı yöne eğilim gösterdiğini ortaya çıkardı.

Başlıca eğilimler ise Çoklu Yerel ve Global Stratejilerdir.

Çoklu Yerel ve Global stratejiler arasındaki en önemli fark ;

Çoklu Yerel uluslar arası Stratejiler her bir ülke ve bölgede bireyleri temel almış ,

Oysa Global Stratejiler ülke sınırları genelindeki özellikleri dayanak kabul etmiştir.

Bu yüzden ;

Çoklu Yerel Uluslar arası Stratejiler farklı ülke veya bölgelerdeki müşterilerin ihtiyaçlarını anlamaya çalışırken ,

Global Stratejiler ürün ve pazarlama faaliyetlerini ülke sınırlarına göre standartlaştırmışlardır.

Çokuluslu firmalar bu stratejilerden birisine güvenmek yerine farklı ürün ve servislerde farklı stratejiler izlemiştir.

Örneğin bir firma elektronik ürünlerinde Global Strateji , aksesuarlarında Çoklu Yerel stratejiler izlemiştir.


kaynak:referenceforbusiness

18 Haziran 2008 Çarşamba

Gelişmekte Olan Ülkelerin Gelişmesi Kendilerine Bağlıdır

Gelişmekte olan ülkelerin gelişebilmek için iki alternatifleri vardır ;

İlk alternatife göre ;

Zengin ülkeler maddi yardımlarla gelişmeyi şekillendirir ,kaynak ve ticaret fırsatlarını onların lehine kullanarak gelişmelerini sağlarlar.

Diğer alternatif ;

Gelişme konusunda gözden kaçan nokta ise gelişme faktörlerinin fakir ülkelerin kendilerince belirleneceği ve diğer ülkelerin yalnızca sınırlı bir rol oynayacağıdır.

Bu durum gelişmekte olan ülkelerce vurgulansa da zengin ülkeler tarafından sıkça unutulur.

Resmi çevrelerde yıldırmaya veya dikkatleri başka yöne çevirmeye yönelik olağanüstü bir çaba harcanır.

Çabanın amacı zengin ülkelerin daha az zarar görüp daha fazla kazanç sağlamasıdır.

Her ikisi de fakir ve ağırlıklı tarım ekonomisi olan Vietnam ile Nikaragua ‘yı göz önüne alalım.

Her ikisi de uzun yıllar çatışmalara katlanmak zorunda kalmış ve önemli dış yardımlar almışlardır.

Fakat yalnızca Vietnam fakirliği önemli ölçüde azaltabilmiş ve 1988 ‘den bu yana ortalama yıllık % 5 büyümektedir.Nikaragua ise ekonomik olarak bataklığa sürüklenmiş ve çok fakir insanların yaşadığı bir toplum yaratmıştır.

Vietnam 1994 ‘e kadar Amerikan ambargosu ile yaşamış ve hala dünya ticaret örgütünün dışındadır.

Tüm bu engellemelere rağmen kahve ve diğer tarımsal ürünler ihracatını arttırmış ve özellikle tekstil sektörü sayesinde başarılı bir değişim yaşamaya başlamıştır.

Nikaragua ise Amerika ile tercihli ticaret olanaklarına sahiptir ve ayrıca milyarlarca dolar borcu silinmiştir.Tüm bunlara rağmen kahve ve tekstil sektörleri henüz Vietnam ‘la rekabet edebilir bir düzeye gelememiştir.

Vietnam , Nikaragua ‘yı neden geride bırakmıştır ?

Cevabı ülke içindedir.Tarih ,ekonomik ,politik kurumlar ekonomik başarıyı belirlemiştir.

Amerikan pazarlarına giriş kolaylıkları ve batılı yardımlar Nikaragua ‘nın sosyal ve ekonomik tarihinde galip gelmesine yol açmamıştır.

Bir çok gelişmekte olan ülke tecrübeleri ,başarıda ülkelerin kendilerine özgü dahili faktörlerin önemini teyit etmektedir.

Vietnam gibi son dönemlerin süper yıldızları Çin ve Hindistan ticarette kendi özelliklerinden yararlanmışlardır.

Afrika ve Orta Amerika ülkeleri ile karşılaştırıldıklarında yardımlardan da fazla pay almamışlardır.

Fakat ülke içinde yaratıcı reformları hayata geçirerek zenginleşmekte ve yoksulluklarını azaltmaktadırlar.

Gelişmekte olan ülkelerin gelişme kararlarını kendilerinin vermesi gerekir.


kaynak:foreignaffairs

16 Haziran 2008 Pazartesi

Değişen Pazar Koşullarına Verilen Hızlı Cevaplar Satışları Patlatır

Değişen Pazar koşullarına hızlı cevaplar vermek aynı zamanda yüksek dereceli yaratıcılığın talebiyle de ilgilidir.

Otomobil icat edildiğinde patlayan bebek koltuğu talebi gibi bir durumla Fuji ‘de karşılaşmıştı.

Film pazarında geliştirilen bir çok uygulamadan farklı olarak Fuji analog film pazarını geliştirmişti. Digital görüntüleme yerine analog fotoğrafa yönelmişti.

Artık bu gün kimyasal konusundaki tecrübesiyle yeni pazarlara yayılabilme şansına sahiptir.

Önce rekabet , sonra ise çok sayıdaki yeni uygulamalar arasından öncelikleri belirlemek ve öncelikleri gizlemek.

Ve şirket organizasyonunun bakış açısını on yıllar için benimsenen bir kimlik haline getirmek.

2006 yılındaki yeniden yapılanma sonrası şirketin özel teknolojisiyle daha fazla çeşitlendirilmiş ürün hattı yönetimine geçerek pazara girmek.

Sonuçta 2006 yılında 1.2 milyar dolarlık panel satışına ulaşmak ve 2009 ‘da iki katını hedeflemek.

Şirket ayrıca kozmetik ve diet tamamlayıcı ürünlerinde büyümektedir.

Firma stratejisine değinirsek ;

Özellikli Ar – Ge birimi kurulmuş ,

İşbirliği yaratacak satın almalar gerçekleştirilmiş ,

Yönetim ve altyapı verimliliği için altı tane yeni birim oluşturulmuş ,

Orta düzey yöneticilerden oluşan küçük gruplar halinde yapılan beyin jimnastiği içeren toplantılarla Fuji geleceğinin yönü belirlenmiş.

Bin tane çalışanından büyüme için fırsatların tanımlanması ve rekabet konularında 2 sayfayı aşmayan özet görüşleri alınmış.

CEO ‘su ‘’ Bir yönetici olarak insanların daha geniş açılı düşünebilecekleri ve kovulurlarsa nedenlerini anlayabilecekleri bir kültür yaratmalısınız ‘’ diyor.


kaynak:hbs

13 Haziran 2008 Cuma

Zenginlik Ve Demokrasi

Demokrasi hassas bir sistem olup başkaları tarafından zorla uygulatılabilecek özelliklerde değildir.

Demokrasi ;

- Kanunlara uyan insanlar ,

- Özelliklerini korumak için sağlam bir anayasa

- Özgür basın

- Sağlam finans kanun ve uygulamaları

- Eğitimli bir toplum

- Politikacıların düzgün çalışması için sağlıklı bir eleştiri kültürü

Gerektirir.

Zimbabwe ,İtalya ,İsviçre veya Amerika ‘ya bakın.

Bir yerde demokrasi yoksa ,orası zenginlik ve eşitliğe ne kadar yakındır ?

Bu konuda düşünün

Belki de bu soru sizin için


kaynak:askmetafilter

12 Haziran 2008 Perşembe

Yaratıcı Girişimcilik İçin Firmanın Değil Fikirlerin Büyüklüğü Önemlidir

Bir firma ne zaman yeni bir ürün hikayesi ile tanışsa , ürünün ötesinde çözülmesi gereken problemlerle de karşılaşır.

Rekabetçi bir yenilik olabilmesi için tedarikçiler ,yan sanayi ,dağıtım kanalları ve tüketicilerle ilgili yeni olanakların ,alışkanlıkların ortaya çıkarılması gerekir.

Tripsas firması katlanır bisiklet üretmekteydi.

Firmanın katlanır bisikletlerle ilgili yaratıcılık anlayışı geleneksel bisikletler üzerineydi.

Yalnız katlanır bisiklet üzerinde düşünmeye başladığınızda çoğu insanda oluşan imaj küçük tekerlekli , gerçek bir bisiklet olarak sınıflandırılamayacak tuhaf bir araçtı.

Müşteriler ve dağıtım kanalları gözünde bu ürün farklıydı.

Montague ise Tripsas ile çalışan gönüllü bir bisikletçiydi.Katlanabilir fakat müşteriler gözünde daha sağlam gerçek bir bisiklet yapmak istiyordu.


Konunun üzerinde çalışarak bir prototip üretti ve oğlu David bu ürünü herkesin talep edebileceği ticari bir ürün haline getirdi.

Montague bu gün dünyanın önde gelen her büyüklükte katlanabilir bisiklet üreticilerinden biridir.

Ekonominin aktörlerinden girişimciler ,taleplere jet hızıyla yetişmeleri gerektiğini ,yenilik harcamalarının ise business class uçak bileti farkı olduğunu hatırlamalı.

Güvenlik ,alt yapı ,fiyatlama konularının yanında müşterilerin talepleri karşısında ne sunulduğunun anlamı önemli.


Bir üründe yer alan tüm parçalar düz bir çizgi şeklinde değildir.Girişimciler için düz çizgiden ayrılmak ilgi çekici , yaratıcı rekabet olanakları ortaya çıkarabilir.

kaynak:hbs

11 Haziran 2008 Çarşamba

Türkiye Bir Üçüncü Dünya Ülkesi midir ?

Yahoo.answers 'ın Sor ,Cevapla ,Keşfet Sayfasında sorulan yukarıdaki soruya verilen cevaplar şöyle ;

Cali chick (En iyi cevap seçilmiş )

Hayır, Gelişmekte olan bir ülkedir.Bir çok batı ülkesinden daha hızlı büyümektedir.Avrupa ‘ya ihtiyacı yoktur.Yeterli kaynaklara sahiptir. 20 yıl içinde gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşacaktır.

Peter

Geçen yıl orada bulunmuştum .3.dünya ülkesi olduğunu düşünmüyorum.Gelişmiş bölgelerinde oldukça yüksek standartlar var.

Hala misafirperverler ve zengin bir kültürleri bulunuyor. Çok geçmeden kesinlikle tekrar gideceğim ,ben bu ülkeyi seviyorum.

Katie ;

Bilmeyi isterdim

YabancıK

Türkiye gelişen bir ülkedir.Eğer gelişmiş bölgelerinde dolaşırsanız batılı bir ekonomi gibi bir izlenime kapılabilirsiniz.Bu bölgelerin dışına çıkarsanız resim değişir.

İnsanlarına bir çok sözler verilmiştir. Ama hala geniş bir orta sınıfa ulaşamamıştır.

Nightwol

Eğer Batısına giderseniz gelişmekte ,doğusuna giderseniz 3.dünya ülkesi diyebilirsiniz.

Michael S

Birkaç kez gittim. 3.dünya ülkesidir diyemem.Yalnız hayat standardında ,insan haklarında batı ülkelerine yakın değil.

Angel

Hayır 2.dünya ülkesi

Sandi

Afrika ile karşılaştırılması anlamında fakir bir 3.dünya ülkesi değil.

10 Haziran 2008 Salı

Bazen Patronlara da Kırmızı Kart Göstermek Gerekir

Şirketi kurucuları ne zaman terketmeli ?

Sanki çıldırmış gibi kısa bir sürede yeni bir girişim firması pazara sunuldu.

Bir kaç girişimci , kendi liderlik rollerinin ötesinde bir gelecek beklemeye başladılar.

Kurucularla ilgili ilk ön araştırmamda yönetim kurullarını inceledim.7 – 8 kurucuyla görüştüm.Şok olduğum ilk kritik konu hiçbirisi şimdiye kadar bir firma kurmamıştı.

Bir sonraki öğrendiğim ise kuruculardan hangisi işini iyi yapıp firmayı ileriye taşıyacak olsa kovulmuştu.

Ortaklardan biri firmanın teknolojisini geliştirip ,bazı önemli satışlarla şirketi çıkışa geçirdikten sonra yürüyen bir sistemi oluşturmuş fakat , ünvanı diğer ortak CEO tarafından aşağı indirilmişti.

Bu şoklardan sonra bir tankeri ,hız teknesi kaptanının kullanamayacağı anlaşılmıştı.

Bir sonraki adım olarak firmada araştırma süreci başlatıldı ve ne kadar değerli materyallere sahip olunduğu ortaya çıkarıldı.

Kapsamlı araştırmalar sonucu IBM ‘de uzun yıllar çalışmış sektörde çok tecrübeli birisi CEO ‘luğa getirildi ve firma olumlu bir seyir izlemeye başladı.

Bu örneğin bize gösterdiği kurucuların başlangıçta aldığı yanlış kararların kaçınılmaz olumsuz etkilere yol açabileceğidir.

Bir önceki CEO ise zengin ve konuşmasıyla etkileyiciydi.Yalnız bu özellikler başarı için yeterli değildi.,Çünkü firma yeni kurulmuş ve küçüktü.İşten anlayan insanların yönetime gelmesi gerekiyordu.

Sonraki aşamada daha önce ünvanı indirilen ortağın dönüşü muhteşem olmuştu ,bir prens gibiydi , ama konusuna hakim prens .

kaynak:hbs

9 Haziran 2008 Pazartesi

Dünya Sokaklarından Görüşler

Dünya bankası internet sitesinde yer alan görüşlerden bazıları şöyle ;


Abdurashid Solijonov

Gelişmiş ülke hükümetleri politik ve ekonomik çıkarlarını gerçekleştirebilmek için gelişmekte olan ülkelerdeki yolsuzlukları desteklerler.Gelişmiş ülkeler global arenadaki gerçek güçtür.Güçlü aktörler sistemleri kontrol etmek isterler. Bu yüzden en önemli çıkmaz da burada ortaya çıkar.

Akiode Olusegun

Toplumlarda görülen yolsuzluklar bence şöyle ortadan kaldırılabilir veya azaltılabilir

Bu konu çocukluktan başlayan aile hayatı ile ilgilidir.Yozlaşmış çocuklar dünün bebekleri ,bu günün yetişkinleridir belki de toplumların liderleridir.O zaman kirli kumaşlardan temiz elbiseler yapmaya ihtiyaç vardır.


Jens Luneburg

1986 yılından beri dünyada kamu işleri konusunda mühendislik yapıyorum.Yolsuzluklar ortadan kaldırılabilir mi ? Kesinlikle evet. Bunun için şeffaflığın ve sorumluluğun arttırılması gerekir.

Edgar

Yolsuzluklardaki en büyük teşvik , toplumlar için karar alan kurumların keyfi davranışlarıdır. Bu konuda geçmişteki kanıtlar uçup gitmiştir.Teknolojinin gelişmesi bu konuda da olumlu etkiler yapabilir.


kaynak:discuss.worldbank

6 Haziran 2008 Cuma

Kazanamayacağınızı Düşünerek Kazananabilir misiniz ?

Geçenlerde bir arkadaşımın tavsiyesi ile gittiğim bir tamircide yaşadıklarım bazı şeyler hatırlattı.

Küçük bir işyeri olan arkadaşımız ,27 yaşında , gözlerinden ışıklar parıldayan bir gençti .

Bir süre çalıştıktan sonra kendi işyerini açmış ve iki kişi çalıştırıyordu.

Konuşurken ‘’Batılılar büyük adamlar ‘’ diye bir ifade kullandı.

Bu sözler bana geçmişteki düşüncelerimi çağrıştırdı.

Benzer düşüncelere sahiptim. Tabi batılılarla aynı iş ortamında çalışana kadar.

Onlarla çalıştığım dönemde yaşadıklarım , geçmiş düşüncelerim konusunda önemli tereddütler uyandırdı.

Üst düzey yöneticilerdi.

Ama aya giden ,bir çok teknolojik gelişmeye imza atan insanlarla benzerlikleri var mıydı ?

Bu sorunun cevabını veremedim.

Aklımda kalan tek şey kibar davranışlarıydı.

Sonra şunu düşündüm ;

Benim ülkemden de örneğin Nasa ‘ya, Microsoft ‘a çalışmaya giden insanlar vardı. İçlerinde teknoloji şirketini iyi bir fiyata satıp ,başka bir şehirde yenisini kuranlar yok değildi.

Ülkemin daha az gelişmiş bölgelerinden yetişip dünyada önemli üniversitelerde öğretim üyesi olanlar da vardı.

Bu durumda biz neden hayranlıkla batıya şimdi ise gelişen doğuya bakarak sürekli boyun jimnastiği yapan bir seyirciydik ?

Yoksa kendimize güvenerek ve geliştirerek iyi bir oyuncu olabilir miydik ?

5 Haziran 2008 Perşembe

Futbolda , İş Hayatında , Pazarda , Politikada Orta Saha Çok Önemlidir

Futbolda , orta sahanın iyi ya da kötü olması kritik önem taşır. Orta sahadaki oyuncular takımın ilerleme hızını belirler .Oyunu kurmak için topu ileri veya savunmaya verirler.Karşı takımın ataklarını keserler.

İş hayatında orta saha üzerine odaklanmak pek populer değildir.Bize göre ise çok önemlidir.

Orada uzmanlar uygun fiyatlı ürünleri müşteri özelliklerine göre ayrıştırır.

Bazen düşük fiyat yüksek adetle satışı ateşleyerek maliyetleri aşağı çekerler.

Bir çok Şirkette orta saha dışlanmıştır.

Halbuki orta sahanın önemi kritiktir.

Pazarın da tam ortasını temsil eder.


Amerika Otomobil pazarında General Motor ve Ford orta sahayı kontrol ederdi.Günümüzde ise Toyota ‘nın kontrolünde.Bu kontrol Toyota ürün hattı stratejisi için son derece önemli.

Toyota yalnızca orta sınıf pazara otomobil satmaz.Pazarın tüm bölümlerine satar.

Ama oto satıcılarının çan eğrisi dağılımında orta sınıfta fiyatla zirve yapar.

Orta sahayı kontrol edebilen bir firma üretim hattındaki ileri ve geri alanlarıda kontrol edebilir.

Süpermarketler zinciri Tesco ‘ya bakalım. Müşterilerine ,iyi – daha iyi – en iyi olarak 3 tane opsiyon sunar.

İlave olarak ,herkese uyacak tek ölçekli bakkaliye ürünü satmaz.Artık hızla yeniden şekillenmekte olan pazarın isteklerini anlayarak onlara 7 farklı mağaza formatında hizmetle cevap verir.

Kullandığı slogan ise her mağazasında aynıdır . Daha İyi – Daha Sade – Daha Ucuz.

Soru sonra şuraya gelir .

Bir şirket yalnızca orta alanı kontrol ederek oyunu oynayabilir mi ?

Cevap Evet ‘ tir .Yalnız bir şartla ;


Plan tam ve her açıdan ikna edici olmalıdır.

Birkaç yıl önce
C.Schwab brokerlık firması yolunu kaybetmişti.Maliyet yapısı yukarıya doğru sürüklenirken , rakipleri karşısında fiyat kırmak zorunda kalıyordu.

Araştırmaların gösterdiği adres pazarın geniş orta bölümüne yönelmesi şeklindeydi.

Orta saha bir amaçtır. Eger Schwab doğru müşteriye doğru hizmeti verseydi , varlıkları büyüyecekti.

Orta sahayı kontrol politikada da çok önemlidir.2 parti farklı yollar denese de orta sınıf değerini yakalayan yarışı kazanır. Çünkü bağımsızlar buradadır.

Sizde orta sahayı kontrol etmenin tutarlı bir strateji olduğu konusunda aynı fikirde misiniz ?

Bu konuda farklı örnekler düşünebilir misiniz ?


kaynak:hbs

3 Haziran 2008 Salı

Kanada Gelişmiş Bir Ülke midir ?

Yahoo.answers 'ın Sor ,Cevapla ,Keşfet Sayfasında sorulan yukarıdaki soruya verilen cevaplar şöyle ;

Silly World ;

Bizim kendimizi savunacak büyüklükte bir ordumuz bulunmakta. Gücümüzle başkalarını ezmek niyetinde (emperyalist) değiliz.

Sağlık konusuna çok önem veriyoruz. Çünkü insanlarımızın sağlığı paradan daha önemli.

Umarım bir gün Amerika Biz ‘ i yakalayacaktır.

Impska ;

Bir Kanadalı olarak bu soruyu dikkatli bir şekilde cevaplamak kolay değil

Kanada kesinlikle gelişmiş bir ülkedir.Birleşmiş Milletlere göre hayat standardında 4. sıradadır.Bu sıralamada Amerika 12. dir.

Kanada ve Amerika sömürgede yerleşen toplumlardır.Gelişme konusunda aynı yolları takip etmişlerdir.

Kanada Amerikada yaşanan siyah – beyaz bölünmesini yaşamamıştır. Çünkü bizim ülkemizde kölelik olmamıştır.

Politik yaşamda kutuplaşma yok gibidir.Çoğu Kanadalı görüşlerinde dengelidir.Görevi başaramayandan alır ,diğerlerine verir.


GogoBerr ;

Söyliyeceğim Kanada gelişmiştir.Çünkü yoksulluk çok düşüktür.Eğitim alan çocukların oranı çok yüksektir.

Yalnız Ve Fakir Ülkeler İçin Daha Fazlasını Yapabilirim

Eriko Yamaguchi ,26 yaşında bir Japon , Motherhouse firmasının sahibi.

Business Week dergisi tarafından Asyada düzenlenen En İyi Genç 25 Girişimci adaylarından birisi.Bu yarışmada en iyi girişimci okuyucu oylarıyla seçiliyor.

Firması , dizayn ,üretim süreçleri ,gelişmiş ülkeler standardında kalite kontrol ile gelişmekte olan ülkelerde yüksek kaliteli ürünleri içeren markalar yaratmayı planlıyor.

Motherhouse ‘ un ilk ürünü olan bitkisel elyaftan yapılan çantalar Bengaldeşde üretiliyor.Bu ürünü kendi mağazasında ,Japonya da büyük mağazalarda ve web sitesinde satıyor.

Eriko Yamaguchi,Japonya da siyaset bilimi okumuş ,daha sonra kalkınma çalışmaları konusunda Bengaldeşte master derecesine sahip.

Bengaldeşte Mitsui firmasında staj yapmış. Amerikan Gelişim Bankasında Amerika ‘da 2 yıl yaz boyunca çalışmış.

Girişimciliğe başlangıcını şöyle açıklıyor ;

Üniversite 'de okurken ,yalnızca o yerde doğduğu için Okula gidemeyen çocuklarla ilgili vizyon sağlayan bir organizasyon için 2 yıl yaz boyunca Amerika’da çalışmak için seçildim.

Daha sonra gerçek tecrübeyi yaşamak için Asya’nın en fakir ülkesi olan Bengaldeş’e gittim.

Bu Ülkede uzun dönem politik istikrarsızlıklar gördüğüm için bağışların ,yabancı ülke yardımlarının insanların asıl ihtiyacı olan şeyler olmadığını anladım ,

Bengaldeş ‘te yaşayan insanlara verimli ve sürdürülebilir bir geliri nasıl sağlayabilirim ?

konusunda düşünmeye başladım ,

Ve cevabı buldum ;

Gelişmiş ülkelere yüksek kaliteli ürünler ihracatını desteklemek.

2 Haziran 2008 Pazartesi

Global İş Stratejilerinde Standartlaşma Ve Çoklu Yerel Stratejiler

Global Stratejilerde Standardizasyon Yaklaşımında ;

Uluslar arası pazarlar da standardizasyon göz önüne alındığında iki varsayım ortaya çıkar.

- Dünyadaki müşteri ihtiyaçları giderek artan bir şekilde benzeşmektedir.

- Müşteriler yüksek kaliteli ,düşük fiyatlı ,gelişmiş özellikleri olan ürünleri tercih ederler.


Yinede standartlaştırılmış Global Stratejiler bazı önemli yararlar sağlarlar.

Firmalar pazarlama harcamalarını düşürebilirler.

Örneğin Pepsi dünyada tüm ülkelerde aynı televizyon reklamlarını kullanmaktadır.Yaklaşık yıllık tasarrufu 10 milyon dolardır.

Pazarlamadaki avantajları dışında Global Stratejiler dizayn , paketleme , üretim , dağıtım ,müşteri hizmetleri , yazılım avantajları sağlayabilir.

Diğer bir düşünce olan Çoklu Yerel Strateji ‘ye göre

Firmalar , uluslar arası pazarlardaki ürün ve servislerini kişiye özel şekillendirmelidir.Bu en azından stratejinin bir parçası olmalıdır.

Örnegin KFC Japonya pazarına standart ürünleriyle girmiş fakat çok geçmeden stratejisinin Japon müşterilerin ihtiyaçlarıyla uyuşmadığını fark etmiş ve değiştirmiştir.

Sonuç olarak yemeklerin servisini Japon tercihlerine uygun olarak daha küçük parçalar halinde yapmış , diğer restorantların olduğu kalabalık yerlere yerleşmiş ve fast food tecrübesi güçlü bir talep yaratmıştır.

kaynak:referenceforbusiness

1 Haziran 2008 Pazar

Küreselleşmenin Yanlış Uygulayanlar İçin Anlamı Geriselleşme mi ?

Dünyada gelişmiş ülkeler küreselleşme sayesinde zenginliklerini arttırıyor.

Gelişmekte olanların az sayıda uyananları gelişiyor.

Diğerleri ise küreselleşirken aslında geriselleşiyor.


1980 ve sonrasında dünyada savaşlar medeniyet kelimesinin arkasına saklanılarak olabildiğince ekonomik ve kültürel alanlarda yapılıyor.

Gelişmiş ülkelerin stratejileri , küreselleşme adı altında az gelişmiş ülkelere yutturuluyor.


Bu ülkelerde yaşayan insanlar çokuluslu firmaların yeni ürünleri , konseptleriyle birlikte kültürleriyle de tanışıyor ve ülkelerinin geliştiği duygusuna kapılıyorlar.

Çeşitli stratejilerle ülkeleri sanayi üretiminden uzaklaştırılıyor. Tarım üretimleri tavsiyelerle azaltılıyor.

Oysa artan ithal ürünlerin pazarları ele geçirmesi sonuçta kar transferini de beraberinde getiriyor.


İnsanlar kısa sürecek pembe bir rüyada yaşarken aslında fakirleştiklerini önceleri fark edemiyorlar.Bu rüyanın sonsuza kadar devam edeceğini düşünüyorlar.

Gelişmişlere bakarak kendi stratejilerini geliştirmeye gerek görmüyorlar.

Dünyaya algılatılanın dışından bakabilenler , oyunun bu şekilde oynanmasında bir yanlışlık olduğunun farkına varsalar da , medyada yeterince yer bulamıyor ve gelişmeleri geniş toplum kesimlerine anlatamıyor.

Medya da insanları ülkelerinin gerçek gündemlerinden uzaklaştırıyor.

Sonucunda yanlışları görenler , sanki gelişmeye ve küreselleşmeye karşılarmış gibi bir algı yaratılıyor.

Çünkü her oyunun bir kuralı bulunmakta.

Ne kadar fazla ülke insanı dünyadaki gelişmelerden uzak tutulabilirse gelişmiş ülkelerin kazanmayı sürdürebilme şansı o ölçüde artmakta.

Bir çok ülkede senaryoların uygulanışında farklar olsa da sonuç aynı , hiç değişmiyor.

İyi haberse , pembe rüyanın rengi daha fazla koyulaşmadan uyanmanın mümkün olduğu.

Yalnızca gelişmiş ülkelerin onlara önerdiklerinden olabildiğince uzak kalıp ,gelişirken kendilerinin onlarla arasında ne farklar olduğunu analiz ederek sonuçlara ulaşmaları yeterli.