28 Mayıs 2008 Çarşamba

Uluslararası Pazarlara Giriş Formulleri

Uluslar arası stratejilerin formulasyonu benzer ülkelerde yakın görünse de bazı anahtar özellikler farklıdır.

Bu durum farklı yöntemler ve farklı bilgiler gerektirir ve uluslar arası stratejinin en önemli parçasıdır.

Bir şirket yeni bir pazara girer ,Pazar payı da edinerek satışlarını ve karını arttırabilir.Yalnız o pazarın neye benzediğini bilmelidir.


Temelde bir şirket ;

Farklı pazarları incelemeli ,her birinin avantaj ve dezavantajlarını değerlendirmeli ve en büyük giriş ve büyüme potansiyeli taşıyanları seçmelidir.

Farklı dünya pazarlarına baktığımızda Pazar potansiyeli , rekabet , kanunlar ve kültürel özellikler göz önüne alınmalıdır.

Yöneticiler milli gelir ,kişi başı gelir ,nüfus ,taşımacılık ve diğer unsurları araştırmalıdır.

Bu bilgiler her bir ülkede müşteriler için harcanacak çabayı ve satın alınabilecek firmaları belirlemeye yardım eder.

Girilecek pazarların seçiminde bu günkü rekabet derecesini anlamak kadar gelecekte oluşabilecek rekabetide göz önüne almak önemlidir.

kaynak:referenceforbusiness

27 Mayıs 2008 Salı

Global Gelişim Programı - Meksika

Meksika ‘da ki Global Gelişim Programı aşağıdaki başlıklarda şekillenmiştir.

Şeffaflık

Amaç , demokrasinin güçlenmesini teşvik ederek , yatırımları arttırarak , şeffaflığı yerleştirerek , kayıt içi sorumluluğunu yükselterek Meksika ‘nın Gelişmesine katkıda bulunmaktır.

Hayırseverlik

Hedeflenen , kurumsal hayırseverliği kullanarak halkın sosyal gelişimine katkıdır.

Nihai amaç bu unsurların kullanılarak sivil toplum kuruluşlarının sürdürülebilirlik ve gelişmelerine yardımcı olmaktır.

Latin Amerika ‘nın gelişmesinde bireysel destekler ve sivil toplumun organize olması kavramları büyük önem taşımaktadır.

Bu kavramın anahtar stratejisi Meksika ‘da cömertliği daha fazla teşvik eden bir ortam yaratmak ve güçlendirmektir.

Bilgi Temelli Gelişimi Desteklemek

Bu konuda yapılmak istenen , toplumsal araştırmalarla destek gereken konuların önceliklerini belirleyerek pratik çözümler oluşturmaktır.

Amaç , toplumsal tartışma kalitesini geliştirerek ve Bağımsız Kurumsal Kapasitesine gelişmeyi ,rekabeti pratik olarak adres göstererek önerilerde bulunmaktır.

Bu amaç iki aşamadan oluşur ;

- Meksikanın ekonomik gelişimi ile ilgili olarak toplumsal tartışma kalitesini güçlendirmek

- Yapılan araştırmalarla yol göstererek ülkenin yüzyüze bulunduğu gelişme konusu ile ilgili Kurumsal kapasiteyi güçlendirmek.

26 Mayıs 2008 Pazartesi

Ülkeler Gelişmek İçin Ne Yapmalı ?

Gelişmekte olan bir ülke için çözüm ;

Bir Birliğin peşinden koşmak mı ?

Peşinden koşulacak başka ülkeler bulmak mı?

Dünyanın gelişimini anlayarak bağımsız stratejiler ortaya çıkarıp diğerlerini peşinden koşturmak mı ?


Avrupa Birliği içinde bir çok problem vardır. Bunlardan hayati önemde olanlardan birisi de işsizliktir. Yüksek işsizlik birlik ülkelerinin ekonomik ve sosyal olarak birbirine yaklaşmasını tehdit etmektedir.

İş gücü pazarında gerçekleşmeler başarısızlığa işaret etmektedir ve gelecek yıllar için orada yaşayanların hayat standartlarını tehdit etmektedir.

Avrupa birliğinde yaşayanlar için kritik bir konu da göçlerdir. Birlikte yaşayan insanların gözünde büyük bir problem olarak görülmektedir.

Avrupa ‘da büyüme düşüyor ve bir çok insan işsiz.Yeni pazarlar Asya belki uzun vadede Afrika.

İş gücünün de bu yönde akımı beklenebilir.


Hindistan ,Çin ve Brezilya artık yenilik ve teknolojiye uzak değildir.

2006 yılında dünyada bilgi teknolojilerinde en rekabetçi ülke ödülünü Hindistan kazanmış Amerika ikinci olmuştur.

Bu bize yenilik ve beyin gücünün dünyanın bazı yerlerinde eşitlenmeye başladığını söylemektedir.

Globalleşmede Hindistan ,Çin , Brezilya gibi ortaya çıkan yeni aktörler artık diğer ülkelerdeki kültürleri de etkilemektedir.


kaynak:duclarion,cifs

22 Mayıs 2008 Perşembe

Firmaların Globalleşmesi Kime Ne Kazandırır ?

Firmaların globalleşmesinin kime ne kazandırdığı konusunda basit bir fikir jimnastiği yapalım.

Aynı ülke içinde aynı konuda iş yapan 2 yerel firma düşünelim.


Bu firmalardan birisi diğerine göre daha güçlüyse daha fazla gelir elde eder. Kim kazanırsa kazansın yaratılan kar ülke içinde kalır.

Aynı konuda iş yapan 2 firma iki farklı ülkeye ait olsun.Kendi ve birbirlerinin ülkelerinde iş yapsınlar.Bu durumda en fazla kar güçlü firmanın ülkesine gidecektir.

Güçlü olan firma kendi ülkesindeki faaliyetlerinden oluşan karın diğer ülkeye gitmesini engelleyecek ,ayrıca diğer ülkede elde ettiği karı ülkesine transfer ederek kendisine ve ülkesine ek bir gelir kazandıracaktır.

Bir ülke kazanacak diğeri kaybedecektir.


Güç farkının binlerce firma ve onlarca ülkede olduğunu düşünelim.

İki firmadan birisi diğerine göre neden güçlü olabilir ?


Cevabı basittir.

Teknoloji ,üretim maliyeti,yönetim , pazarlama ,yenilikçilik , lojistik yönetimi gibi farklardan dolayı.

Yukarıdaki unsurların temelinde ise farkı yaratan yalnızca bilgidir.

Diğer ülkedeki firma da isterse bilgiye erişebilir.

Acaba diğer ülkedeki firmada bilgiye nasıl ulaşacağını ve nasıl kullanacağını bilseydi güçlüden daha güçlü olabilir miydi ?

21 Mayıs 2008 Çarşamba

Bazı Ülkeler Ve Firmaları Neden Gelişmez ?

Dünya insanlarının itiraz etmesi gereken bazı gerçekler vardır.

Bunlardan en önde gelenlerden birisi ise yolsuzluklardır.

Yolsuzluklar ülkelerin sürdürülebilir gelişmesinin önündeki başlıca engeldir. Fakir toplumlar üzerinde olumsuzluklar ortaya çıkarırken , toplumların temelini de yıkıcı etkiler yaparlar.

İlginç olan ise , Az Gelişmiş ve Gelişmekte olan ülkelerdeki insanların kendilerini ilgilendiren bu önemli sorunu yeterince sorgulamamalarıdır.

Rüşvetler ise iş hayatı açısından aynı zamanda bir maliyettir.Dünyanın bir çok yerinde firmalara % 10 ‘un üzerinde bir maliyet getirdiği düşünülmektedir.

Dünya Bankası ‘na göre rüşvet 1 trilyon dolarlık bir seviyeye yaklaşmıştır.

Dünyada kurumsal yönetimin hızlı gelişme kuralları şirketleri , ortaklarına ve topluma karşı olumlu bir imaja sahip olabilmesi için yolsuzluk karşıtı harekete geçmeye yönlendirmektedir.

Yolsuzluklara karşı uluslar arası savaşta OECD ve Birleşmiş Milletlerle de görüş birliği sağlanmıştır.

kaynak:unglobalcompact

20 Mayıs 2008 Salı

İlk Yöneticiliğimde Kendimi Başarısız Hissetmeye Başlamıştım

Firmada yeni birisi çalışmaya başladı ve bir süre sonra o da ayrıldı.Müşteriler de tedirgin olmaya başlamıştı.Çalışanların morali sıfırın altındaydı.

Yönetim tarzım firmaya büyük paralara maloluyordu . Kendimi başarısız hissetmeye başlamıştım.

Bir çok genç yönetici gibi yöneticilik kursları almıştım ,kitaplar okumuştum , yönetim koçlarıyla çalışmıştım .

Ama hala yöneticilikle ilgili doğru formulü yakalayamamıştım.

Hata üstüne hata yapıyordum .Bunları düşünürken kendime dönüp bakmayı düşündüm ve buldum.

Önce çalışanları kontrol etmeye çalıştım . Sonra motivasyona .

Sonra farkettim ki onların ilgisini çeken adam olma duygusunu yarattığımda iyi bir yönetici olmaya başlamıştım.

Bu kaçırdığım basit bir kuraldı.


İyi yöneticilik davranış değiştirme ,dalavere veya motivasyon üzerine inşa edilmez.

O niyetle bağlantılıdır.

Aranan yönetici özelliklerine sahip olmak için doğru kelime bileşenleri kullanmak veya hayran olunan davranışlar göstermek yerine önce kendimi onların yerine koymaya başladım . Onlarla gerçekten bir insan gibi ilgilendim.

Çalışanların bireysel ihtiyaçları ile ilgili toplantılar yaparken aslında birlikte firmanın amaçları için çalıştık.

İyi yöneticilik düz bir çizgi gibi değildir. Hayal gücüyle de ilgilidir.O akışkan ,esnek ve yaratıcıdır.

Sonunda iyi bir yöneticilik için kurallara sıkışıp kalmamayı öğrenirken yöneticiliğimi geliştirecek ilkeleri de keşfetmiştim.


- İyi yöneticiler kendisinin güçlü , zayıf yönlerini bilir.Yönetim stilini anlar.

- İyi yöneticiler kendisini ve bilgisini paylaşır.

- İyi yöneticilik bir liderlik hizmetidir.

- İyi yöneticiler herkesi yönetir.

- İyi yöneticiler geribildirim almayı başarır.

- İyi yöneticiler sonuçtan çok niyetlere odaklanır.

- İyi yöneticiler hata yaparsa çabuk düzeltir.

kaynak:buildyourleaders

14 Mayıs 2008 Çarşamba

Pazarlama Planını Nasıl Geliştireceğini Keşfet

Pazarlama Planını geliştir ;

1 – Hangi sektörde ne iş yapıyorsun ?

- Hedef pazarın kimlerdir ?
- Müşterilerin neleri önemser ?

2.İşini büyütmek için önceliklerin nelerdir ?

- İş stratejin nedir ?
- Pazarlama Stratejin nedir ?


3.Büyüme önündeki engeller nelerdir ?

A – Meslektaşlar ve müşterilerden alınan fikirler

B – İşle ilgili yaşayarak öğrenilenler ,İş süreçleri , Bilişim kullanımı eksiklikleri

4.Pazarlama Stratejin ve uygulaman firmanın büyümesini nereye götürecek ?

- Sadık müşterilerin kalıcı olmasını nasıl sağlarsın ?
- Etkisi kanıtlanmış pazarlama fikirlerini nasıl uygularsın ?
- Ürün ve servislerini rakiplerden nasıl farklılaştırırsın ?
- Kaynaklarını etkili bir pazarlama planıyla en verimli nasıl kullanırsın ?
- Senin için en uygun pazarlama stratejisi hangisidir ?

5.Hangi adımlar seni hızlı ve etkinliği kanıtlanmış pazarlama stratejilerine götürür ?

- Pazarlama planın müşteri sayının artmasına nasıl yardım edebilir ?
- Yaptıklarını daha geniş kesimler nasıl anlayabilir ?
- Medyayı ne şekilde kullanabilirsin ?
- İnternetten nasıl yararlanabilirsin ?

kaynak:marketingforsuccess

13 Mayıs 2008 Salı

Globalleşmenin Yakın Tarihi

Globalleşme markaları dünyada tanıtabilmenin en kolay yoludur.

Örneğin Japon elektronik markaları Asya ,Avrupa ,Amerika ‘da tanınır.Bir ülkede yerleşik olsa bile faaliyetlerini bir çok ülkede yapabilir.Japon otomobil üreticisi Honda ‘nın en büyük fabrikası Amerikada ‘dır.


Coca Cola diğer ülke faaliyetlerini Fransa ve Belçika ‘dan da yürütür.Yaklaşık % 80 kar’ı Amerika dışından gelmektedir.

1990 ‘ların başında globalleşme çalışıyor gibi göründü.Singapur ‘un ve Asya kaplanlarının başarısı, Brezilya ve Meksika gibi sanayileşen ülkeler ilk aşamada globalleşmenin fakir ülkeler içinde iyi olduğu gibi bir izlenim bıraktı.

’’Yeni Ekonomi ‘’ olarak adlandırılan globalleşme sanki ekonomik şoklardan ve durgunluktan etkilenmezdi.

Ne yazık ki hızlı büyüme kötü sonuçlara yol açabilirdi.Dünya Ticaret Organizasyonu bir fiyaskoya dönüştü.


Hayvan haklarından çevreye kadar dünyada globalleşme karşıtları gösteriler yapmaya başladı.

Yalnız globalleşme karşıtları uyumlu bir şekilde bir araya gelemedi.Çünkü her birinin farklı konulara farklı bakış açıları vardı.

Açık olan ise Globalleşme ‘nin dünyanın problemleri konusunda her derde deva olan bir gerçek olmamasıdır.

1990 ‘ların sonlarında Asya kaplanlarıda tersliklerle karşılaştılar.2002 ‘de 90 ‘lı yılların yıldızlarından biri olarak gösterilen Arjantin Ekonomisi çöktü

Triad olarak adlandırılan ve 20.yüzyılın ikinci yarısında dünyaya yön veren Japonya , Avrupa ve Amerikan ekonomilerindede problemler görülmeye başlandı.

Japonya 90 ‘lı yıllarda durgunlukla boğuştu. 2001 ‘de ise Avrupa ve Amerika ekonomileri aşağıya doğru döndüler.

Uygun global stratejiler geliştirme açısından yöneticiler yararlı ve sakıncalı durumları göz önüne alarak dikkatli hareket etmeliler.

kaynak:referenceforbusiness

12 Mayıs 2008 Pazartesi

Liderlikte Etkili Öncelikler

Başarılı liderler işe ‘’ Ben ne yapmak istiyorum ? ‘’ sorusuyla başlamaz.

‘’ Yapmak için neye ihtiyacım var ? ‘’ sorusu ile başlayıp

‘’ Bunlarla nasıl bir fark yaratırım ? ‘’

Hangisi benim için doğru sorusuyla devam ederler.


Onlar diğerlerinin güçlerinden çekinmez.

- Performansını kontrol et

Etkili liderler performanslarını kontrol ederler .Onlar altı aylık hedeflerini koyarlar ve daha sonra sonuçları değerlendirirler.Böylece neyi başarıp başaramadıklarını bilirler.

Yönetimde etkili çok sayıda insanla tanıştım .Bir çoğu seçenekler içinde önemli olanları çekip çıkarmaktan acizdi.

- Verim

Liderler ,çevresindeki insanların ne yapmaya çalıştığını anlamalıdır .Bir liderin üzerinde bine yakın baskı oluşturabilecek unsur vardır.

Verimli liderler ‘’ hayır ‘’ demeyi de öğrenmelidir.Bir çoğu bunların 20 – 25 tanesini seçer ve hiçbirini yapmaz.Onlar popülerdir.Çünkü hiç hayır demezler .Fakat bir şeyde yapmazlar.


- Yaratıcı vazgeçme

Kritik bir soru ‘’ Amaca ulaşmak için kaynak aktarımının ne zaman sonlanacağıdır ‘’

Bir lider için en zor durumlardan biri ‘’Biraz daha kaynak gelirse sonuca ulaşılacağıdır ‘’ Bir kez ,iki kez ,sonunda üç kez denenir ama açıktı r ki sonuç gelmeyecek .

Arkadaşlarına ;

Bana ne yaptığını değil ne zaman bitireceğini söyle.


- Modern çokuluslu şirketlerin yükselişi

Modern çokuluslu şirketleşme 1859 ‘da Siemens tarafından keşfedilmiştir.2.Dünya savaşı öncesi Siemens Ingiltere ,Almanya ‘dan çok daha hızlı büyüyordu.IBM küçüktü ama Ingilterede ofis açmıştı.1920 ‘lerde GM Almanya ,İngiltere ve Avustralya ‘da firma satın aldı ve o yöneticiler ülkelerine bir daha dönmedi.

21.Yüzyıl organizasyonu

Dünyanın farklı yerlerinde iş yapan firmalar haftada bir saat internet üzerinden konferans yapıyor.Bunu video ile yapanlarda var.Sonuç olarak firmalar artık bölgelere değil firmalara odaklı.


Çok fazla seyahat etme .Organize ol.İnsanları yılda 1- 2 kez görmen yeterli .Onlar sana gelsinler.Teknolojiyi kullan daha ucuz.

Başka ülkelerde şirketler varsa kendine yılda iki kere sor ;

Hangi çalışmalarını bana raporlamalarına ihtiyaçları var daha önemlisi ise ;

Benim planlarımı anlamak için ne tür bilgilere ihtiyaçları var .


kaynak:forbes

9 Mayıs 2008 Cuma

Gelişmekte Olan Ülkeler Zengin Ülke Tavsiyeleriyle Gelişebilir mi ?

Answers.yahoo ‘nun Sor , Cevapla ,Keşfet sayfasında İnky ‘nin sorusu şöyle ;

Gelişmekte olan ülkeler olarak adlandırılan ülkeler bu ünvanı on yıllardır taşımaktadır.Eğer ülkeler kendi dinamiklerine sahip olsa diğerlerinin müdahalelerine ve yönlendirmelerine gerek kalmaz.

Bu durumda onların gelişmelerine engel olan şeyler nelerdir ?


Oylamalar sonucu en iyi cevap seçilen Zingis şu yorumu yapmış ;

Bu ülkelerle ilgili bir çok olumsuz neden sayılabilir

-IMF politikaları

-Yanlış ticaret politikaları .Gelişmiş ülkeler tarımı destekler.

-Sömürgeleşme sonrası etkiler

-Değerli madenlere sahip olmama

-Yozlaşmış yönetimler

-Siyasette iç yönetim sistemlerinin eksikliği

-Toplumsal bağlılığın eksikliği

-Diğer ülkelerle yetersiz ve plansız ekonomik ilişkiler


Liste uzar gider.Tüm bu problemlere rağmen başarılı olan ülkeler de vardır.

Bazı ülkeler kendi şartlarına uygun politikalarını oluştururlar ve zengin ülkelerin onlara tavsiyelerini duymazlıktan gelirler.

8 Mayıs 2008 Perşembe

Bugünün Ve Yarının Megatrendleri Ne Yönde Şekilleniyor ?

Megatrendleri daha iyi anlayabilmek için aşağıdaki açıklamaların yararlı olacağını düşünmekteyiz.


Günümüzde Yaşananlar

-Çağdaş tüketici trendleri
-Tüketicinin değeri
-Tüketici davranışları
-Tüketici alışkanlıkları
-Uluslar arası benzeşme eğilimi

Şifresi Çözülmüş Gelecekle İlgili

-Yaş Kompleksi
-Yaşlanma korkusu
-Genç gibi hareket etmek
-Daha büyük gibi hareket etme (Çocuklar için )

Yaş karmaşası ürün geliştirmek için iyi bir deneme alanıdır.

- Cinsiyet Kompleksi

Eşitlik yükselen bir değer

- İş yaşamında kadınların daha çok rol alması sonucu erkeklerin evdeki görevleri daha fazla üstlenmesi

- Erkeklerin dış görünümlerine önem vermesi


Hayat Kompleksi

-Evliliği daha ileri yaşlara erteleme
-20 – 30 yaş arası bekar tüketicilerin artışı
-Yaşlı tüketicilik döneminin uzaması

Gelir Kompleksi

-Artan alım gücüne paralel olarak artan refah düzeyi
-Orta sınıftan hızlı zengin sınıfa geçiş
-Farklı gelir gruplarındaki farklı alışkanlıklar
-Yüksek gelir gruplarında lüks ‘ten kaçış
-Bilinç bireyler daha da önemli
-Düşük gelir gruplarında lükse yönelim
-Tüketicilerin artan oranda uygun fiyat beklentisi
-Tüketicilerin daha pahalı ürünlerde önemli özellikler araması
-Fayda ‘nın önemi

Kolaylıkların Önemi

-Değer ve davranışlar kolaylıklara yönelmekte
-Zaman bulmak lüks olaya doğru gidiyor.
-Zaman kazandırmak için ekstra ödeme yapılabilir.
-Yoğun bir hayat
-Yemek olarak bir şeyler atıştırmak
-Hızlandırılmış bir yaşam
-Yapılacak çok fazla görev
-Dışarıdan destek
-Hızlı çözümler arayışı
-Seyrek ve yüklü alışveriş

kaynak:www.chinaccm

7 Mayıs 2008 Çarşamba

Dünyada Tarım Globalleşirken Kimler Sınıfta Kaldı

Tarım Çözülüyor

Neden ise IMF ,Dünya Bankası Politikaları

IMF ve Dünya Bankası politikaları yapılan hatalarla mı ? yoksa bilinçli bir şekilde mi başarısız oluyor.


Bu görüşlerde doğruluk payı olabilir mi ? Bu konudaki bilgileri yorumsuz olarak bir araya getirelim.

2000'lerin başlarından bu yana tarımda tüm destek sistemlerini kaldırmaya ve çiftçi örgütlerini adım adım tahrip etmeye dayanan liberalleştirme politikası ağırlık kazandı. Uluslararası tarım şirketlerinin çıkarına olan bu politikaları teşvik etmek konusunda IMF/Dünya Bankası odaklı programlar kritik bir rol oynadı.

‘’ Çiftçiye yapılan destekler ülkeyi batırıyor" denilerek üreticiye kredi verilmemeye, azaltılmaya başlanmıştır.

- Şekerpancarı üretimi 18,8 milyon tondan 13,5 milyon tona düşürüldü

- Tütün üretimi yüzde 36, ekici sayısı yüzde 53 azaldı

- Tarım ürünleri alım fiyatları enflasyonun altında tutuldu

- Ekim alanları ve girdi (gübre, kredi, vb.) kullanımı azalıyor

- Bitkisel üretim geriliyor

- Hayvancılıktaki erime devam ediyor

- Türkiye tarımda da ithalatçı konuma geliyor

Gelişmiş ülkelerde durum nasıl ?

Dünyanın en fazla tarımsal üretim fazlasına sahip ülkesi ABD’de Doğrudan Gelir Desteği ’nin tarımsal destekler içindeki payı yüzde 8’dir. Verilen desteğin yüzde 50’si fiyat desteğidir. Fiyat desteğinin Avrupa Birliğindeki oranı daha da yüksek olup yüzde 62’dir.

AB’nin bir yılda tarıma yaptığı sübvansiyon 45 milyar Euro ile toplam bütçesinin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturmaktadır.

Türkiye’de ise tarımsal desteklerin bütçe içindeki payı yaklaşık yüzde 2.5’tir. Daha düşük bir toplam bütçe içinden daha düşük bir pay

Fert olarak verilen desteğe baktığımızda ise ABD’de, çiftçi başına verilen destek Türkiye’dekinin 35 katıdır.

IMF ve Dünya Bankası kontrolü altındaki ülkeleri tarımdan uzaklaşmaya zorlarken ,Gelişmiş ülkeler tersini uygulamakta.

Gelişmekte olan Brezilya ,bizim yaptığımızı mı yapıyor ?

Tarım ve Hayvancılık ürünleri dünyada '' emtea '' olarak adlandırılırlar.

Bir Finansal Yatırım Aracı Kurumu olan Raymond James şöyle diyor.

Emtea fiyatlarının yükselmesinden Brezilya'nın kazançlı çıktığını Türkiye'nin böyle bir kaynağı olmadığını söyleyebiliriz .

Dünya'da kendi kendine yeten yedi ülkeden biri olarak kalmaya devam etseydik bugün daha mı kötü olurduk ?


Tarım Dışında ne yapıyoruz ?

Yiğit Bulut şöyle diyor ;

Amerika ve İngiltere’de” teknolojik projelere para yatıran şirketler, ülkenin en büyük “holdingleri” ve “bağlantılı şirketleri”.

Aklıma bizim “büyükler” geldi. Geçen gün bir holding yöneticisi, ne kadar çok market açtıklarını” anlatıp, televizyonlarda “aferin” bekliyordu. Gerçekten aferin


Sonuç:

Hep birlikte “kamuoyunu” değiştiremez ve ülkede “zihinsel” devrimi en kısa sürede başlatamazsak, inanın yeni dünyada yerimiz yok


Globalleşirken zenginleşmeyi ve fakirleşmeyi yöneticilerin becerisi belirler.

Kaynak: ziraatciler dernegi , bianet ,vatan ,yigit bulut.

6 Mayıs 2008 Salı

Gelişmekte Olan Ülkelerde İş Yapacaklara Tavsiyeler

Amerikan iş hayatı sözleşme temeli üzerine kurulmuştur.Yazılı anlaşmalarda işle ilgili her türlü bilgi yer alır.

İş kültürü kişisel ilişkilere dayanmaz.


İlişkiye Dayalı İş Kültürü Nedir ?

Dünyanın büyük bir bölümünde iş hayatının ilişkilere dayalı olduğu söylenebilir.Arkadaşlıklar ,aile bağları , kişilerin şöhretli olması bunlara örnektir.

İlişkilerin seviyesine bağlı olarak tarafların iş yapma istekleri etkilenir.

Her ne kadar sanayileşmiş dünyada hukuk sistemini göz önüne almak yapılan sözleşmeler açısından çok önemliyse de , ilişkilerde sürecin bir parçasıdır.

Gelişmekte olan ülkelerde ise ilişkiler hayati öneme sahiptir.


Sözleşmeler sıkça taahhütlerin gerçekleşemeyeceği göz önüne alınarak bilinçli olarak belirsiz bir şekilde yazılır.

İşlerin yürümesi sizin kim olduğunuzla yakından ilgilidir.Resmi dökümanlar daha az önemlidir.

Gelişmekte olan ülkeler dünya pazarlarına girdikçe davranışları değişmekte ve yazılı dökümanlara verdikleri önem artmaktadır.


Sonuç

Gelişmekte olan ülkelerde iş yapabilmek için ilişkiler önemli bir faktördür.

Açıkçası sizler aile ,bağları ,arkadaşlık gibi nedenlerden dolayı iş yapılmasını kolay anlayamazsınız.Bu yüzden çalıştırdığınız insanlara sağlam bir iş altyapısı kurabilmek için ilişkilerin önemini anlatın .

Oluşturacağınız uluslar arası köprüde ilişkiler üzerine inşa edilecek bir ağ yaratın.

kaynak:wral

5 Mayıs 2008 Pazartesi

Unilever Türkiye Pazarı İçin Neden Büyük Çaba Harcadı ?

2.Dünya savaşı sonrası tüketim ürünleri devi Unilever hayatta kaldı.

Hatta Türkiye ,Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerde başarılar gösterdi.

Neden ?

Bu tip ülkelerde yetenekleri ve istekliliği .

Bu faktörler bize yabancı direkt yatırımların çekingen olarak düşük kalmasının sonuçlarının da düşük kalacağını gösterir.

En önemlisi Unilever yerel iş dünyası ve politik sistemin içine girmeye başlamıştı.Sanki içeriden birisi gibi.

İlk olmanın avantajını kullanmıştı.

Uzun dönemli ufka sahip olan yatırımlar yapmıştı.

Eninde sonunda geliri artan insanların ürünlerini talep edeceğine inanmıştı.

Merkezi olmayan yönetim yapısı gelişmekte ve farklı çevrelere sahip olan ülkelerde politikalarında esneklik oluşturmuştu.

Yönetiminin yerel olması rekabet avantajı sağlamıştı.

Politikanın dışında kalması onu istemeyenlerin az olmasına neden olmuştu.

Çağdaş global ekonomilerin dikkate değer bir özelliği , dünyadaki direkt yabancı yatırımların eşit olmayan bir şekilde dağılmasıdır. Türkiye ve Hindistan ‘ın dahil olduğu büyük gelişmekte olan ekonomiler son yirmi yıldır görülen gevşemeye rağmen 1950 – 1980 arasında yabancı firmalara sınırlamalar uygulamışlardı.

Burada araştırdığımız konu ,Unilever 2.dünya savaşı sonrası bu ülkelerde yabancı global firmalar istenmemesine rağmen neden dayanmıştı ?

Bunun çok sayıda nedeni olabilir.Her iki ülkede de pazarda ilk olmuştu.

Fakat yıllarca düşük karlılığada hazırlıklıydı.

Esnek iş stratejileri uyguladı.

Yüksek standarttaki kurumsal ahlakını korudu.

Yönetiminin yerelleştirilmesi süresince öncelikle yerel iş dünyası ,yönetimler ile verimli kontaklar kurdu.

Kısaca , 1950 - 1980 döneminde bir çok uluslar arası firmanın inanmadığı bu pazarlarda hayatta kalabilmek için olağanüstü bir çaba harcadı.

kaynak:hbs

2 Mayıs 2008 Cuma

Yanlış Globalleşme Oyunu Kaybettirir

Günümüzde Kuzey ve Güney Kore ‘yi karşılaştırdığımızda Güney Kore bir endüstriyel güç merkeziyken Kuzey Kore ekonomik olarak güç kaybetmiştir.

Bunun nedeni G.Kore yabancı teknolojileri keşfederek agresif bir biçimde dünya ticaretinin içine girmişken K.Kore kendi kendine yetme doktrinleri içinde kalmıştır.

G.Kore ticaret yaptıkça daha gelişmiş teknolojilerin varlığından haberdar olmuştur.

K.Kore ‘ ninde başarılı olduğu ürünler olmuştur.Ama G.Kore teknolojiye dayalı dinamik bir ekonomi haline gelirken Kuzey ,1940 ‘ların Japon , 50 ‘lerin Sovyet teknolojilerine takılıp kalmıştır.

Sonuç olarak ekonomik gelişme konusunda kazanan ileri teknolojidir. Teorik olarak bir ülke kendi kendine teknoloji geliştirse de dünyadan uzak kalırsa duvara çarpar.

Dünya pazarlarına açılmak için gümrük duvarlarının kaldırılması tek yol değildir.

Güney Kore gibi Amerika ,İngiltere ,Japonya ,Tayvan gibi ülkelerde uluslar arası ticarette tam serbestlik sağlamamıştır.Gelişmelerinin ilk aşamalarında bu ülkeler % 30 – 50 arası gümrük vergisi uygulamıştır.

G. Kore tecrübesinin bize gösterdiği dünyadaki teknolojilere uyum sağlamak için liberal serbest ticaret gerekli bir unsur değildir.

Dünyaya entegrasyon doğru bir şekilde yapılırsa ülkelere büyük yararlar ve hızlı gelişme sağlar.Fakat ülkeler bunu hazır olmadan yaparsa olumsuz sonuçlarla karşılaşırlar.

Global ekonomik yarışta eşit olmayan oyuncular yer alır.Bunun anlamı ülkelerin kendi üreticilerini gayretli bir biçimde korumasıdır.

Yabancı yatırımlarla ilgili düzenlemeler dikkatlice yapılmalıdır.Böylece gelişmekte olanlar zengin ülkelerden fikirlerini ödünç alabilirler.

Serbest piyasa ekonomistlerince öne sürülen ve ülkeleri bitkin duruma düşüren yanlış globalleşme politikaları geride bırakılmalıdır.

kaynak:prospect-magazine

1 Mayıs 2008 Perşembe

Dünya Golaballeşirken , İnsanları Bizleri Anlamaya Davet Ediyoruz

Globalleşme Hintli kadınlar üzerinde Asya ve Afrika ‘da olduğu gibi bir çok olumsuz etkiler yaratmıştır.

Globalleşme bir çok çokuluslu şirketi milyarlarca dolar daha fazla zengin hale getirmektedir.

Diğer taraftan bir çok insan , bu kurumsal imparatorlukların gelişmekte olan ülke kadınları üzerindeki etkilerinin farkında değildir.

Dünya Gelişme Göstergelerine göre dünyada toplam çalışılan sürenin 2/3 ‘ü kadınlar tarafından gerçekleştirilmektedir.

Buna karşılık kadınların dünyadaki toplam gelirden aldığı pay yalnızca % 10 ‘dur.


Shieva ‘ya göre IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar çalışanlar için köle ücretleri yaratmaktadır.

Global Ticaret gelişmekte olan ülkelerde insan hayatının değerini düşürmektedir .

Bu durum kadınların düşük ücret almasına ,akıl ve fiziksel olarak sağlıksızlaşmasına , küçük görülmesine ve güvensizliğine yol açmaktadır.

Üstelik buralarda kadınlar ev işleri ve dışarıdaki işler olmak üzere 2 tam zamanlı işe sahiptir.

Kadınların sömürülmesi konusunda bir örnek Yeni Delhi ‘ye 24 km. uzaklıktaki Noida İhracat bölgesinden verilebilir.

Burası kadın işçileri tercih etmektedir.Çünkü kadınlar daha uslu ve verimli çalışmaktadır.Bunun anlamı daha kolay kontrol ve daha kötü çalışma koşullarıdır.

İnsanlar buralarda günde 12 saat ,tehlikeli ve sağlığa aykırı şartlarda çalıştırılmaktadır.Hamile kalan ve evlenenler hemen kovulmaktadır.


Sonuç olarak çokuluslu firmalar zenginleşirken burada insanlar köle gibidir.

Dünya insanlarını bizleri anlamaya davet ediyoruz.

kaynak:global_india1.tripod