26 Aralık 2007 Çarşamba

Değişim Ve Gelişimi Gerçekten Önemseyen Firmalar Neleri Başarabilir ?

Firmalarda Gelişim ve Yeniliği anlatan bir tv programında Akın Öngör ‘ün Garanti ile ilgili söyledikleri bizi çok etkiledi.

Kısaca şöyle ;

1991 yılında Akın Öngör bankada genel müdür yardımcısı ve Şahenk ailesiyle herhangi bir yakın tanışıklığı yok .Bir gün telefon gelir ve Ayhan bey kendisiyle görüşmek ister ,Akın Öngör önce bunun bir şaka olduğunu düşünür , fakat telefondaki kişiye beni işletiyormusunuz diyemez ve Ayhan Şahenk kendisini bir kahvaltıya davet eder.

Birlikte 14 civarında kahvaltı yaparlar ,ilk 3 - 4 kahvaltıda Ayhan Şahenk öncelikle Öngör ‘ün davranışlarını inceler ve kendisini bankaya genel müdür yapmak istediğini belirtir ve bankaya Koç grubundan 200 – 250 milyon dolar civarında bir fiyatla satın alma teklifi geldiğini açıklar ve bu fiyat hakkındaki görüşlerini sorar . Öngör , 1 milyar dolar ve peşin olursa uygun bir fiyat olabileceğini söyler ,neden olarak ise bu bankayı 1 milyar dolarlık bir banka haline getirebiliriz ,eğer bu fiyatı verirlerse satar ,yeni bir tane alır ve onu 1 milyar dolarlık banka yaparız der.

Genel müdürlük konusunda Şahenk kendisine neler yapabileceğini sorar ve Öngör 4 sayfalık radikal bir değişim programı hazırlar ve kendisine sunar . İş özeti bankada yapısal değişiklikleri içerir. Gerçekleştirilmesi mevcut yapı içinde hiçte kolay değildir. Şahenk ,yazının altına imza aç ve ben imzalıyım der ve bankada köklü bir değişim süreci başlar .

İlk iş olarak toplantı masasını oval hale getirtir.Bankada yapılan her işten üst yönetimdeki herkesin bilgi sahibi olması amaçlanır .O güne kadar ise birimlerin başında olan insanlar her türlü kararı tek başlarına verirken herkesin fikirlerinden yararlanma şansı sağlanır. En üst ve en alt kademeler arasındaki kademeler 11 ‘den 6 ‘ya indirilir.Şube sayısı 317 ‘den 150 civarına düşürülür.Çalışanlara diğerlerinin 4 katı eğitim verilir.

Spor salonlarında yapılan ,bankada her çalışanın katıldığı toplantılarda neler yapılmak istendiği anlatılır ve çalışanların görüşleriyle değişime katılımı istenir .İlk 1,5 – 2 yıl çalışanlar görüşlerini söylemez ,Öngör ,bu durumdan korkmamaları gerektiğini ve kendisinin bu konuda onları desteklediğini belirtir ve katılım yavaş yavaş ortaya çıkmaya başar .

Diğer taraftan dünyadaki değişim rüzgarları izlenir.Rusya dağılmıştır.İleriki yıllarda enflasyonun düşeceği ve bu şartlarda bankanın neler yapması gerektiği araştırılır.

Örneğin Brezilya ‘da Enflasyonun düştüğü ortamda tüm bankaların karları aşağıya giderken bir bankanın ki hızla yükselmiştir veya Arjantinde bankaların karları azalmıştır.Karını arttıran banka nasıl yapmıştır.? Azaltan bankaların ki neden azalmıştır ? İsrailde neler olmuştur ?

Bu konuların kapsamlı araştırılmasıyla banka , enflasyonun düşmesi halinde ne yapacağını bilir hale gelmiştir.

Öngör ; tv konuşmasının bir yerinde şöyle der ;

Bizler gelişime ayak uyduranların neler yapabildiğini ,uyduramayanların ne hale gelebileceklerini görebildik.

Bu başarıda ön planda ben görünüyorum fakat bu bir ekip işi .


Bu hikaye bizi düşünmeye sevketti

Sonuç bize göre ülke tarihindeki ilk ve en büyük yerel kurumsal başarı .Ayhan Şahenk 'in yeniliğe açık olmasıyla İbrahim Betil döneminde başlayan , Akın Öngör ve Ferit Şahenk 'in altyapısının desteğinde yenilikçi vizyonlarıyla Ergun Özen döneminde devam eden sıradışı bir sürdürülebilir başarı hikayesi.

Yıl 1991 ,

- Akın Öngör ,Ayhan beyi değişime nasıl ikna etti ?

- Ayhan bey o dönem için bu zor kararı nasıl verdi .Alınan karar şu açıdanda zor. Doğuş grubu o zamana görede başarılı bir dönemindeydi. Patronlar genelde işler iyi giderken değil tersi durumda değişim kararı verirler.

- Ayhan bey ,grubun başarılı bir döneminde Akın Öngör 'e değişim konusunda neden ve nasıl gerçekten destek oldu ?

- Kararlarda ikna etme süreci nasıl gerçekleşti ?

- Öngör ve arkadaşları organizasyon içindeki yeniliğe karşı direnci nasıl kırdı ve motive etti .

- Akın Öngör ve arkadaşlarının eğitim ,bilgisel ,vizyonel altyapısı cesaretleri ile birleştiğinde ne anlama geliyordu ?

- 2008 ‘e gireceğimiz bu günlerde aradan 16 yıl geçmesine rağmen koca ülkede neden çok fazla sayıda başarılı örnek çıkamadı ?

- Birileri en azından bırakın dünyayı takip etmeyi neden bu grubun yaptıklarını analiz edemedi ve kendi modelini geliştiremedi ?


Doğuş grubunun yaptıkları o dönemki ülke şartlarında gerçekten çok zor ,diğer taraftan değişime ve yeniliğe olan inanç ,vizyon ,dünyadaki gelişimi görüp anlayabilmek zorluğu kolaylaştıran unsurlar .Çünkü dünyanın gittiği yön ve başarılı firmaların bu başarıyı nasıl yakaladıkları çok açık.

Bu örnekte bizi asıl düşündüren ise gelecek ile ilgili .

Görünen 2008 yılında bile iş dünyasındaki bir çok firmanın 1991 yılındaki Doğuş Grubunun bakış açısını yakalayamaması .

Firmaların gelişime yeterince adapte olması veya olamaması , onları dünyanın daha hızlı değiştiği bir ortamda 10 yıl sonra hangi noktalara götürecek ?

Umarız iş dünyasına sihirli bir değnek değer ve çok sayıda firmamız dünya liginin üst sıralarında yerini alır.


kaynak:tgrt.işdünyası

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Ben örnek başarı öykülerinin fazlaca cilalanarak kamuoyunun önüne sunulduğunu,fazla abartıldığını ve bazen de reklam unsurunun devreye girdiğini düşünüyorum.Garanti Bankası o dönemde belli bir atak yaptı ama zaten olması gerekeni başardı.Yoksa bizzat şahidim ki ülkenin anlı şanlı sektör lideri kurumsallaşmış firmalar profesyonel yöneticilerin menfaat ilişkilerinden kaynaklanan çok stratejik yanlışlıklar yapabiliyorlar ve firmaları zarara uğratabiliyorlar.Tabi bu zaafiyet firma çalışanlarınca bilinse bile imaj kamuoyunda yer almıyor.Bazen başarı hikayesi olarak bile sunulabiliyor.Orta ölçekli aile firmalarının daha profesyonelce yönetildiğini otokontrol sisteminin gelişmiş olduğunu ve büyük şirketlere göre daha dinamik olduklarını düşünüyorum

Dr.Firma dedi ki...

Garantinin atağı sonucu başarısı olması gereken bir sonuçtu .

Bunun nedenleri ise ;

- Kurumsallığı gerçek anlamda uygulayan az sayıda firmadan biriydi.

- Konusunda bilgiye dayanan fikir sahibi insanlarca yönetiliyordu.

- Sektörün Dünyada ne yöne gittiği ilede yakından ilgileniyordu.

- Bilimsel yöntemleri kullanıyordu.Bu konuda öncüydü.Pazarı anladığı için cesur görünen kararları alabiliyordu .

- Eğitime önem veriyordu.

İyi yönetiliyordu.Bir o kadar basit ,bir o kadar da zor bir sonuç.