4 Kasım 2008 Salı

Bir Sonraki Adımda Aynı Şeyleri Tekrarlamayalım

Birileri gelişmiş ülkeler için finansal krizin dibi diyebilir.Ancak gelişmekte olan pazarlar için başlıyor ve daha kötü olabilir.

Bu pazarlardan bazıları düşen mal fiyatlarından yara alacak ,diğerleri cari açıktan .

Eğer Çin gibi bu tür problemleriniz yoksa gelişmiş ülkelere ihracata bağımlı olduğunuz için sesiniz biraz kısılacak.

Gelişmiş ülkeler finansal sistemin sorunlu bölümlerini para desteği veya garantilerle destekliyor.

İkinci kategorideki gelişen pazarlarda güvenli ve riskli varlıklarla ilgili sınırlar daha belirgin çizilecek .

Bütün bunların anlamı amerika ve avrupa gibi baskı altında kalan diğer ekonomiler garanti ve kurtarmalar yoluna gidecek.

Fakat burada gelişmiş ülkelerle arada büyük farklar var.Büyük bir bölümü zayıf ve kırılgan vergi sistemlerine sahip.

Dış destek kesinlikle gerekecek.Panik ortamı oluşmadan gerektiğinde kredi olanakları sağlanmalı.

Gelişmekte olan pazarlarla ilgili şu an göz önüne koyduğumuz durumu bir sonraki adımda tekrar etmeyelim.

kaynak:rodrik

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Son yıllarda küreselleşmeden yararlanıp ticaret hacimlerini arttıran ülkelerin ki buna kısmen biz de dahiliz(her ne kadar cari açığımız büyüse de ihracatımız da arttı)artan döviz rezervleri sayesinde dış yardımlara on yıl önceki gibi bağımlı olduğunu düşünmüyorum.Körfez krizinde ABD 1 milyar dolar hibeyi bile pazarlık kozu yaparken bugün bizdeki bir zenginin bile birkaç milyar dolar şahsi varlığı mevcut.
Bugün itibarı ile IMF ile masaya oturulması nakite muhtaç durumdan çok güven tazelemeye yönelik bir anlaşma.Yoksa yardım için telaffuz edilen rakamlar ekonomiyi etkileyecek ya da krize çare olabilecek cinsten değil.Biz şu anki imkanlarımız ile de olası reel sektördeki krizi atlatabiliriz.

Dr.Firma dedi ki...

Ticaret hacimlerinde yüksek ihracat kadar yüksek ithalatında önemi büyük görünüyor.

Güvenin önemi kadar paranın dünyada azaldığı bir dönemde yüksek döviz açığı bulunan ülkelerin bu dövizleri bulması kolay kolay değil