25 Eylül 2008 Perşembe

Kız Arkadaşım Çok Şanslı

Geçen gün arabayla yolda giderken ani bir patlama sesi duydum ve araba biraz sarsıldı.Herhalde birisi çarptı diye düşünürken motordan dumanlar çıkmaya başladı .

Yoldayken bazen görülen ,buharlar çıkan araba sendromu başıma gelmişti.Böyle bir durumdaki başkasını gördüğümde durmadan geçerdim.

Ne yapacağımı düşünme fırsatı dahi bulamadan çevremde birkaç kişi belirdi.

Böyle hikayeleri hepimiz duymuşuzdur.Önce biraz temkinli yaklaştım.

Motorun kapağını açınca ‘’ Başıma son gelmesini istediğim şeylerden biri ‘’ diye düşündüm bir hortum çıkmış ve bir parça kopmuştu.

Beş – altı kişi konuyla ilgili fikir belirtti.Bazıları giderken ‘’teşekkür ederim ‘’ dediğimde bir tanesi ‘’ Ne olacak ki bu gün sana , yarın bana ‘’ diyordu.

Yardıma gelenler çok ilgiliydi.

Birisi ‘’ Git berberden bidonla su al ‘’ derken diğeri tornavida istiyordu.

Yardım edenlerden birisi o mahalledeki çiçekçiydi. Bir yandan tamire çalışırken ‘’köyde traktörümüzü çok tamir ettim ‘’ diyordu.

Diğer arkadaş ise berberdi.Dükkanından beş bidon su aldığım berber.

O da ‘’ Böyle bir şey geçenlerde benim de başıma geldi ‘’ dedi.

Bir saatten fazla uğraştılar ve araba en azından eve götürebilecek kadar çalışır hale gelmişti.

Davranışıma pek bir anlam veremeseler de onlara çok teşekkür ettim ve ellerini sıkarken ‘’İşte yeni çiçekçim ve berberim ‘’ dedim.

Sanırım teşekkürü biraz abartmamdan dolayı şaşırmışlardı ki çiçekçi hızla gelen otobüsü fark etmeden yürümeye başladı.Durumu fark ettim ve kolundan tutarak geri çektim. Bir kaza olabilirdi.

Bir an göz göze geldik ,gülümsedi ,bakışlarıyla bana teşekkür ettiğini hissettim.

Yeni berberimden çok memnun kalacaktım.Kendisi ve kalfası güleryüzlüydü.

Böyle insanların olması ne kadar güzel diye aklımdan bir şeyler geçerken ‘’Kız arkadaşım çok şanslı ‘’ diye düşündüm.

Çünkü benden çok fazla çiçek alacaktı.Artık karşılık beklemeden iyilik yapan çiçekçiye çok fazla uğrayacaktım.

Ayrıca yolda kalmış bir araba görürsem ,pek anlamasam da ‘’ Yapabileceğim bir şey var mı ? ‘’ diye soracaktım.

Çünkü ‘’ Bu gün sana yarın bana ‘’

21 Eylül 2008 Pazar

Bırakınız Yapsınlar , Bırakınız Batsınlar

İskoçyalı ekonomist Adam Smith 1700 ‘ lü yıllarda ;

‘’Bırakınız Yapsınlar , Bırakınız Geçsinler ‘’ demişti.

Vahşi kapitalizm ‘in Uygulayıcıları az gelişmiş ülkelere ;

‘’ Bırakınız Biz yapalım , Bırakınız Biz geçelim ‘’ dedi.

Adam Smith ‘’ Bırakınız gerekirse batsınlar ‘’ demişti.

Uygulayıcılar ;

‘’ Biz batarsak dünya etkilenir ‘’ ve ‘’ Size de Yazık Olur ‘’ dedi.

Az gelişmişlerin , her şeyi onlara bıraktıkları için kayda değer öngörüleri yoktu.

Onlar ''Bu güne kadar biz ne yarar gördük ''demedi

Ne yapılmak istenildiğini ülkelerde yaşayanlar pek anlayamamıştı.

Borçlanmaları sayesinde refah düzeyleri biraz artmış ,ücretlerinin alım gücü ise azalmıştı.

Ve önerilerinin yanlış olma ihtimali göz ardı edilen batmayıp ayakta kalan Uygulayıcılar ‘dan gelen haber ise geçmiş bir filmin tekrarı gibiydi.

‘’ Krizden az gelişmiş ülkeler yüksek faizleri sayesinde karlı çıkacak ‘’

Bu sözde akıl var ,yalnız mantık yoktu.

Tercümesi ise şöyleydi ;

Siz yüksek faiz vererek sıcak para çekeceksiniz ,ülkenizin kaynaklarını bize aktarmaya devam edeceksiniz.Yatırım ,üretim gibi zor işlere kafanızı yormayın ,sizin adınıza düşünüp ne istiyorsanız biz karar veririz.

Adam Smith gelişmekte olan sanayilerin devlet tarafından korunması konusuna da değinmişti.

Uygulayıcılar ise bunun bir çok ülkede gözardı edilmesini başarmışlardı.

Son dönemde bazı az gelişmiş ülkeler ise bunu tamamen gözardı etmeyerek serbest piyasa ekonomisini kullanarak yıldız olmuşlardı.

Diğer yandan her şeyi iyi bildiği varsayılan bazı gelişmiş olarak adlandırılan ülkeler , kriz süresince yapılan devletleştirmelerle eski doğu bloku ülkelerini anımsatan bir yapıya gelmişti.

Az gelişmişlerin uyguladıkları yöntemlerle ekonomide tam rekabete uyum sağlayarak gelişme ihtimalleri yüksek mi ?

Aynı hikaye devam edecek mi ?

Yaşayarak göreceğiz.

17 Eylül 2008 Çarşamba

CEO Hatasını Farketti

Şirketin alacaklı olduğu bir firma batmıştı.

Sorunun kaynağı araştırılmaya başlandı.

Pazarlama ekibi mi işine ilgisizdi ?

Yöneticiler mi işten uzaktı ?

Sistemde mi sorun vardı ?

Konu sorgulandığında ;

Problemin daha önceden farkedildiği ,fakat ‘’ belki düzeltebiliriz ‘’ düşüncesiyle üst yönetimin bilgilendirilmediği anlaşıldı.

Yönetici ,pazarlamacının kendisini zaten dinlemediğini ,hatta batan firmaya satış yapıldığından dahi haberi olmadığını belirtti.

Bu açıklaması pazarlamacısıyla birlikte kendisinin de işini kaybetmesine neden oldu.

Şirket pazarlama bölümünün sorumluluğunu ona vermişti. Ama sonuç hayal kırıklığına dönüşmüştü.

Oysa yaptığı işe ve ekibine sahip olamayan yöneticinin iş hayatında önemli sayılabilecek artıları da vardı

Üstleriyle çok iyi geçiniyor ve ekibinin yaptığı basit bir işi bile şirkette kendisi büyük bir iş yapmış gibi algılatıyor her şeyi kendi başarmış hissini verebiliyordu.

İyi sonuçlara sahip çıkıp kötü sonuçlardan kaçınmak , iş ve yöneticilik konularındaki yetersizliği eninde sonunda kaçınılmaz sonucu getirmişti.

Yaşanan olay sonucunda CEO asıl hatanın kendisinde olduğunu fark etti ve firmanın detaylı sorgulanmasına karar verdi.

Ulaşılan sonuçlar şöyleydi ;

Şirket içi denetimde risk oluşturan eksikler ortaya çıkarıldı.

Yetki verilen insanların sorumluluklarını, rakamsal sonuçların dışında da ne şekilde yerine getirdikleri takip edilmeye başlandı.

Birimlerin birbirini denetlemesi sağlandı.

Performans değerlendirmesi 360 derece olarak uygulanmaya başlandı.Bu performans sisteminde yöneticiler çalışanlarını değerlendirirken ,çalışanlar da yöneticilerini değerlendiriyordu.

Kurumsallaşmayı kaçınılmaz bir gerçek olarak düşünen firmalar problemler yaşasalarda, gerekli yönetim tekniklerini kullanıp doğru teşhislere ulaşarak daha başarılı bir geleceğe yelken açmayı başarırlar.

14 Eylül 2008 Pazar

Gelişen Ülkenin Küresel Firması

Gelişme oyununda bazıları sınıfta kalırken ,Brezilya dünyaya yalnızca futbolcu ihraç etmiyor.

Klimasan'ın yüzde 61'ine sahip olan Şenocak Holding'in yüzde 71 hissesi, 32.6 milyon euro bedelle Brezilyalı Metalfrio Solutions'a satıldı.

Metalfrio 'da bir dünya firması

45 yıl önce kurulan kurulmuş , Brezilya'da Coco-Cola, Nestle ve Unilever gibi dünya devi şirketlerle iş yapıyor. Şirket yüksek teknoloji ile yılda 180 bin parça ürün üretiyor.

Latin Amerika, Batı ve Orta Avrupa, Rusya ve İskandinavya'da faaliyet gösteren şirketin toplam 450 çalışanı bulunuyor.

Güney Amerika da ise % 50 üzeri pazar payıyla lider bir konumda.

En önemli özelliklerinden birisi ise yenilikçi olması . Bunu dünya ile işbirliği yaparak başarıyor.

2005 yılından bu yana Türkiye'de de faaliyet gösteren Metalfrio, bu yılın ikinci çeyreğinde Türkiye'de 3 bin 100 parça ürün sattı ve 4.2 milyon real tutarında gelir elde etti.

kaynak:metalfrio ,referans.

10 Eylül 2008 Çarşamba

Geleceğin Müşteri Alışkanlıkları Tahmin Edilebilir mi ?

İş dünyasının kafasındaki değerler ve önemi artan Pazar savaşları .

Yalnız değerler gerçekten anlaşılabiliyor mu ? Nereden geliyor ,neden önemli ?

Çünkü Amerikada farklı yeni bir nesilin olduğu bir çağa giriyoruz.

Farklı gruplara göre ürün ve hizmetleri pazara yerleştirme konusunda değerleri anlayabilmek bu günkü kadar hiç önemli olmamıştı .

Geleceğin satınalma alışkanlıklarında değerlerin güçlü bir gösterge olacağı tahmin edilmekte.

Ulusal basketbol birliği ,değer temelli profilleri pazarlama etkilerini arttırmak için kullanmaktadır.

Peki siz pazarlama konusunda aynı sistemi nasıl kullanabilirsiniz ?

- Yenilikçi ürün ve servisler yaratın.

- Ürünlerinizi tüketici değerlerine göre sıraya koyun.

- Büyük potansiyelli alıcılarınızla güçlü satış ilişkileri sağlayın .

- Yeni pazarlara girerken risk – ödül oranının değerini biçin .

- Büyüyen bir trend olan karlı pazarlama fırsatlarını değerlendirin.

- Hızlı ve kalıcı karlılık için müşterilerin satın alma kararlarını etkileyin .

kaynak:club of amsterdam

7 Eylül 2008 Pazar

3.Dünya Ülkelerinde İş Yaparken

Gelişmiş bir ülkedeki bir danışmanlık firmasının yeterince gelişememiş ülkelerde iş yapacaklara yapmış olduğu bazı öneriler şöyle ;

Burokratik işlerin yapılması için gerekli masrafların yanı sıra ‘’ masa altı ödeme ‘’ bir çok gelişmekte olan ülkede kural haline gelmiştir.

Bu durum iş kültürünün bir parçasıdır.

Böyle ülkelerde aşağıdaki durumlarda örneklerle karşılaşabilirsiniz.

- İzin ,lisans gibi belgeler almak istediğinizde ,

- Vize ve çalışma izni gibi evraklarda

- Ülkede mal taşıtmak istediğinizde

- Telefon ,elektrik ,çöp hizmetlerinde

- Benzer diğer işlerde

Bu ödemeler yasalmıdır ?Uluslar arası kuruluşların raporlarında bu konu yer almaz.

Diğer taraftan yönetim ekibinizi bu konularda açıkça bilgilendirmeniz gerekir.

kaynak:wral

3 Eylül 2008 Çarşamba

Limoncu Geldi

Yıllar önceydi.

İstanbul Gayrettepe ‘de anneannemle birlikte yaşıyorduk.Bizim sokaktan geçen bir kör limoncu vardı.


Onu ne zaman görsem‘’ Limoncu geldi hanım ,kör limoncu geldi '' diye bağırıyordu.

Anneannem bana hep şunu söylerdi ;

‘’ Ne zaman kör limoncu bizim sokaktan geçse , mutlaka limon alacaksın ,

Evde limon olsa bile !

Unutma ki o çalışıyor ve bakmak zorunda olduğu bir ailesi var ''

Ne zaman kör limoncunun sesini duysam hemen anneanneme gider, para alır ve limoncuya koşardım.

O da beni tanırdı ,elinden tutar sokakta karşıdan karşıya geçirirdim.

Daha sonra o mahalleden uzak bir yere taşındık.Kör limoncudan ayrıldığım için üzgündüm.


Bir gün sokakta oynarken bir ses duydum.

'' Limoncu geldi hanım ,kör limoncu geldi ''

Ve o yeniden karşımdaydı.

Bu bir konserde izlediğim Anadolu Rock Grubu Baba Zula ‘nın solistinin hikayesi.

Hikaye örneklerle iş hayatına da bağlanabilirdi.

Ama böyle kalsın , daha anlamlı ve güzel.

Yoksa , böyle Kör Limoncular ,Çocuklar ve Anneanneler hala çoğunluktamı ?

Öyle bir dünya herkes için ne güzel olurdu.

Baba Zula ,adını ilk defa Efsane Grup Moğollar ' ında sahne aldığı , İzmir - Karaburun Festivali kapsamında ki konserinde duyduğum ,Türk müzik aletlerini elektronikle birleştiren ,bir çok ülkede festivallere katılarak müziğimizi tanıtan , geçmişi 1996 'lara dayanan bir grup.

Beni en çok etkileyen yanıysa şarkı sözleriydi.

Geçmişte Moğollar 'da yer alan Cem Karaca 'nın oğlu Emrah Karaca 'da artık babasının eski grubunun solisti.

Karaburun ise öyle bir yer ki ;


Tüm güzel yerleri gezdiğinizi düşünüyorsanız , Karaburun ve çevresine uğramadıysanız emin olun yanılıyorsunuz.

1 Eylül 2008 Pazartesi

Girişimde Israrcı Ol

Başarılı Girişimcinin Yapacağı Üç Şey Vardır.

Daha Fazlasını Öğren ;

Dünya sürekli değişiyor.Bu yüzden sürekli öğrenmeye devam etmelisin.Bu çok basit.

Dışarıdaki başarılı insanlara bak ;

- Hiç biri şartlanmayı kabul etmez.

- Boşa vakit harcamaz.

- Yaptığı şeyi her zaman aynı şekilde yapmaya çalışmaz.

Daha Fazlasını Dene ;

Başarılı insanlar daha fazla öğrenmenin yanı sıra daha fazlasını denerler.

Roket bilimi artık uzakta değil .Geçmişte de biliniyordu , yalnızca şu an uygulandı.

Başarı ile ilgili bir çok kitap okuduğumuzda hiç birinin gerçekte yeni olmadığının farkına varırız.

Temel bilgilere ulaştırsa da eski konuların tartışılıp bu güne uyarlanmasından fazlası değildir.

Israrcı Ol

Bir çok girişimci ilk iki konuyu yapsa da ısrarcılıkta vazgeçer. Nereye gitmek istediğini biliyorsan öğrenmeye devam et ,yeni yöntemler dene ,

Daha uzun süre alabilir , daha zor olabilir. Ama sonuçta amacına ulaşırsın. İnsanlar hep vazgeçmek ister.Çünkü girişimcilik gerçekten zordur.

Lunaparktaki korku trenlerine benzer. Başlangıçta heyacanlanırsınız. İniş çıkışlarda mideniz kötü olur ve zorlanırsınız.Tekrarladığınızda ise sonuca tahmininizden daha hızlı yaklaşırsınız.

kaynak:blog mindvalleylabs