16 Temmuz 2007 Pazartesi

Barron's Dergisinde Yayınlanan Röportaj

Wall Street Journal’ın haftalık yayınladığı Barron’s dergisinin 14 Temmuz 2007 tarihli sayısında ilginç bir röportaj yayınlanmış. Röportaj, Eurasia Group’un kurucusu Ian Bremmer ile gerçekleştirilmiş. Eurasia Group son dönemde Petkim’i alan Transcentral Asia’nın da arkasında yer alan grup olarak gazetelerde yer almış, ve Yahudi kökenli bir Grup oldugundan bahsedilmişti.

Eurasia Grup, dünyadaki politik risklerle ilgili danışmanlık hizmeti veren bir firma. Bu grubun kurucusu ve başkanı olan Ian Bremmer, Barron’s dergisine verdiği röportajda uluslararası portföy yatırımlarının teknolojideki hızlı değişimler ve demokratik olmayan rejimler nedeni ile bu faktörlere yeteri kadar hzılı adapte olamayan yatırımcılar için Rus ruleti oynamaya benzediğini belirtmiş. Bremmer, yatırımcılara (burada genel olarak Amerikalı yatırımcılar kasdediliyor) enerji sektörüyle ilgili varlıklara yatırım yapmalarını ve 2008 ABD seçimleri öncesinde ABD ile Çin arasında kötüleşmeye başlayan ilişkilere dikkat etmelerini tavsiye ederken, Türk’lerin Kuzey Irak ile ilgili rahatsızlıklarına rağmen burada çok fazla jeopolitik bir risk olmadığının altını çizmiş.

Şimdi röportajın Türkiye ile ilgili olan kısımlarını çevirelim;

Bremmer:
Türkler, Kuzey Irak’ta Kürtlerle iş yaparak ciddi paralar kazanıyorlar. Bunun yanısıra Kuzey Irak’a girmeyi istiyorlar çünkü Türkiye’deki terörist aktivitelerin kaynağı olarak burayı görüyorlar. Ayrıca ABD’den bu konuda tam destek göremediklerine inanıyorlar. Burada yapabilecekleri sınırda güvenli bir bölge oluşturmak olabilir. Ama Türkler gerçekten bu bölge ile iş yapmayı istiyorlar. Zaten eninde sonunda Türk hükümeti bağımsız bir Kürt devletini tanımaya doğru gidiyor. Ancak bu hemen gelecek yıl olmayacak.
Gazeteci: Oldukça radikal bir şey söylediniz.
Bremmer: Bu eninde sonunda olacak bir şey. Ekonomik entegrasyon ve bunun yanısıra özellikle işadamları ve bankacılar buraya çok yatırım yapmış olacaklar. Bu nedenle de bu kaçınılmaz olacaktır. Buradaki soru ne zaman ve ne şart altında bunun gerçekleşeceğidir.
Gazeteci: Peki Türkiye Avrupa Birliği’ne girecek mi?
Bremmer: Hayır. Ancak umuyorum ki Türkiye’nin üyelik konumu daha uzun yıllar devam eder. Çünkü bu Türkiye için çok pozitif bir durum. Fakat, AB Parlementosu’nda aşırı milliyetçi sağ kanat çok güçleniyor ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy Türkiye AB’nin bir parçası olmamalıdır diyor. Brüksel’deki bürokratlar hariç gerçek Avrupalılar Türkiye’yi AB içinde göremek istemiyorlar. Türkiye’nin AB’ye girmesi ABD’nin çıkarınadır. Türkiye bu durumun dışına itilir ya da kendi iradesi ile dışında kalmak isterse bölgenin jeopolitik durumu açısından son derece olumsuz bir sonuç olur.

Röportajın bizimle ilgili olan kısımları bu kadar. Ian Bremmer’a göre Türkiye bağımsız Kürt devletini eninde sonunda tanıyacak ve AB’ye hiç bir zaman alınmayacak olsa bile AB hayali devam ettiği (ya da ettirildiği) sürece Türkiye’den tavizler koparmaya devam edecekler. Neden Petkim’e balıklama atladıkları şimdi daha iyi anlaşılıyor.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Helal olsun size, ne guzel çevirmişsiniz, sayenizde aydınlanıyoruz. Tşk.